Kocaeli’nin Dilovası ilçesinde yaşayan ve hayvancılıkla uğraşan Zafer-Ferda Düz çiftinin 2 çocuğundan en büyük olanı 17 yaşındaki lise son sınıf öğrencisi Enhar Efe Düz, hayvanların bakımında ailesine yardım ediyor. Her gün sabahın erken saatlerinde uyanarak kurbanlık olarak yetiştirdikleri hayvanların yemlerini veren Düz, hayvanların bakımının ardından okuluna gidiyor. Okul saatlerinin dışında ise eline değneğini alarak koyunları dağda, tepede otlatmaya götüren Düz, sırtından okul çantasını ayırmıyor. Bir yandan hayvanlarla ilgilenen Düz, bir yandan da hayvanlar dinlendiği sırada bulduğu yere oturarak ders çalışıyor. Bu şekilde üniversite sınavlarına hazırlanan Düz, hayvanlarla daha iyi ilgilenebilmek için veteriner olmak istediğini söylüyor.

AW662785_03

“Hayvanları otlatırken kitaplarımı yanıma alıyorum”
Hayvancılık işinin dedesinden babasına geçtiğini anlatan Enhar Efe Düz, “Babamdan da bize geçiyor Allah nasip ederse. O şekilde devam ettireceğiz ama her şeyin fiyatı yükseldi. Okula giderken zor oluyordu. Babamla birlikte sabah 06.00’da kalkıyoruz. İçeride hayvanlarımız var kurbanlıklar, adaklıklar. Onlara beraber bakıyoruz. Daha sonra ben okula gidiyorum. Ders işledikten sonra geri gelip tekrar hayvanları otlatıyoruz babamla beraber. Günümüz o şekilde geçiyor. Ailem müsait olmadığı zaman elimden geldiğince ben yardımcı oluyorum. Hayvanları otlatıyorum, içeridekilere yemlerini veriyorum. Tabii bu arada derslerden geri kalmamak için kitaplarımı yanıma alıyorum. Burada hayvanlar dinlendiği zaman ben de derslerimi çalışıyorum. Hava sıcak, yaz geldi. Bu ara baya bir zor oluyor çantayı taşıması, hayvanlara bakması. Ama mecburuz, yapacak bir şey yok. İşimiz bu” dedi.

“Bu bizim işimiz, hayvanları beklemekten gocunmuyorum”
Okuldaki öğretmenlerinin de kendisinin hayvanlarla uğraştığını bildiklerini söyleyen Düz, “Hem ders çalışıp hem de hayvanlarla uğraşmamı takdir ediyorlar. Haftanın hemen hemen her günü koyunların yanındayım. Sonuçta bu bizim işimiz, hayvanları beklemekten gocunmuyorum. Bunlar doğuruyor, biz bunlara bebekliklerinden beri bakıyoruz, besliyoruz, büyütüyoruz. Benim sözümü dinliyorlar. Çağırınca geliyorlar, kovunca gidiyorlar. Yem saati gelince ben onları çağırıyorum. Sesime alıştılar artık. Hiç yormuyorlar beni, çağırınca geliyorlar” diye konuştu.

“Gece başlarında bekliyoruz, dağda kurtlar oluyor”
Çobanlığın zor bir iş olduğunu söyleyen Düz, “Hava yağışlı oluyor hayvanlar içeride duruyor veya kar yağıyor yine içeride duruyor. Sıcak olduğu zaman arada geceleri çıkarıyoruz. Gece başlarında bekliyoruz. Dağda da kurtlar falan oluyor. Bunlar anaç koyunlar. Kurbanlıklar içeride, beside duruyor. Onları çıkartmıyoruz dışarıya. Eti biraz sert oluyor dışarıya çıkınca. İçeride durunca yiyip içip yattığı için yumuşak oluyor, daha güzel oluyor. Şu anda 250-300 arası hayvanımız var. Birazı kurban oluyor, birazı olmuyor. Olmayanlar yine içeride duracaklar. Adaklık oluyor arada. Hayvanların kesimi oluyor. Onlarla da ilgileniyoruz” şeklinde konuştu.

“İmkan yok demeyin, çalışınca oluyor”
Üniversite sınavlarına hazırlandığını vurgulayan Düz, “Elimizden geldiğince üniversite okumaya çalışacağız. Eğer üniversiteyi kazanmak nasip olmazsa biz yine bu işi devam ettireceğiz. Hedefim; Allah nasip ederse üniversitede veterinerliği seçip yine kendi işimizi yapıp, hayvanlarımızın daha iyi bir şekilde beslenmelerini sağlamak. Hastalıkları olduğunda onları iyileştirmek istiyorum. Boş boş oturan gençler ellerinden geldiğince bir şeyler yapmaya çalışsınlar. Üniversiteyi okuyan okusun. Okumayan da eğer varsa bildiği iş onları yapmaya çalışsın. Boş oturmakla hiçbir şey olmuyor. İmkan yok demeyin, çalışınca oluyor. Ben de burada koyunların başında, dağda, tepede ders çalışıyorum. Şu anda üniversite sınavına hazırlanıyorum Allah nasip ederse. Çalışın derim” ifadelerini kullandı.