Akyazı’da dereler ve çaylar, tekstil fabrikası arıtma tesislerinden boşaltılan atık su nedeniyle kızıl akıyor. Haftalardır süren çevre katliamına yetkililer sessiz kalırken, dere ve çaylardaki balıklar, canlılar ve yeşil örtü ölüyor, tarlaları ve arazileri çevre felaketine giden köylüler ise isyan ediyor.

Çevre katliamına sessiz kalmayan Akyazı halkı, duruma tepki göstermek için bugün Batakköy Kavşağı'ndaki fabrikalar girişinde toplanarak, düdükler ve pankartlarla fabrika önüne yürüyüş gerçekleştirdi. “Bıçak kemiğe dayandı” diyerek isyan eden köylüler, çevre katliamının sona ermesi ve sorumluların cezalandırılması için çağrıda bulundu.

Yürüyüşün ardından Akyazı Muhtarlar Derneği Başkanı Ahmet Savaş, Akyazı Akbalık Mahallesi Muhtarı Rüstem Bilgi ve Akyazı Ziraat Odaları Başkanı Ali Şener Bayraktar, çevre katliamına ilişkin açıklamalarda bulunarak, yetkililere sert çağrı yaptı.

Karapürçek’te hizmet seferberliği
Karapürçek’te hizmet seferberliği
İçeriği Görüntüle

“Sonuç alamadık, çözüm yoksa eylem var”
Yıllardır çeşitli mercilere başvurmalarına rağmen bir sonuç alamadıklarını, aldıkları kısıtlı sonuçların da kısa süre içinde etkisiz hale geldiğini belirten Akyazı Muhtarlar Derneği Başkanı Ahmet Savaş, “Mudurnu Deresi, Dilsiz Deresi, Karacasu Deresi, Çark Deresi, hepsinin artık kurtulmasını isiyoruz. Hiçbir canlı ölmesin. Biz bugüne kadar çok uğraştık, çok yere müracat ettik ama bir türlü sonuç alamadık. Sonuç aldıysak da birkaç gün veya ay sonra yeniden eski haline döndü. Bundan dolayı son çare bu eylemi yapmakta bulduk. Bundan sonra biz bu işin peşini bırakmayacağız.” diye konuştu.

“Çocuklarımızın emanetine sahip çıkamadık”
Yaşanan çevre felaketinin uzun yıllardır sessizce sürdüğünü ve artık dayanılmaz bir noktaya ulaştığını söyleyen Akyazı Akbalık Mahallesi Muhtarı Rüstem Bilgi, “Öncelikle buraya kadar gelerek köyüne, çevresine, suyuna, deresine sahip çıkan kıymetli hemşehrilerimi en kalbi duygularımla selamlıyorum. Ben buradan görüyorum, aramızda çocuklarımız, kadınlarımız, yaşlılarımız ve büyüklerimiz var. Bu aslında yıllardır süren sessiz çığlığımızın patlamasıdır. Bu doğa atalarımızın bize mirası değil, çocuklarımızın emanetidir diye bir söz vardır. Çocuklar, biz sizin emanetinize sahip çıkmadık. Mudurnu Deresi, Dilsiz Deresi, Karacasu Deresi, Küçücek Deresi… Tüm bu derelerden zehir akıyor. Muhtelif aralıklarla toplu ölümler oluyor. Bunun nedeni hafta sonları gece yarısından sonra arıtmasını çalıştırmayan fabrikaların planlayarak sistematik bir şekilde atıkları dereye salmasıdır. Bunlarla ilgili zaman zaman bireysel olarak yaptığımız şikayetlerden olumlu hiçbir sonuç alamadık. Bu kirliliğin, bu yok oluşun sorumlusu, bu derelerin üzerinde kurulmuş olan fabrikalar ve sanayi işletmeleridir. Aslında en büyük sorumlu, bu fabrikaları bu işletmeleri denetlemeyen kurumlardır. Ama biz artık asla susmayacağız! Vicdanı kirli, ruhu arsız, sorumlu kim varsa hepsine karşı demokratik tüm haklarımızı kullanacağız. Sayın Cumhurbaşkanım, bir konuşmanızda ‘Muhtarlarımı üzeni ben de üzerim’ demiştiniz. Muhtarlarınız üzgün sayın Cumhurbaşkanım. Sorumlu olduğumuz köylerimizde ve mahallelerimizdeki vatandaşlarımızın yüzüne artık bakamaz olduk. Lütfen sesimizi duyun! Muhtelif zamanlarda bu derelerde aldığımız su numunelerine yaptırdığımız analizler neticesinde suyun içinde arsenik, ağır metaller ve kimyasal atıklar tespit edildi. Vatandaşın sınırlı imkanlarıyla yaptırdığı bu analizleri devletin sorumlu kurumları görmüyorlar mı? Tüm yetkililere burdan temiz vicdana, temiz çevreye davet ediyorum. Tüm yetkililer bizi buradan duysun. Sorumlular evvela vicdanınızı temizleyin. Bu çevre böylece zaten temizlenmiş olur.” dedi.

