Nurettin Eryılmaz-Fuat Koçer

Lübnan'ın başkenti Beyrut'ta düzenlenen Miss Europe 2021 güzellik yarışmasında üçüncü olan Duygu Çakmak, Sakarya Üniversitesi (SAÜ)'den mezun oldu. 

SAÜ'ye diplomasını almaya gelen Avrupa güzeli Çakmak, HALK54'e özel açıklamalarda bulundu. İşte Duygu Çakmak'ın HALK54'e yaptığı o açıklamalar...

*Duygu bugün diplomanı almaya geldin. Hangi bölümü bitirdiniz anlatabilir misiniz?

- Ben halkla ilişkiler bölümü öğretmeniyim aslında asıl branşım. Üzerine de iletişim bilimleri üzerine yüksek lisans okudum. Daha öncesinde de Sakarya’da ön lisans okumuştum. Şimdi burada yüksek lisansımı tamamladım ve diplomamı almaya geldim çok mutluyum, gururluyum.

*Burada eğitim öğretim dönemin nasıl geçti. Yüz yüze mi uzaktan mı ?

-İlk dönem online eğitim aldık ikinci dönem de yüz yüze bir eğitim aldım. Burada hem gerek Sakarya’nın konumu çok yakındı bana. Gerekse daha öncesinde buradaki aldığım eğitimden çok memnundum. O yüzden tekrardan burayı tercih ettim. Aynı zamanda iletişim bilimleri zaten benim okuduğum branş ile çok alakalıydı çok keyifle okudum. Hiç bitsin istemedim umarım burada doktoramı da yaparım daha sonrasında uzmanlıklarımı da alırım.

*Bir de Covid ile ilgili filmde rol aldınız. Aslında tek oyuncu sizdiniz. Bir de ondan bahsedebilir misiniz nerede çektiniz nasıl oldu çekimler

- Bu filmi Kocaeli’nde çektik. Dünya sağlık örgütünün düzenlediği uluslararası kısa film festivaline yolladık. 1027 filmin arasından 105 ülkenin katıldığı bu festivalde ben finale kaldım benim oynadığım film diyeyim. Şuan ilk 15’te bu film. Ve jürisinde Sharon Stone gibi çok ünlü isimlerin de yer aldığı önemli bir film festivalindeyiz finale kaldık. Derece alırsak da tekrardan Türkiye’ye dünya çapında bir ödül getirmiş olacağız.

*Filmden biraz bahsedebilir misiniz? Hangi konuyu ağırlıklı olarak işlediniz?

- Aslında burada filmimizin isimi Görünmez. Burada Covid’i tabi göremiyoruz ama yaşadık mı hissediyoruz tabi. Filmimizin genel konusunda Covid ile ilgili karantina döneminde özellikle ruhsal sıkıntılar sosyalleşmeden uzaklaşmamız normal hayattan sevdiğimiz şeyleri yapmamamızın adına farkındalık filmiydi. Sonrasındaki oradaki benim oynadığım rolde oradaki genç kız en son bu sıkıntılardan bunalıyor ve dışarı çıkıyor partiye katılıyor. Maskesini tabi ki çıkartıyor kalabalıkta. Eve döndüğünde Covid’i yaşamış oluyor buda Görünmez adlı filmimiz. Yani aslında bu sosyalleşmemek sevdiğimiz şeylerden mahrum kalmak bizim lehimize durumlardı.

*Oynadığınız film sizde nasıl bir etki yarattı?

-: Aslında şöyle bizde bu ruhsal sıkıntıyı yaşadık evimizde. Pandemi döneminde, tam kapanma dönemlerinde yaşadık. Ama oradan çıktıktan sonra halka bir rehavet çöktü açıkçası. Aşılarla ile de maske takmamamız gerek önemsemememiz ile birlikte sonrasında davetlere katılmamız, kapalı alanlarda bulunmamız hepimiz bunları yaptık yaşadık ve birçoğumuz da Covid olduk ne yazık ki. Bu durumdan şöyle söyleyebilirm biz insanlara aslında verdiğimiz bu sosyal mesajla birlikte uyguladık. Birçok insan da bunu yaptı. Bayramlaşmalarımızı yaptık, ev ziyaretlerine gittik, yanlış ama yaptık. Sonrasında alışverişe gittik insanlarla hep sarıldık geri geldi. Yaptığımız yanlışları orada çekerken kendimize burada bunu gerçekleştirdik. Bu yüzden kendi öz eleştirimizi de yapmamız gerekiyor.

