Konuşmasına Sakarya şehrinin tarihine değinerek başlayan Yazar Fahri Tuna, “17 Haziran 1954‘te Kocaeli ’den ayrılan Adapazarı ilçesini vilayet yaparlarken kenardan geçen Sakarya Nehri’nden dolayı şehrin adı Sakarya olsun demişler. İnsanlar bir vilayetten olmazlar bir şehirden olurlar. Bu yüzden hiç kimseden Sakaryalıyım kelimesini duyamazsınız, Adapazarlıyım kelimesini duyarsınız.” dedi.

“Şehrin ruhu açısından ‘Adapazarlıyım’ diyoruz”

Adapazarlı ve Sakaryalı kavramları arasındaki farkı değerlendiren Tuna, “Biz Adapazarlılar olarak bir insan devamlı Sakarya’dan bahsederken Sakarya diyorsa biz ondan şehre yeni gelmiş ve henüz dönüşmemiş olduğunu anlıyoruz. Doğrusu şehrin ruhu açısından Adapazarlıyım diyoruz. Sakaryalı müphem bir kavramdır, içi boştur. Fırsatçılık içerir, haklılık içermez. Sakaryalı kavramı nahoş, sevimsiz bir kavramdır. Adapazarlı ise ırk gözetmeden herkese kardeşlik duygusu hissettirir böyle güzel bir kavramdır.” ifadelerini kullandı.

Fahri-Tuna-KiTAPFEST’te-Sakarya-sehrini-Anlatti-5-1536x1024

“On yedi etnik kökenin ve dilin bulunduğu bir kardeşlik türküsüdür Adapazarı”

Sakarya şehrinin kozmopolit bir şehir olduğundan, aldığı göçleri ve sahip olduğu bir arada yaşama bilincinin güzelliğinden bahseden Tuna, “Adapazarı Ahmediye’ye 1863’te Çerkez ve Abazalar yerleştirilmişti. 1881’ de yani Atatürk’ün doğduğu yılda Bosna’dan bir göç almış. Sonra Kosova’dan Arnavutluk’tan, Boşnak’tan göç almış. Daha sonra Makedonya göçmenleri, Makedonya Müslümanları, Makedonya Türkleri, Bulgaristan Türkleriyle birlikte mübadele derken Anadolu’dan göçlerle Adapazarı bugün on yedi etnik kökenin bulunduğu ve on yedi dilin konuşulduğu bir kardeşlik türküsü oldu.” şeklinde konuştu.

“Eskiler ‘Ada’nın Pazarına’ gidiyoruz derlerdi”

Adapazarı kavramının hikâyesini anlatan Tuna, “Adapazarı Sakarya Nehri ile Çark Deresi arasında olduğundan 1500’lerde pazar kurulmaya başlanınca civar köylerden gelen insanlar iki nehri geçmek zorundalardı. ‘Ada’nın Pazarına’ gidiyoruz derlerdi. Eski insanlar bu şehre ‘Ada’ derlerdi. Buradan da bataklık olduğu için geç dönen bir şehir olduğunu anlıyoruz. Bu şehirde hiç kimse kimsenin diline, dinine milletine karışmaz. İnanılmaz bir hoşgörüyle yaşıyoruz. Ufak tefek problemleri saymazsak inanılmaz bir kardeşlik vardır.” diye konuştu.

Adapazarı’nın bir hoşgörü ve birliktelik şehri olduğunu söyleyen Tuna, “Adapazarı kendini dönüştürür. Nereli olursanız olun ister Mersinli ister Trabzonlu olun sokağa çıktığınız andan itibaren hepiniz kardeşsinizdir. Adapazarı bir kardeşlik türküsüdür, bir hoşgörüdür, birlikteliktir. Bunun temeli de manav denen yerli Türkmenlerden kaynaklanıyor. Yani bir etnik kökenden olmadıkları ve azınlık psikolojisine sahip olmadıkları için bu şekilde.” açıklamasında bulundu.

Söyleşinin sonunda Yazar Fahri Tuna ve Mehmet Mazak imza gününde sevenleriyle bir araya geldi.