İşyerlerinde iş güvenliği açısından olmazsa olmaz diyebileceğimiz hususlardan biri de eğitimdir. Eğitimi işyerine gelen her bir çalışana vermek gerekli mi değil mi konusunu çalışanların iş sağlığı ve güvenliği eğitimlerinin usul ve esasları hakkındaki yönetmeliğine bakarak açıklamak doğru olacaktır diye düşünüyorum.

Çalışanların iş sağlığı ve güvenliği eğitimlerinin usul ve esasları hakkındaki yönetmeliğine bakacak olursak işveren için, iş sağlığı ve güvenliği eğitimleri ile ilgili programların hazırlanmasından, uygulanmasından, eğitimleri için uygun yer, araç ve gereçlerin temin edilmesinden, çalışanların bu eğitimlere katılımlarının sağlanmasından ve katılımların eğitim katılım tutanağı adı altında evrakla kayıt altına alınmasından, program sonunda katılanlar için eğitim belgesi düzenlemesinden yükümlü olduğunu görmekteyiz. Birçok işyeri veya işvereni bu bahsettiğimiz hususta kendi çalışanlarına eğitimleri vermekte veyahut da verdirmektedir. İlgili yönetmelikte; 22/5/2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanununun 7 nci maddesinde yer alan geçici iş ilişkisinde, geçici bir süre ile çalışanları kendi işyerinde çalıştırmak üzere devralan işveren, devraldığı çalışanların iş sağlığı ve güvenliği eğitimlerinin verilmesinden sorumludur. Ayrıca geçici bir süre ile çalışanları kendi işyerinde çalıştırmak üzere devralan işveren, devraldığı çalışanları ve işverenlerini iş sağlığı ve güvenliği risklerine ilişkin bilgilendirir şeklinde madde bulunmaktadır. İşte işyerlerinde eğitim konusunda ki bu madde bir handikap olarak karşımıza çıkmakta olup bu maddeye istinaden işyerine dışarıdan geçici süre ile çalışmak için gelen kişilerden “benim işyerim sorumlu değil, onlar benim çalışanım değil, yarım saatlik işleri var zaten bir de eğitim mi vereceğiz” demenin ne denli yanlış olduğu ayan beyan ortaya çıkmaktadır.

Yine ilgili yönetmeliğin bir başka maddesine bakacak olursak; iş kanununun 2 nci maddesinin yedinci fıkrasında belirtilen asıl işveren-alt işveren ilişkisi kurulan işyerlerinde, her işveren kendi çalışanlarının iş sağlığı ve güvenliği eğitimlerinin verilmesinden sorumludur. Bu işyerlerinde alt işverenin çalışanlarının eğitimleri ile ilgili asıl işveren alt işverence bilgilendirilir. Asıl işveren, alt işverenin çalışanlarının iş sağlığı ve güvenliği eğitimlerine dair belgeleri kontrol etmekle yükümlüdür. Ayrıca asıl işveren, alt işverenin çalışanlarına işe başlamadan önce işyerine özgü risklere ilişkin bilgi verir maddesi bulunmaktadır. Bahsi geçen maddeye göre de, “ben alt işverenin çalışanlarından sorumlu değilim, onların kendi işvereni var beni bağlamaz” demek de çok doğru bir yaklaşım olarak karşımıza çıkmıyor.

Yine aynı yönetmeliğin başka bir maddesinde de; işveren, tehlikeli ve çok tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde; yapılacak işlerde karşılaşılacak sağlık ve güvenlik riskleri ile ilgili yeterli bilgi ve talimatları içeren eğitimin alındığına dair belge olmaksızın, başka işyerlerinden çalışmak üzere gelen çalışanları işe başlatamaz şeklinde net ve kesin ifadeler bulunmaktadır. Yönetmelik bu kadar açık ve net iken eğitimin kaçınılmaz olduğunu, eğitimin şart olduğunu kavramış olmak gerekmektedir.

İşe yeni başlayan ya da işyerine dışarıdan gelen bir personele iş güvenliği eğitimi vermeden, ilgili eğitimleri alıp almadığını belgelemeden, belgelerini istemeden “hadi geç şu makinenin başına çalışmaya başla” demek günümüzde yapılabilecek en büyük hatalar arasında yer alacaktır diye düşünüyorum.

Ufuk DURSUNOĞLU

İş Güvenliği Uzmanı –İlk Yardım eğitmeni