* Bir dereceye gireceğinizi tahmin ettiniz mi?

- Asla, biz bu filmi imkânsızlıklar içerisinde çektik diyebilirim. Bir otel odasında çektik. Tek kamera ile montajını bile insanlara rica ederek yalvar yakar yaptığımız bir filmdi. Çok inandık hissettik. Dünyada birkaç uluslararası film festivaline yolladık Covid ile ilgili. Ama en önemlisini de Dünya Sağlık Örgütü’nde finale kaldık bu çok büyük bir başarı. Böyle bir önemli bir projede yer alabilmek hani çok fazla film festivali var ama Dünya Sağlık Örgütü’nün olduğu için bizim için daha fazla kıymetli. O yüzden bunu hiç tahmin etmiyorduk. Tek oyuncu olmak burada güzel bir avantajdı. Umarım bir başarı getirir isek bunu ben getirmiş olacağım. Türkiye adına ülkemizi bu tür platformlarda da desteklemeye devam ediyorum.

* Güzellik yarışmasında bir Avrupa üçüncülüğünüz var. Bunlarla ilgili neler diyeceksiniz?

- Önemli olan güzelliğin bir bütün olabilmesi. Sadece yani fiziğimizin, yüzümüzün, gözümüzün olması değil bence. Güzellik bir bütün, bunu bütün tavırlarımızla doğru bir şekilde yansıtabilmek, Türk kadınını orada doğru temsil edebilmek önemli olan. Orada kamp süresince insanlarla çok iyi geçindim. Buradan giderken onlara pişmaniyeler götürdüm hediyeler götürdüm. Tabi bunlar da orada dikkat çeken şeyler. Disiplin olarak aslında hepsi kamp süresince doğru değerlendirmek önemli. Daha sonrasında da orada çok güzel spor diyet yaparak hazırlandım. Birçok insandan çok daha fazla emek verdiğimi düşünüyorum burada gerek kıyafetlerim uykusuz gecelerin diyeyim o yüzden emeğimin karşılığını aldım.

* Türkiye’deki kadın ile Avrupa’daki kadını kıyaslamak gerekirse nasıl değerlendirişiniz nasıl derecelendirirsiniz?

- Yani aslında tüm insanlar çok güzel nasıl baktığınız ile ilgisi var. Türk kadınları daha misafirperver güler yüzlü sıcakkanlı. Bu açıdan bu farkları görebiliyorsunuz. Biraz daha hani Avrupa’ya kıyasla iletişimi çok sevmeyen daha disiplinli insanlar. Biz biraz daha böyle sıcakkanlı hızlı bir samimiyeteyiz. Belki de doğalız belki de gereksiz bir samimiyet bilmiyorum ama bu insanların hoşuna gidiyor. Bende bu şekilde davrandım zaten insanları çok seviyorum. Türk kadınları bence her yerde farkını gösteriyordur.

* Türkiye’de katledilen kadınlar hakkında ne söylemek istersiniz?

- Yakın zamanda yapılan Bergen filmi de bence biraz farkındalık yaratmak adınaydı diye düşünüyorum. Bu Türkiye’nin acı bir gerçeği. Sosyolojik yapıda bir bozukluk var. Birçok insan bu cinayetleri işledikten sonra olsun o cinayete değerdi diye ceza almalarını bile önemsemiyorlar. Ne yazık ki törpülenemeyen örf ve adetlerimiz var. İnsanların kıskançlıkları nasıl diyeyim evlilikten sonra ayrılamama kuralları. Böyle şeyler oldukça bu insanlar haliyle ne ayrılabiliyor ekonomik özgürlükleri yok. Türkiye’deki yetersiz korumada insanlar koruma talep ediyor bunlar bile zaman zaman yetersiz kalıyor. O yüzden insanların eğitimsizlikleri hepsi bir sorun hangi birinden bahsedebiliriz ama bir insana bir canlıya zarar vermek çok üzücü. Yani onları yapanların da çok normal insan olduklarını düşünmüyorum zaten. Umarım bu sosyolojik buhrandan bir an önce kurtuluruz ve hiçbir canlımıza zarar gelmez.

