Bugüne kadar 21 Haziran hep “Adapazarı’nın düşman İşgalinden Kurtuluşu” olarak kutlandı. Tam 99 yıldır böyle kutlanan 21 Haziran için dün Cumhurbaşkanlığı resmi Twitter sayfasında , “Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı olarak Sakarya’nın düşman işgalinden kurtuluş yıl dönümünü kutluyoruz. Kahraman şehit ve gazilerimizi rahmet ve minnetle anıyor, tüm Sakaryalı vatandaşlarımıza saygılarımızı sunuyoruz” paylaşımı yaptı.

Bu paylaşımla birlikte “Sakarya mı Adapazarı mı” sorusu da gündeme geldi. Peki ama 21 Haziran Adapazarı’nın mı, yoksa Sakarya’nın mı kurtuluşu mu!  

İŞTE ŞEHRİN TARİHİ
Bölgede önceleri Britinyalıların, ardından Bizanslıların yaşadıkları bilinmektedir.Öte yandan bilim adamlarının yaptıkları araştırmalara göre, Sakarya Nehri’nin birkaç asır öncesine kadar biri şehrin doğu yakasından geçen bugünkü yatağından, diğeri Beşköprü’nün altından olmak üzere iki farklı koldan aktığı tespit edilmiştir. 

1324’de Orhan Gazizamanında Bizanslılar'dan fethedilen yerleşim birimine “Ada Karyesi” (Adaköy) adının verilmesi, söz konusu bilgileri doğrulamaktadır. Halen mevcudiyetini koruyan Orhan Camii, deprem ve yangınlarla mimarisi değişse de, Osmanlı fethi'nin en önemli ayak izlerini taşımaktadır.

Başta Gubarizadeler, Arapzadeler, Abasıyanıkzadeler ve Rençberzadeler olmak üzere 12 aile tarafından kurulan köy, bölgede ziraatın canlanması üzerine pazarıyla ilgi çekmiş, ardından nüfus artmaya başlamış 16. yüzyılda “Ada Nahiyesi”ne dönüşmüş, 18. yüzyılda Kocaeli vilayetine bağlı “Ada Kazası” adını almıştır.

19. yüzyılda bölgenin zirai ve ticari yapısına göre şekillenen yerleşim; Semerciler; Tığcılar; Hasırcılar; Papuçcular ve Çıracılar adını taşıyan merkez mahalleler kurulmuş ve ilçe Sakarya Nehri’nin iki kolu arasında kurulan pazarıyla, gerçek bir “Adapazarı” hüviyetine dönüşmüştür.

1868 yılında “Adapazarı Belediyesi” adıyla belediye teşkilatı kurulan ilçe, 93 Harbi diye bilinen 1877-78 Osmanlı-Rus Harbi sonrasında, bilhassa Kafkasya ve Balkanlar’dan yoğun göçe maruz kalmış ve bir nevi “Der Saadet” (huzur yurdu) hüviyeti kazanmıştır.

19. asrın ikinci yarısında ilçede, gayri müslim unsurların (Rum ve Ermeni cemaatlerinin) önemli bir ticari gelişme gösterdikleri Uzunçarşı ve Orta Camii civarındaki dükkanlarda ticaret yaptıkları, Kömürpazarı, Karaağaçdibi ve Tuzla Mahallelerinde ikamet ettikleri gözlenmiştir.

I. Cihan Harbi neticesinde işgal kuvvetlerinin Anadolu’ya üşüştükleri dönemde; 3 kez Yunan ve onların işbirlikçisi yerli çetelerin işgaline maruz kalan Adapazarı ilçesi; bir kısmında Çerkez Ethem Kuvvetleri, diğerlerinde Halit Molla liderliğindeki Mahalli Milis Kuvvetleri sayesinde, gayri müslim unsurlardan temizlenerek 21 Haziran 1921'de düşman işgalinden kurtarılmıştır.

“Akova” adıyla bilinen ve ülkenin en verimli ovasında ziraat ağırlıklı bir gelişme gösteren Adapazarı’na, 1940 ve 1950’lerde bilhassa Karadeniz sahillerinden Bulgaristan ve Yunanistan’dan yoğun göçler olmuş; Şeker Fabrikası, Ziraat Aletleri Fabrikası ve Vagon Fabrikası gibi tarımsal sanayinin gelişmesi ise, köyden kente göçü daha da hızlandırmıştır.

Uzun yıllar Kocaeli’ye bağlı bir ilçe olarak yaşayan Adapazarı, TBMM’de 17 Haziran 1954 tarihinde kabul edilen bir yasa ile “Sakarya” adıyla vilayet haline gelmiştir. Sakarya ilinin merkez ilçesi ise Adapazarı olmuştur.

17 Ağustos 1999 tarihinde yaşanan Marmara Depremi Adapazarı’nda büyük can ve mal kaybına yol açmıştır. Resmi kayıtlara göre 3.891 insanımız hayatını kaybetmiş, 5.185 kişi de yaralanmıştır. Sakarya ili içinde 81.702 konut ve işyeri çeşitli düzeylerde hasar görmüştür.