Başkan Kaçar, yazılı açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
"Sendikamızın Eğitim Sekreterliği bünyesinde kurulan, tamamı öğretmenlerden oluşan “Tiyatro Topluluğu” ocak ayından bu yana A. Kemal TUT’un “Cehenneme Git” adlı oyunu çalışmaktaydı. Oyun tamamlanınca arkadaşlarımız bu oyunu üyelerimize ve dostlarımıza yılsonu etkinliği olarak sergilemek istediklerini bildirdiler. Biz de sendika yönetimi olarak, bir organizasyonla Tiyatro topluluğumuzu seyircisiyle buluşturmaya karar verdik. Bunun için de salon aramaya başladık. AKM salonu için Büyükşehir belediyesine, Orhangazi Salonu içi Adapazarı Belediyesine, Kongre Merkezi için Sakarya Üniversitesine başvurduk ancak hepsi de sudan sebeplerle bize (Eğitim Sen’e) salonu vermediler.
Bunların yanı sıra eş zamanlı olarak İl Milli Eğitim Müdürlüğüne de başvuru yaparak; Tamamı öğretmenlerden oluşan tiyatro topluluğumuzun oyununu, mümkünse İl Milli Eğitim Müdürlüğünün uzun süredir devam eden “Sanat Sakarya” projesi kapsamında oynamak istediğimizi, bu uygun olmaz ise uygun olan bir okulun salonunda oynamak istediğimizi bildirdik.
Ancak aradan 15 günden fazla bir süre geçmiş olmasına ve gösteri için talep ettiğimiz tarih geçmiş olmasına rağmen olumlu ya da olumsuz hiçbir yanıt verilmemiştir.
Sonuç olarak İl Milli Eğitim Müdürlüğü başta olmak üzere Adapazarı belediyesi, Büyük şehir belediyesi, SAÜ Rektörlüğü dahil şehirdeki hiçbir kurum bize (Eğitim Sen) salon vermemiştir. İl Milli Eğitim Müdürümüz Sayın Ebubekir Sıddık Savaşçı’nın olumlu yönde görüş bildirmiş olmasına rağmen, İl Milli Eğitim Müdürlüğünden herhangi bir yanıt gelmemesini ayrıca kamuoyunun takdirine bırakıyoruz.
Şehirdeki bir kuruma, üyelerinin tamamı kamu emekçisi olan bir sendikaya, bir tiyatro gösterisi için sırf iktidara yakınlığı yok diye salon verilmemiş olması, her şeyden önce Sakarya’da yaşayan insanlara yapılmış bir hakarettir.
Biz bu dönemin, tekçi, baskıcı, otoriter bir dönem olduğunu biliyoruz. Biz bu dönemin çok yakında sona ereceğini de biliyoruz. Biz bu döneme ilişkin pek çok şeyi unutsak bile, bu ayrımcılığı, bu ötekileştirmeyi, bu yok saymayı asla unutmayacağız!"