TBMM’ye sunulan önergede, Sapanca Gölü’nün hem Sakarya hem de Kocaeli için hayati önemde bir içme suyu kaynağı olmasına rağmen, yönetimdeki çok başlılığın sorunu derinleştirdiğine dikkat çekildi. ADASU ile İSU arasında yıllardır çözülemeyen yetki paylaşımının göl üzerindeki baskıyı artırdığı ifade edildi.
Dikbayır, içme suyu niteliğindeki Sapanca Gölü suyunun sanayiye tahsis edilmesinin kabul edilemez bir risk yarattığını belirterek, TÜPRAŞ ve PETKİM gibi büyük sanayi tesislerinin gölden çektiği su miktarlarının ve bu kullanımın emniyetli su bütçesiyle uyumunun açıklanmasını istedi.
Önergede, alternatif su kaynaklarına yönelik projelerin hayata geçirilememesinin gölü kırılgan hâle getirdiği belirtilirken, 2008 yılında çözüm olarak gösterilen Ballıkaya Barajı’nın hâlen tamamlanmamış olmasının kamu yönetimi açısından ciddi bir planlama sorunu olduğuna işaret edildi.
Milletvekili Dikbayır ayrıca, Sapanca Gölü’nün hukuki statüsünün net olmamasının koruma ve işletme süreçlerini zaafa uğrattığını ifade ederek, gölün tek elden ve bütüncül bir yönetim modeliyle ele alınıp alınmayacağını sordu.
Soru önergesinde, ekolojik denge için Çark Deresi’ne bırakılması gereken asgari su miktarı, geleceğe dönük nüfus artışı karşısında Sapanca Gölü’nün yeterliliği ve yıllardır bilimsel raporlarla uyarısı yapılan krizde idari sorumlulukların araştırılıp araştırılmadığı da gündeme getirildi.
Dikbayır, Sapanca Gölü için bağımsız ve kamuoyuna açık bir “Su Bütçesi İzleme ve Denetim Mekanizması” kurulmasının artık bir zorunluluk hâline geldiğini vurguladı.