* Evlilik öncesi sertifika alınsın diye tartışılmıştı. Bu yararlı olur mu sizce?

- Olabilir ama nasıl önüne geçeceksiniz devlet katında bir evlilikten bahsediyoruz sadece bir imza. Onun dışında yine de evlilik dışında da birçok kız arkadaşını öldüren var nişanlısını öldüren var. Bunun önüne nasıl geçilebilir bilmiyorum ama belki bu bireylerin anne baba olması engellenebilir. Herkesin çocuk sahibi olamaması adına bir çalışma yapılabilir. Anne baba ehliyeti verilse daha mantıklı çünkü en azından o insanların öyle bireyler yetiştirilmemesi öngörülür.

* Psikolojik bir kontrolden mi geçirilmesi gerekiyor?

- Evet mutlaka öyle olması gerektiğini düşünüyorum

* Üniversiteyi bitirdin ilerideki projelerinden bahsedebilir misin?

- Okumaktan ziyade insanın kendini geliştirmesinin ne yaşı ne de zamanı var diye düşünüyorum. Okuduğumuz bir cümle bile bizimi hayatımızı farklı bir noktaya taşıyabilir. Burada şimdi yüksek lisans mezunu oldum evet ama yakında fırsatım olursa doktorada yapmak isterim. Tabi doktora böyle laf arası bir okuyayım denilecek bir şey değil ama elimden geldiğince eğitim ve öğretim hayatıma devam etmek istiyorum. Hiçbir şey yapamazsam bile kendimi devamlı geliştirmek istiyorum. Kurslara katılıyorum internetten araştırmalar yapıyorum. Bunlar da kendini geliştirmedir. Bu şekilde devam edeceğim. Yakın zamanda dizi görüşmelerim devam ediyor. Beni ekranlarda görebileceksiniz. Buradan bunu da söyleyebilirim. Mankenlik devam ederken tabi ki oyunculuğa da başlayacağım yakın zamanda. Zaten elimde çok önemli bir kısa filmim var oyunculuk adına. O yüzden bundan sonrasını beyaz perdede televizyon ekranlarında diyebilirim.

* Senin yerinde olmak isteyen genç kızlar var. Onlara öğütün olacak mı?

- Tabi şimdi biz model olduğumuz için bize böyle ön yargılı olup insanlar böyle model olmak isteyen çocuklarına hayır o okuyacak diyor. Bende modelim ve eğitimli bir modelim. İnsanların hangi mesleği yapması istediği ile ilgili alakası yok aslında okuduğu branşın. Evet, kendilerini geliştirmek için okusunlar ama istedikleri mesleği umarım yapabilirler. Çünkü bir ker hiç kimsede istediği mesleği yapmıyor. Ben işte söylüyorum yüksek lisans okudum halkla ilişkiler öğretmeniyim dediğimde e niye modellik yapıyorsun. Aslında bu benim tercih ettiğim meslek. Para kazanmak istediğim meslek bu. Bu alanda yani ikisi birbirinden bağımsız insan ne olursa olsun kendini geliştirebilir. Her koşulda yani her mesleğinde de eğitimlisi eğitimsizi kendini geliştirebileni ya da olmayanı var. Bu yüzden bu şekilde ön yargıyla bakılmaması gerektiğini düşünüyorum. Bu da birçok insana örnek olsun.

Televizyon dünyasında özellikle iş yapan insanlara eğitimsiz olarak yani okumadan hiçbir şey bilmiyoruz da yoldan para kazanmaya geldiğimizi düşünen insanlar var. Aslında durum öyle değil arka planda insanlar kendilerini geliştirmek istediği kadar geliştirebilir. O yüzden emeklerimi de kimse göz ardı etmesin.