Ersin İbil…

Kim!

Eski telefon tamircisi, şimdi birilerine göre gazeteci…

Yaa bana göre!

Bana göre gazeteci değil!

Neden!

Çünkü gazetecilik kökü olan bir meslektir…

Gazetecilik öyle ‘Hadi gazeteci olayım’ diyecek bir meslek değildir.

Temel yapmadan bina yapılamayacağına göre, belli birikimin ve kökün olmadan da gazeteci olamazsın…

En azından bana göre olamazsın…

***

Size çok yakın tarihten bir örnek vereyim…

Habertürk Genel Müdürü Veyis Ateş olayına bakın…

Lise mezuniyetinin ardından Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Din felsefesi Bölümü’nden mezun olan Veyis Ateş vakıf işlerine daldı. Özel bir kolejde Din Kültürü ve Ahlâk Bilgisi öğretmenliği yaptı. Bir iki televizyonda görev aldı. 2013 yılında Habertürk TV'ye transfer oldu. Basamakları hızlı tırmandı. Habertürk Genel Müdürü oldu…

***

Yurt dışına kaçan Sedat Peker'in açıklamalarıyla gündeme geldi. İddiaya ve ortada gezen ses kayıtlarına göre adı gündemden bu sıralar hiç düşmeyen Sezgin Baran Korkmaz'ın bazı işlerini çözmek için 10 milyon Euro istediği ileri sürüldü. Sedat Peker bu iddiayı gündeme getirmesiyle birlikte Habertürk Genel Müdürlüğü’nden istifa etti. Bu meslekte yeterince kökü olmayan ve birilerinin arkadan ittirmesiyle bir yerlere gelen Veyis Ateş, bana göre gazeteci olamadı…

***

Veyis Ateş örneği ile Ersin İbil arasında bir bağ yok. Ancak ikisi de bu meslekte yeteri kadar köklü değil. İkisi de “hadi ben gazeteci olayım” demiş ama olamamış. Neyse, bu Ersin İbil ile ilgili bir haber yaptım. Ardından AK Parti ayağa kalktı. Belki ki Ersin İbil’i AK Parti’nin önemli isimleri koruyor, kolluyor. Şimdi ‘koruyor, kolluyor’ diye yazdık yaaa, bunlar yine aslan kesilir. Boşuna bana yine cart curt etmeyin…

***

AK Parti’nin önemli isimleriyle makam arabalarında gezen, AK Parti Milletvekili evlerinde röportaj yapan, AK Parti’nin A Takımıyla çektiği fotoğraflarla rekorlar kitabına girmeye hazırlanan, Yeni Sakarya Stadyumu’nda A Protokol koltuklarında oturabilen ve sıkılmadan oradan kare yayınlayan ben değilim. Elbette bütün bunlar olurken bana soracak değilsiniz ama eleştiriler karşısında sıkılınca bari inkar etmeyin. Bari ‘evet, yakın dostumuz’ diyebilin…

***

AK Parti’ye yakın Sivil Toplum Kuruluşları ve sendikalarında yakın dostu olan bu Ersin İbil ile ilgili haber yaptık. Kesmedi bir de eleştirdik. Yani, yine eşeklik ettik. Kelimenin tam anlamıyla arı kovanına çomak soktuk. Sen misin Ersin İbil’i eleştiren! Bunun bir bedeli var. Bu bedeli önce AK Parti Sakarya İl Başkanı Yunus Tever basın açıklaması ve ardından iki kez attığı 30 tweetle bana ödetmeye kalktı. O bedelle ilgili gerekli cevabı daha önce verdiğimi için bu gün yine o sulara girmiyorum…

***

Ancak o günlerde “AK Parti İl Başkanı Yunus Tever” yakın dostu Ersin İbil’i kollamak adına bana verdiği cevapla ilgili olarak “Biz bu kentte 1984 yılından bu yana gazetecilik yapıyoruz. Bizim çizgimizde belli, karakterimizde belli, gazeteciliğimizde bellidir” diyerek cevap hakkımı kullandım. Bu sözlerim üzerine AK Parti Sakarya İl Yönetim Kurulu Üyesi Emre Tan devreye girdi. Zaten buraya kadar yazdığım kısım “Emre Tan” denilen AK Parti Sakarya İl Yönetim Kurulu Üyesi’ni neden kaleme alacağımın özetiydi…

