CHP Adapazarı İlçe Başkanı Füsun Çetin, AK Parti Sakarya Milletvekili Çiğdem Erdoğan Atabek’in Cumhurbaşkanı adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na yönelik sözlerine tepki gösterdi.

Başkan Çetin, yaptığı yazılı açıklamada şu ifadeleri kullandı:

"AKP Parti Sakarya Milletvekili Çiğdem Erdoğan Atabek’in Cumhurbaşkanı adayımız ve Genel Başkanımız sayın Kemal Kılıçdaroğlu’na yönelik;
"Sadece muhafazakarların değil tüm kadınlarımızın hakları, özgürlükleri bize emanettir. AK Parti sizin zihniyetinizin zamanında mağdur edilmiş ne kadar kadın varsa hepsinin geleceğinin teminatıdır ve teminatı olmaya devam edecektir. " Baskıcı olandan arındık diye nutuk atıp, cebren kendini 6 partiye aday olarak dayatan kişi mi bunu söylüyor.
Bölücü partiyi masaya oturtmak için taklalar atan barış güvercini kılıklı akbaba mı bunları söylüyor. Yazık yazık..." 
Kullandığı bu ifadelere ilişkin sayın Atabek’e sesleniyorum;
Kadın erkek eşitliğine inanmayan ve sosyal hayatta yeri olmadığına inanan bir zihniyetten çıkabilecek olan, hafızanızı tazeleyecek ve partinizin kadına bakışını ifade edecek yüz karası açıklamalardan bazıları:
“Ben zaten kadın erkek eşitliğine inanmıyorum.”
Recep Tayyip Erdoğan / Kadın dernekleri ile yaptığı toplantıda.
“Kadının fıtratında erkeğe köle olmak var”
Uğur Işılak/ Dönemin AKP Milletvekili
"Hiç mi kadınların payı yok?"
Hülya Nergis/ AKP Milletvekili/ Kadına şiddet tartışmaları hakkında. 
"Sadece muhafazakarların değil tüm kadınlarımızın hakları, özgürlükleri bize emanettir. AK Parti sizin zihniyetinizin zamanında mağdur edilmiş ne kadar kadın varsa hepsinin geleceğinin teminatıdır ve teminatı olmaya devam edecektir. "
Diyerek kadın hakları savunucusu kesilen Atabek bu cümlelere karşı hangi sesi yükselttiniz hangi tweeti attınız?
“Akit yazarı, Özlem Zengin Grup Başkan Vekiliniz olduğunda "Ak Parti'de herkes bitti de bu karıya mı sıra geldi?" dedi, siz izlediniz. Yazıklar olsun! Bütün AKP Üç maymunu oynadınız! Kendi Grup Başkan Vekiliniz atandığında bir kadına psikolojik şiddet uygulayan bir alçaklığı sahaya sürene karşı sustunuz, izlediniz. Özlem Hanım'a kadın olduğu için bu muamele uygun görüldü; psikolojik şiddete, muameleye tabi tutuldu.
İktidar olduğu günden bu yana cinsiyetçi dilinden taviz vermeyen AKP ve yandaşlarının kadınlara saldırmaktan vazgeçmediği Türkiye'de, kadın cinayetleri son yıllarda önü alınamaz şekilde artmaya devam ediyor. Kadınların rahat bir nefes alması ancak AKP iktidarının bitmesiyle mümkün
İktidarınızın yarattığı iklime karşı kadınlar sokağa çıkıyor, kamusal hakları için çıkıyor; eşitlik açısından mağdur edildikleri noktada çıkıyorlar, erkek şiddetine karşı çıkıyorlar; her türlü haklarını, bedensel haklarını aramak için çıkıyorlar; sosyolojik haklarını aramak için çıkıyorlar çünkü iktidarınız kadını yoksullaştırdı, kadını istihdam alanından geri kıldı. Ben size söyleyeyim: Son bir yıl içerisinde 385 kadın seks işçiliğine zorlandı sizin iktidarınızda; hiç yüzünüz kızarmıyor mu?
“Kadınlara ve çocuklara zulüm iklimi yarattınız. Yoksul kadınlar, aç çocuklar, haklarından mahrum edilmiş bir halk, biz, halkımızla beraber sizin zulmünüzün bedelini ödemek zorunda mıyız?
Yazıklar size olsun, yazıklar sizin yarattığınız iklime olsun. Kadının üzerinde şiddeti uygulayan iktidarınıza olsun, zulmünüze olsun. Allah zulmünüzü kahretsin! "Yazıklar olsun!" diyeceksek böyle diyelim.
Her 3 çocuğun 1'i aç. Kadın istihdamı yüzde 18'e düştü iktidarınızda. Her türlü geriliğin, her türlü gericiliğin odak noktası oldunuz. O, İstanbul'da zulmettiğiniz yüzlerce kadına neden zulmediyorsunuz, biliyor musunuz? Korkuyorsunuz! Bacaklarınız titriyor...
Hukuksuzluğunuzda boğulacaksınız! Hiçbir hesabı veremeyeceksiniz! Her kadın sizin karşınızda hak kaynağı, hak arayıcısı, her türlü haksızlığın duruş abidesi olacak, bunu sakın unutmayın! Kadınlara hesap vereceksiniz, çocuklara hesap vereceksiniz, yoksullara hesap vereceksiniz! Zulmün hesabını vereceksiniz!”
Siz, 8 Mart günü kadınları dövmediniz mi? Siz, bu ülkenin çocuklarının üçte 1'ini yoksul yaşatmıyor musunuz? Siz, bu ülkede kadın istihdamını yüzde 18'e düşürmediniz mi? Siz bu ülkenin çocuklarını beşikten mezara kadar rehin hâle getirmediniz mi? Her çocuk doğduğunda 5 bin dolar borçla doğmuyor mu?

