Depremin yalnızca bir ili değil, tüm bölgeyi etkileyen büyük bir yıkım olduğunu hatırlatan Vali Doğan, “O karanlık sabahta, saat 03.02’de yüreğimizin bir köşesi eksik kaldı. Şehrimizin hüzünlü kalbinde 26 yıldır büyüyen bir özlemle, kaybettiklerimizi rahmetle anıyor, geride kalanlara yeniden sabırlar diliyor, acılarını yürekten paylaşıyorum,” dedi.
Deprem gerçeğinin bu toprakların bir kaderi olduğuna dikkat çeken Vali Doğan, afetlere karşı hazırlıklı olmanın bir tercih değil, zorunluluk olduğunu vurguladı. Bu kapsamda şehirlerde yatay mimari anlayışının benimsenmesi ve bilimsel şehir planlamasına dayalı dirençli yerleşim alanlarının inşa edilmesinin ortak bir sorumluluk olduğunu dile getirdi.
“Yüksek binaların değil yatay mimarînin, dar sokakların değil planlı kentlerin, ihmalin değil hazırlığın öne çıktığı bir anlayış geliştirmeliyiz,” ifadelerini kullanan Vali Doğan, Cumhuriyet’in ikinci yüzyılında afet risklerini azaltma, kurumsal koordinasyonu güçlendirme ve toplumu bilinçlendirme kararlılıklarını da dile getirdi.
Türkiye Yüzyılı'nın sadece ekonomik kalkınmanın değil, aynı zamanda güvenli, dirençli ve yaşanabilir şehirlerin yüzyılı olacağını belirten Doğan, çağın bilimsel ve teknolojik gelişmelerine uygun şekilde afetlere karşı gerekli tüm tedbirlerin alınması gerektiğini söyledi.
“İnsan hayatı değerlidir ve her şeyden mühimdir. İnsanın canına kast eden de deprem değil, ihmaldir, tedbirsizliktir,” sözleriyle mesajını sürdüren Vali Doğan, deprem şehitlerine Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı ve sabır diledi. Mesajını ise tüm vatandaşlara sevgi, saygı ve muhabbetlerini sunarak sonlandırdı.