Öncelikle geçen hafta yayımlanmış olan ilk yazıma yadsınamaz derecede gelen ilgiye teşekkürlerimi sunuyorum. 1 temmuz 2020 tarihine dikkat çekip, 50'den az çalışanı bulunan ve az tehlikeli sınıfta yer alan işyerleri ile kamu kurumlarının İş Sağlığı ve Güvenliği Hizmeti alması zorunluluğunun artık daha fazla ertelenmeden hayata geçirilmesinin gerektiğini ifade etmiştim. Bu yazıma istinaden "bir de işveren kanadından olaya bakmak gerekir" şeklinde düşüncelerin olacağını az çok tahmin ederek bu hafta ki yazımda iş sağlığı ve güvenliği hizmeti kapsamında işverenlere sunulan destekten bahsetmekten fayda görüyorum.

İş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinin desteklenmesi hakkında tebliğe göre tehlikeli ve çok tehlikeli sınıfta yer alıp 10'dan çalışanı bulunan işyerleri kapsam içerisine girip destekten faydalanabilmektedir. Aynı tebliğin 4.maddesinde tehlikeli ve çok tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerine sahip işverenler, iş sağlığı ve güvenliği desteğinden yararlanmak için işyerlerinin tescil edildiği ünitelere, yine aynı tebliğin ek-1’de belirtilen başvuru formu ile müracaat edip destekten faydalanabilme adına başvuru yapabilirler. Aynı işverenin Türkiye genelinde birden fazla tescilli işyerinin bulunması halinde müracaat, tehlikeli ve çok tehlikeli sınıfta yer alan işyerleri, başvuru formunda ayrı ayrı belirtilmek suretiyle işverenin merkez işyerinin tescilli olduğu ünitelere yapılır. Bu bağlamda yapılacak olan destek, ödeme döneminin kapsadığı her bir ay için, prime esas günlük kazanç alt sınırına tehlikeli işyerleri için %1,4 oranı, çok tehlikeli işyerleri için %1,6 oranı uygulanarak, her bir sigortalı için ödenecek desteğin günlük tutarı hesaplanacaktır.

Bahsettiklerimiz tehlikeli ve çok tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerini kapsamaktayken buna mukabil az tehlikeli işyerleri için sağlanan kolaylığı, işyerlerinde işveren veya işveren vekili tarafından yürütülecek iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerine ilişkin yönetmeliğine bakarak açıklayabiliriz.

Elliden az çalışanı bulunan ve az tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde, bahsi geçen yönetmelik madde 5 der ki; yönetmelikte belirtilen eğitimi tamamlayarak sınavda başarılı olan işveren veya işveren vekilleri, iş sağlığı ve güvenliği mevzuatında iş güvenliği uzmanı veya işyeri hekimine verilen görevleri, işe giriş ve periyodik muayeneler ve tetkikler hariç olmak üzere yürütebilir. Buradan da anlaşılacağı üzere dışarıdan iş güvenliği hizmeti almadan hem işveren hem de iş güvenliği uzmanı olarak kendi yağınızda kavrulabilirsiniz. Kağıt üzerinde her ne kadar kulağa hoş gelse de, iş güvenliğinin uygulanabilirliği açısından bu durumun çok sağlıklı, çok işlevsel olduğu kanaatinde değilim. Çünkü yönetmeliğe göre bakacak olursak işveren âdeta kendi kendine danışmanlık ve rehberlik yaparak iş güvenliği açısından iyileştirmeler yapmak adına öneri ve tespitlerini yine kendi kendine yapıp hayata geçirilmesini sağlayacak gibi görünüyor. Her ne kadar bahsettiğimiz hususun iş güvenliğinin işleyişine ters olduğunu düşünsem de, işveren veya işveren vekili iseniz ve 50’den az çalışana sahip olup, az tehlikeli bir işyeriniz varsa bu haktan faydalanabileceğinizi hatırlatmak isterim…

Ufuk DURSUNOĞLU

İş Güvenliği Uzmanı –İlk Yardım eğitmeni