***

Yaşanan bu süreç sırasında Twitter üzerinden Emre Tan bana hakaret etti. Dikkat edin. Kendisiyle alakalı olmayan bir konuyla ilgili beni eleştirebilir. Hatta sert bir dille de eleştirebilir. Ama o “Kiralık Kalem” diye yazarak bana hakaret etmeyi tercih etti. Şimdi burada durup baktığımızda bunun 2 nedeni olabilir. Birincisi bağlı olduğu makama şirin gözükmek, ikincisi ise benle ilgili eski yıllardan kalan acısı (!) var demek. Tam da böyle oldu. Tan Emre, hem başkana şirin gözükmek, hem de eski yıllarda bana olan acısı nedeniyle benim için ‘kiralık kalem’ yazdı…

***

Peki ne dedi bu Emre Tan! Benim, “Biz bu kentte 1984 yılından bu yana gazetecilik yapıyoruz. Bizim çizgimizde belli, karakterimizde belli, gazeteciliğimizde bellidir” yazım için Emre Tan, “Evet çizgini de karakterini de çok çok iyi biliyoruz. Ekstradan belirtmene gerek yok Cumalı... Rental Pen (Kiralık Kalem)” şeklinde tweet attı. Demek ben “kiralık kalemim!

***

Hani ‘mazi içimde kanayan bir yara’ derler. Emre Tan’ın içinde benimle olan kısım kelimenin tam anlamıyla kanayan bir yara haline gelmiş. O zaman şu maziyi bir açalım. Dimi! Kim haklı, kim haksız! Bakalım bu kentte kim kiralık, kim satılık, kim işine geldi mi CHP’lilerle iş tutuyor, kim işine geldi mi partisine sırt çeviriyor, kim işine gelmedi AK Parti Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanı’na bile ki o başkan kendi partisinden seçildiği halde yarı yolda bırakıyor, kim AK Partili, kim AKP’li !!!

Bunları tarihleri, örnekleri, bilgileriyle yazacam…

----------------

Hoş geldin Serhat Gür kralım…

Serhat Gür…

Kim!

Sakarya Büyükşehir Belediyesi kadrosunda çalışıyor!

Başka!

Medyarota’da köşe yazıyor!

Başka!

Reklam Direktörü…

Başka!

Milli Birlik ve Düşence Derneği Tanıtım ve Medya Başkanı…

Başka!

Dijital Medya ve Habercilik Derneği (DİJİMED) Başkan Yardımcısı…

Başka!

Medyarota Görsel Danışmanı…

Başka!

Başka ne olsun!

Kral her yerde…


***

Peki mevzu ne!

Ersin İbil’in Genel Yayın Yönetmeni olduğu Medyarota’da Serhat Gür köşe yazmış…

Köşenin başlığı ne!

Birileri Demiş Öldü: Şimdi Yazsınlar Kral Geri Döndü…

Yani!

Serhat kralımız için birileri öldü demiş. Şimdi yazsınlar kral geri döndü…

“İş yoğunluğundan dolayı uzun zamandır yazamıyordum. Uzak kaldığım için biraz araştırma yapayım dedim. Bir baktım ki şehirde neler olmuş neler” dedikten sonra yürüyüp gitmiş kralımız…

***

Köşenin başlığında da anlaşıldığı gibi Serhat Gür bu kentte krallığını ilan etmiş.

Ehhh adettendir…

Biz de “Hoş geldin kralım” diyoruz…

Sonra mı!

Sonrasına bakacağız…

Kim kral!

Kim Büyükşehir Belediye Başkanı!

Kim neden Arifiye’ye postalandı!

Kim kimin bacağı!

Kimin kime gücü yetiyor!

Kim maaşının hakkını veriyor!

Kim arkasına kimi alınca bu kentte at koşturuyor!

Sakarya Büyükşehir Belediyesi Terminali’nde neler oluyor!


***

Acele etmeyin…

Sende acele etme Coşkun Bilir…

Sıra sana da gelecek ihaleci…

Sende sıranı bekle başkan…

Dedim yaa acele etmeyin…

Önümüz yaz…

Hepsi ve daha fazlası…