Sakarya’da 1999 Marmara Depremi’nden kalan riskli yapılar şehirde büyük endişe yaratıyor.  Uzmanlar,  içerisinde binlerce kişinin yaşadığı bu binalarla ilgili uyarılarını sürdürüyor.  Riskli binaların yerinde dönüşümü konusunda ise hala gerekli adımlar atılabilmiş değil. Haberlisin'den Nazile Akarsu'ya açıklamalarda bulunan Sakarya Ticaret ve Sanayi Odası (SATSO) 34. Meslek Komitesi Meclis Üyesi ve SATSO Meclis Başkan Yardımcısı Murat Ekşi, bir an önce harekete geçilmesi gerektiğini ifade ederken riskli yapılarda oturan vatandaşları da daha duyarlı olmaya çağırdı.

Ekşi, “Kentsel dönüşüm şehrimizin en önemli konularından biri. Hasarlı binalarda oturan vatandaşlarımızın üzerinde büyük bir sorumluluk ve vebal var. Maalesef dönüşüm konusunda atılan hiçbir adım yok. Ev sahipleri merdivenlerinden çıkmaya korktukları binaları çok yüksek fiyatlara göçmenlere kiralıyor. Bu evlerin çoğu da şehir merkezinde bulunuyor.  Hepimiz her gün bu binaların önünden geçiyoruz. Ne yazık ki deprem çok yakın. Bilim insanları 90 artıları geçtik diyorlar. Deprem bugün de olabilir, yarın da olabilir” şeklinde konuştu.

“BİNA SAHİPLERİ İLGİSİZ”

Murat Ekşi, Sakarya’nın 1999 depreminden sonra yeniden inşa edilen bir şehir olduğunu, buna karşılık hala hasarlı binaların tartışıldığını dile getirdi. Hükümetin yerinde dönüşümle ilgili birçok kolaylık getirmesine rağmen bina sahiplerinin buna ilgisiz kaldığını belirten Ekşi açıklamalarına şöyle devam etti;  “Maalesef ilimizde kentsel dönüşüm ve deprem ile ilgili yeteri kadar bilinç yok. Hükümet yerinde dönüşüm kapsamında eski ve riskli yapılar için önemli düzenlemeler getirdi.  5 katlı bir binan varsa hak kaybı olmasın diye, bugünkü şartlarda, bugünkü imar uygulamalarına göre 5 katlı bina yapmanıza izin verildi.  Bu çok büyük bir avantaj. 

Eskiden kat karşılığında 5 katlı binayı yıkıp,3 katlı yapılıyordu. Bir daire kayıp oluyordu. Bu sefer vatandaş hak kaybı yaşıyordu. Fakat bakıyoruz bu adımdan sonra İstanbul’da 14 bine yakın başvuru oldu. Ama bizde bununla ilgili başvuru yok.  İlimizde çok büyük bilinçsizlik var. Kentsel dönüşümle ilgili radikal kararlar almak gerekiyor. Ben belediye olsam sakat görünen binalardan karot örneği alırım ve sonuçları kötü çıkan binaların tamamı için yıkım kararı çıkarırım. Evet, bu radikal bir karar; ama insan hayatından daha önemli bir şey olmadığını düşünüyorum. Yarın öbür gün bu kararları almayanların yakınları da o yıkılan binaların altında kalabilir. Sakarya’mız gibi bir şehirde artık bu binaların olmaması gerektiğini düşünüyorum.”

‘BİR İLÇE NÜFUSU KADAR’

“Sakarya gibi zemini olan bir yerde 50 katlı bina da yapabilirsiniz” diyen Ekşi, “Suyun üzerine insanlar bina yapıyor. Sakarya gibi bir yerde 50 katlı bina yapmak isterseniz binanın altına da bina kadar para harcamanız gerekir.  Bu kez daire fiyatları daha da artar. Bu şehirde hala yıkılması gereken 7 bin bina var ve biz bu binalarda oturuyoruz. Sakarya gibi 1 milyon nüfuslu bir yerde 7 bin bina ne demek? Bu binaların her bir dairesinde 3 kişi otursa 60 bin insan yapar.  Bu da büyük bir ilçenin nüfusuna denk gelir. Düşünebiliyor musunuz,  Sakarya’nın büyük bir ilçesi kadar insanın oturduğu bina kamyon geçse yıkılacak durumda. Olası bir depremde bir ilçe kadar insan mağdur olacak. Bu nedenle  herkese büyük sorumluluk düşüyor. Artık kaybedecek zamanımız kalmadı ” şeklinde konuştu.