Siz, bu ülkenin kadınlarını evinde tencere kaynatamaz hâle getirmediniz mi? Siz, Anayasa'nın 12'nci maddesine göre, Anayasa'nın 34'üncü maddesine göre hakkını sahada aramaya çıkan kadınları sokaklara sokmayarak, engelleyerek bir Anayasa ihlali yapmıyor musunuz?
Siz, Anayasa'nın 81'inci maddesine göre bu Anayasa'daki temel hak ve özgürlükleri kullandırmak üzere yemin etmediniz mi? Siz, bu ülkenin milletvekili değil misiniz? Hangi hakla çıkıp daha üç gün önce yaşattığınız zulmü yokmuş gibi konuşuyorsunuz?”
8 Mart ta bir zulüm yaşadık hep beraber. Hani diyorsunuz ya ‘Cennet, annelerin ayaklarının altındadır.8 Mart da annelerin ayaklarının altı cennete ulaşmadı; bırakın cenneti, Taksim'e, Harbiye'ye, Şişhane'ye o ayak altları değmedi. Niye biliyor musunuz? Sizin zalimliğiniz yüzünden, sizin mülki idare amirlerinizin keyfî kararları yüzünden. Bırakın cenneti, cehennem yarattınız bu ülkede ama ben sizi eleştirmeyeceğim, neden eleştirmeyeceğimi de söyleyeyim: Siz aslında üç maymunu oynuyorsunuz böyle muamelelerin olduğu yerde
Umalım ki basta ATABEK olmak üzere AKP’liler; Türkiye Cumhuriyeti’nin 5 Aralık 1934’te kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanındığını… Cumhuriyetin ilk yıllarında kadınların sosyal ve kültürel alanlarda, eğitimde, hukukta, aile içinde, çalışma hayatında, toplumsal yaşamda ve siyasette erkeklerle eşit haklara sahip olmasını hedeflendiğini ve Mustafa Kemal Atatürk’ün bu konuda yasal düzenlemeler yaparak Avrupa’nın birçok ülkesinden önce kadın-erkek eşitliği için bu ülkede emek verildiğini hatırlasın..!"