Hendek'te bulunan Sakarya 2. Organize Sanayi Bölgesi girişinde Karayolları Genel Müdürlüğü'ne ait olan iki parsel halindeki 87 dönümlük arsanın Sakarya Büyükşehir Belediyesi'ne devredilmesi gündemdeki yerini koruyor.

AK Parti Sakarya Milletvekili Ali İnci ile Hendek Belediye Başkanı İrfan Püsküllü 87 dönümlük arsanın Hendek Belediyesi’ne devri için girişimlerde bulunmuş ancak süreç sonunda arsa Büyükşehir’e geçmişti. Milletvekili Ali İnci’nin konuya ilişkin yaklaşık bir ay önce muhtarlarla toplantıda sarf ettiği “Bu çıkartılmış, bitmiş olan bir olayı gasp edilmesi gibi bir olaydır, çok hoş bir olay olmadı” sözleri ise tartışmayı daha da büyütmüştü.

ALEMDAR, CANLI YAYINDA SÜRECİ ANLATTI
Tartışmaların ardından Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Alemdar, Tv264 ekranlarında canlı yayınlanan Gazeteciler Soruyor programına konuk oldu. Gazeteciler Zafer Tokuş, Hakan Turhan, Hüseyin Cumalı ve yorumcu Kemal Turgaç’ın sorularını yanıtlayan Alemdar, 87 dönümlük arsanın devriyle ilgili süreci ayrıntılarıyla anlattı.

Başkan Alemdar'ın konuyla ilgili açıklamalarından öne çıkan satırbaşları şu şekilde:

SİMDER 24 Kasım Öğretmenler Günü’nde Ahde Vefa Kabir ziyaretleri yapacak
SİMDER 24 Kasım Öğretmenler Günü’nde Ahde Vefa Kabir ziyaretleri yapacak
İçeriği Görüntüle

"BURAYI İSTİYORUZ DEDİK VE ALDIK"
"Seçim bittiği günden itibaren Hendek bölgesinde yapacağımız çalışmaları ortaya koyarken bizim daha önce Beylice tarafında bir yerimiz vardı. Biz sayın bakanımızı ziyaret ettiğimizde bizden burayla ilgili bir talep geldi. Gittiğimizde olur dedik ama bizim de bir talebimiz var dedik. Bu talebimizde bu yere karşılık sizden burayı ve burayı istiyoruz dedik. Dediler ki bir değerine bakmamız lazım. Eyvallah gelsin baksınlar değerini tespit edelim. Geldiler. Değer tespiti yaptık ve değer tespitinden sonra ve o toplantıda milletvekilimiz Sayın Ali İnci de vardı ki Ali İnci'nin de bu konuda destekleri var. Yani biz uyum içinde çalışıyoruz.

“KİMSENİN YERİNE ÇÖKMEDİM, PARASINI VERİP ALDIM”
Ama burası yani sonradan gündeme gelmiş. Burası daha önce Hendek Belediyesi'nin ya da Hendek'te bir vatandaşın yeri değildi. Burası kullanılmayan bir milli hazinenin bir yeri de değildi. Burasının daha önce otoban yapılırken kamulaştırılmış, şantiye olarak kullanılmış bir yer. O zamandan kalmış bir yeri ben biliyorum. Ben bildiğim yeri yere karşılık talep ediyorum ve burada Hendek Belediyesi’nin ya da Hendek'teki bir kısım arkadaşların ‘bizim malımız alınıyor’ diye konuşuyor. Ya kardeşim ben kimsenin yerine almadım ki. Ben kimsenin malına çökmedim. Bedava almadım. Sayın bakanımızdan teklif geldi, teklife teklif sundum. Milletvekillerimizin, genel başkanımızın olduğu huzurda hep beraber dedik ki size ben burayı veririm ama burayı burayı isterim. Ali İnci de oradaydı.

“HENDEK’İN MALINI ALMADIM, İSTESEYDİNİZ SİZ ALIRDINIZ”
Biz milletvekillerimizle bir bütünlük içerisinde gidiyoruz. Yani ben bunu hep söylüyorum. Başarı benim değil hepimizin diyorum. Ortak diyorum. Birlikteyiz diyorum. Ve bu yer o zamana kadar kimsenin kıymetlisi değildi. Oradaki bunu gündeme getiren muhtarlar, Muhtarlar Derneği ya da sivil toplum kimse, tamam ben sizin yerinizi nasıl aldım yani? Nasıl Hendek’in yerini aldım? Karayollarının kullandığı bir yer. Karayollarının para verip aldığı bir yer. Karayollarının para vermiş olduğu yeri ben para verip alıyorum. E siz alsaydınız? Polemiklere girmiyorum. Benim ne milletvekili ne belediye başkanıyla böyle bir polemiğe girmem, böyle bir karşılıklı seni, benimdi anlayışı ortaya koymam çok doğru değil. Bakın bir doğru düzgün bir herhangi bir söylemde de bulunmadım. Milletvekilimiz hangi şartlarda söylemiş? Niçin söylemiş. Size de açıklama yapmıştır.

"SİYASETEN 'SEN-BEN' OLAYI YOK"
Size yapmış olduğu açıklamada da ya böyle bir kasıtlı, bir art niyetli, bizi cephe almadığını söyleyen cümleler kurdu. Ben kendisiyle de görüşüyorum. Bugün de beraberdik. Bugün de sağ olsun yine birlikte hareket ediyoruz. Siyaseten sen ben olayı yok.

“YER BENİM YERİM; İSTER SATARIM, İSTER PARK YAPARIM”
Ben burayı bakandan istediğimde dilekçemizi verip yazıp bakandan burayı aldığımızda başkan ‘ya ben de almak istedim orayı’ dedi. Ama yani iş bitmiş. Ben bunu bilmiyorum ki senin isteyip istemediğini, ben bilmiyorum. Sen bana, ben bunu çalışmalarını yapıp belli bir aşamaya geldikten sonra söylüyorsun. Bu saatten sonra benim milletin sonra bu çalışmayı ben şahsıma almıyorum. Bir yere de götürmüyorum. Yer verip bedava da almıyorum. Burasını bedava da almıyorum. Para verip alıyorum yeri. İkincisi de, yani bir ilçe belediye başkanı neyin imzasını atacak onu anlamadım ben. Şöyle düşünüyordur o. Orası OSB'ye… Yok öyle bir şey kardeşim. Büyükşehir Belediyesi yazısını yazar. Bakanlığı kabul eder etmez. İlçe belediyesinin de görüşü alınır. Ama ilçe belediyesi bir görüş vermedi diye bir çalışma, bir faaliyet orada kalmaz. Büyükşehir Belediyesi, valilik ve bakanlık kararı verir. Yer benim yerim. Ben İrfan Püsküllü Ahmet Mehmet bilmem. Ama ben bir şey söylüyorum. Yer benim yerim. İster satarım, ister park yaparım, ister sanayiye katarım.