Sakarya Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi ve Sr. Trainer Expert (Kıdemli Eğitim Uzmanı) Prof. Dr. İbrahim Çil, “Orta Doğu Teknik Üniversitesi Dijital Dönüşüm ve İnovasyon Merkezi (METU-DTX)” bünyesinde yürütülen “ODTÜ Dijital İnovasyon Merkezi Teknik Destek” projesi kapsamında dört modülden oluşan bir eğitim serisi verdi.
Prof. Dr. Çil, “Çevik ve Esnek Üretim Temelleri”, “Esnek Montaj Sistemleri”, “Esnek ve Çevik Üretim: İş Organizasyonu” ile “Dijital Ürün Geliştirme ve Endüstri 4.0 Standartları” başlıklı eğitimlerde, bakanlık çalışanları, ODTÜ öğretim üyeleri ve sektör temsilcilerine önemli bilgiler sundu.
“Çevik ve Esnek Üretimin Temelleri”
Eğitimin ilk modülünde, üretim sistemlerinde çeviklik, esneklik ve hızlı adaptasyonun nasıl sağlanabileceği ele alındı. Dijital dönüşümün yalnızca teknolojik yenilikle sınırlı olmadığı, aynı zamanda yeni iş modelleri ve çevik yönetim anlayışı ile desteklenmesi gerektiği vurgulandı.
Katılımcılar, Agile felsefesi, çevik yaklaşımın itici güçleri ve Scrum metodolojisinin üretim ortamındaki uygulanışı gibi konularda teorik ve pratik bilgi edindi. Yalın ve çevik üretimin nasıl sinerjik bir etki yarattığı tartışılırken, başarılı ve başarısız çevik dönüşüm örnekleri vaka analizleriyle değerlendirildi.
“Esnek Montaj Sistemleri”
Bu eğitimde esnek montaj sistemlerinin temel yapı taşları, kullanılan ekipmanlar ve yönetim yaklaşımları detaylı biçimde ele alındı. Esnek montaj sistemleri, birden fazla ürün tipi veya varyasyonu arasında hızlı geçiş yapabilen, modüler, yeniden programlanabilir ve insan-robot iş birliğine açık yapılar olarak tanımlandı. Bu sistemlerde kullanılan robotik kollar, akıllı konveyörler, görüntü işleme sistemleri, sensörler ve veri toplama teknolojilerinin, üretim süreçlerini hem otomatikleştirerek verimliliği artırdığı hem de çevik hale getirdiği belirtildi.
Endüstri 4.0 ile birlikte esnek montaj sistemlerinin üretimde zorunlu hale geldiği, akıllı hatlar, dijital ikizler, MES sistemleri, otonom robotlar ve yapay zekâ destekli çözümlerle üretim esnekliğinin ileri seviyelere taşındığı aktarıldı. Bu sistemlerin farklı ürünlerin aynı hatta hızlı ve kolay şekilde üretilmesini sağladığı, küçük partilerle çalışan işletmelere önemli avantajlar sunduğu, maliyetleri azalttığı, teslim sürelerini kısalttığı ve müşteri memnuniyetini artırdığı vurgulandı. Ayrıca yalın üretimle uyumlu yapılarının çevik üretim modellerinin temelini oluşturduğu ve firmalara rekabet avantajı sağladığı belirtildi.
Eğitimde ayrıca, esnek montajı mümkün kılan teknolojiler ve uygulama alanları kapsamlı şekilde aktarıldı. Modüler istasyon tasarımları, cobot’ların (iş birliğine açık robotlar) üretim hatlarına entegrasyonu, AGV’lerin (otonom taşıma araçları) kullanımı, U-tipi ve hücresel hat tasarımları, Yamazumi ve hat dengeleme yöntemleri, Heijunka ile talep dengesi sağlama teknikleri ve SMED yöntemiyle hızlı ürün değişimi konuları örneklerle birlikte anlatıldı.
“Esnek ve Çevik Üretim: İş Organizasyonu”
Eğitimin üçüncü modülünde, şirketlerin rekabet ortamına uyum sağlayabilmeleri için organizasyonel yapılarını ve süreçlerini nasıl dönüştürmeleri gerektiği ele alındı. Çevik organizasyon, esnek çalışma biçimleri, esnek iş gücü ve teknolojinin iş süreçlerine etkisi kapsamlı şekilde ele alındı. Eğitim boyunca, üstel ve yıkıcı teknolojilerin iş dünyasını nasıl dönüştürdüğü, VUCA (Volatility, Uncertainty, Complexity, Ambiguity) dünyasında hangi organizasyonel yapıların daha dayanıklı olduğu ve çevik organizasyonların silo yapıları
nasıl yıktığı tartışıldı.
Ayrıca, esnek çalışma modelleri ve esnek iş gücü yönetiminin önemi, yeni kuşakların bu modellere bakışı, SHOJINKA yaklaşımının talep dalgalanmalarında sağladığı çeviklik, iş rotasyonunun çalışanlar ve kuruluşlar için faydaları, çoklu yetenek ve beceri matrislerinin neden kritik olduğu gibi konular işlendi. Eğitim, OJT (iş başında eğitim) uygulamalarının esnek iş gücü geliştirmedeki rolü ve çoklu beceri değerlendirmesinin nasıl yapılması gerektiği konularıyla tamamlandı.
“Dijital Ürün Geliştirme ve Endüstri 4.0 Standartlar”
Eğitimin son modülünde ise dijital dönüşüm, dijital ürün ve dijital müşteri kavramlarıyla ilişkili standartlar ele alındı. Dijital ekosistemin sürdürülebilir, güvenli ve birlikte çalışabilir olabilmesi için standartların önemi vurgulandı. Endüstri 4.0’ın temelini oluşturan standartları anlamak, uygulamak ve stratejik biçimde yönetmek; kurumların dijital olgunluğa ulaşmasında kritik bir unsur olarak değerlendirildi. Standartların sistemlerin birbiriyle konuşabilmesini, veri paylaşımının güvenli ve anlamlı hale gelmesini, teknolojik
entegrasyonun ölçeklenebilirliğini sağladığı anlatıldı.
Eğitimde, dijital dönüşümde standartların farkındalığını artırmak, doğru çerçeveler ve mimarilerle entegrasyon kabiliyetlerini güçlendirmek hedeflendi. Katılımcılara Endüstri 4.0 ve IIoT standartları, siber-fiziksel üretim sistemleri, BT/OT entegrasyonu, Almanya Endüstri 4.0 standardizasyon yol haritası, referans mimariler (RAMI 4.0, IIRA vb.), IIoT protokolleri (OPC UA, MQTT, AMQP), operasyonel teknolojilerde BT güvenliği, dijital ürün ve müşteri kavramları, gemi inşa ve otomotiv sektörlerinden örnek kullanım senaryoları ile geleceğin standartlarına ilişkin vizyon aktarıldı.
Rekabetçi üretim vizyonuna katkı hedefi
Prof. Dr. İbrahim Çil, eğitimin hem Türkiye’nin dijital dönüşüm yolculuğuna katkı sunma hem de uluslararası ölçekte rekabetçi üretim sistemlerine ilişkin bilgi birikimini paylaşma açısından önemli bir deneyim olduğunu aktardı. Prof. Dr. Çil, seçkin katılımcıların yer aldığı vizyoner bir merkeze katkı sağlamaktan ve ülkenin dijital dönüşüm sürecine destek olmaktan büyük bir gurur duyduğunu ifade ederek, katkılarından dolayı METU-DTX ekibine, T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığına ve Sistem Global Danışmanlık A.Ş.’ye teşekkür etti.