Sakarya Yenihaber Gazetesi ve internet sitesinde son yılların en büyük iddiası yayınlandı. Nedir bu iddia! Bu kentte 17 belediye başkanı var. Bunların 15’i AK Parti’den, 2’si ise MHP’den seçildi. Halkın hür iradesiyle seçtiği 17 belediye başkanı için Saadet Partisi Sakarya İl Başkanı Hasan Zengin resmen ‘çalıyorlar’ dedi. Yani! Yanisi manisi yok. Saadet Partisi İl Başkanı Hasan Zengin resmen bütün belediye başkanlarına “hırsız” dedi…

*

Dün “yenilir, yutulur cinsten” olmayan bu çok ağır iddiayı gündeme taşıdım. Dün “Hangi belediye başkanı çalıyor! Ne kadar çalıyor! Açıkla!” başlığıyla birlikte mevzuya daldım. Bugün devam ediyoruz. Başkan Hasan Zengin tam olarak “Şu anda ne yanlış yapıyorlarsa hepsini hazırlıyoruz. Özellikle ilçe belediye başkanlarının kendilerine gidip dosyaları veriyoruz. ‘Bunları düzeltin aksi takdirde hakkınızda suç duyurusunda bulunacağız’ diyoruz. Çünkü çalıyorlar, usulsüzlük yapıyorlar’’ diyor…

*

Dün sorduk ama cevabını alamadık. Saadet Partisi Sakarya İl Başkanı Hasan Zengin’e bugünde sormaya devam edelim. Başkan Zengin açıklamasında “Şu anda ne yanlış yapıyorlarsa hepsini hazırlıyoruz. Özellikle ilçe belediye başkanlarının kendilerine gidip dosyaları veriyoruz” diyor. Şimdi burada bir duralım. Başkan Hasan Zengin, “çalıyor” dediği belediye başkanlarıyla ilgili dosya hazırlıyor ise bu dosyaları neden ilgili belediye başkanlarına gidip elden veriyor! Bakın burası çok ama çok önemli bir ayrıntı… 


*

Sakarya’da hırsızlıkla itham ettiği belediye başkanlarının çaldığını, çırptığını, usulsüzlük yaptığını iddia eden İl Başkanı Hasan Zengin neden bu dosyaları Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığı’na sunmuyor da gidip ilçe belediye başkanlarına veriyor! Siz buna bir anlam verebiliyor musunuz! Sizce “Şu anda ne yanlış yapıyorlarsa hepsini hazırlıyoruz. Özellikle ilçe belediye başkanlarının kendilerine gidip dosyaları veriyoruz” sözlerinin anlamı ne, nedir, ne olabilir! Neden savcılık değil de belediye başkanının makamı! Neden dosya belediye başkanının eline veriliyor! 

*

Başkan Hasan Zengin, “Şu anda ne yanlış yapıyorlarsa hepsini hazırlıyoruz. Özellikle ilçe belediye başkanlarının kendilerine gidip dosyaları veriyoruz” sözlerini “Bunları düzeltin aksi takdirde hakkınızda suç duyurusunda bulunacağız” diyerek sürdürdü. Zengin, “hırsızlıkla” itham ettiği 16 ilçe başkanına “Bunları düzeltin aksi takdirde hakkınızda suç duyurusunda bulunacağız” diyerek neyi amaçlıyor! Birisi çalıyor mu! Git savcılığa ver. Eğer bunu yapmıyorsan adama sormazlar mı! Seninde bir menfaatin mi var! 

*

Şöyle bir düşünün. Bir kent var. Bu kentte 17 belediye başkanı var. Bu belediye başkanlarını “hırsızlık” ile suçlayan siyasi partinin bir il başkanı var. Bu il başkanı, hırsızlıkla suçladığı belediye başkanlarının “çaldığını”, “çırptığını” iddia ediyor. Hatta bununla yetirmeyip sözde elinde olan belge ve bilgilerle bir de dosya hazırlıyor. Sonra mı! Savcılık yerine belediye başkanlarının makamına gidiyor. “Sizi çalarken yakaladım. İşte bu da belge, bilgi, delillerle dolu dosyan” diyor. Sonra “böyle yapmayın hakkınızda suç duyurusunda bulunuruz” diyor...  

*

Bu kentin muhalefete destek veren gazetesi ve bu gazetenin internet sitesi bunları haberleştirip, yayınlıyor. AK Parti cephesinde, MHP cephesinde, belediye başkanlarında, alayında ‘Tık’ ses yok. Yahu adam yıllarca alayının “biz dava adamıyız” dediği kesimin belediye başkanlarına “hırsız” diyor. Kimse “gık” demiyor. Kimse de “tık” yok. Ne bu şaka mı! Harbiden soruyorum. Hepiniz anlaştınız da şaka mı yapıyorsunuz!

*

Bu nasıl iş! Çok özür dilerim. Çok pardon, benim salaklığıma verin ama bu nasıl bir duruş! Bu nasıl bir sessizlik! Bu nasıl bir sakinlik! Bu nasıl bir mide! Kimse kusura bakmasın veya baksın. Hiç değişmez ama bu kentin belediye başkanlarına “Çünkü çalıyorlar” diyerek alayına “Hırsız” diyen sokaklarda kalan delinin biri değil. Siyasi bir partinin İl başkanı, hem de bir zamanlar “Milli Görüş” gemisinde birlikte yol aldıkları bir siyasi partinin il başkanı…

*

Böyle yüz kızartıcı ve çok iğrenç bir iddia karşısında, insanın onur ve şerefine dil uzatıldığı bir iddia karşısında, herkesin ailesi ve çoluk-çocuğu olduğu bir dünyada “hırsızlıkla” itham edilenler, “hırsızlıkla” itham edilen belediye başkanlarıyla birlikte yol yürüyenler, rüzgara gelince esip gürleyenler, lacivert takım elbiseyi giydiklerinde mangalda kül bırakmayanlar nasıl susuyor! Bir basın açıklaması yok. Bir tweet bile yok. Yargıya giden zaten yok… 

*

Aslında diyecek çok ama çok şey var ama bugünlük “mide” meselesi diyerek noktalayalım…

*

Devam edecek…