“Bu bir çevre cinayetidir”
Yaşananların bir çevre cinayeti olduğunu söyleyen Akyazı Ziraat Odaları Başkanı Ali Şener Bayraktar ise fabrika sahiplerini "katil" olarak nitelendirerek çok sert açıklamalarda bulundu.

Devletin denetim mekanizmalarını çalıştırmaması halinde halkın kendi hukukunu yaratmak zorunda kalacağını vurgulayan Bayraktar, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

“Bugün burada İlçemiz sınırları dışında doğup da ilçemizden geçerek Karadeniz’e dökülen birçok akarsunun zalim, katil, vicdansız, dünyalık maddi hesapları için katil olmayı, vicdansız olmayı göze alan müteşebbislerin işletme sahiplerinin protestosu buraya toplanmış bulunuyoruz. Bu zalimler, daha çok para kazanabilmek için arıtmalarını çalıştırmayarak, insan sağlığını, hayvan ve çevre sağlığını tehdit eden atıklarını bu akarsulara, nehirlere dökerek insanların, hayvanların, doğanın canlarına kastediyorlar. Bu çocukların geleceklerine kastediyorlar. Eyyy katiller, buradan size sesleniyoruz. Bunun hesabını vereceksiniz! Bu dünyanın hesabını da vereceksiniz, ahirette de işlediğiniz cinayetlerin hesabını vereceksiniz! Zannetmeyin ki yanınıza kar kalacak! Bugün bu mitingi düzenleyerek, doğasına, insanına, hayvanına sahip çıkan değerli muhtarlar derneğimize, muhtarlarımıza, sivil toplum örgütü başkanlarımıza ve katılan bütün halkımıza teşekkür ediyorum. Buradan başta sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere kanun yapan, kanun koyan, denetleyen, ceza kesen bu ülkenin devleti durumunda olan bütün yetkililere sesleniyorum; Bir cinayet var! Cinayet, karşılıksız kalmamalı, cezasız kalmamalı! Eğer devlet hukukunu işletmezse, kanun yapan, denetleyen, kural koyan, ceza kesen devlet gereğini yapmazsa vatandaş, halk kendi hukukunu geliştirir, kendini kanununu koyar, illegal sonuçlar doğar! Buradan çağrımızdır. Devlet, devlet olmanın gereğini yerine getirsin. Ceza kesecek, denetleyecek kurumlar bu halkın vicdanında gereğini yapsınlar. Yapmazlarsa bilsinler ki bu halk gereğini yapacak. Bu tesislerin sahiplerine bir kez daha sesleniyorum. Eeyy katiller, pişmanlık duyun, durun! Daha çok para kazanmak için bu çocukların kanına girmeyin. Canına girmeyin. Yeter artık! Yeter artık! Yeter artık! Biliniz ki bundan sonra defalarca bu tür eylemler, bu tür protestolar sonrasında bir müddet durdunuz, arıtmalarınızı düzgün çalıştırdınız. Ama sonra her fırsat bulduğunuzda yine zehirlerinizi akıttınız. Bundan sonra zehirlerinizi akıtmanıza, canımıza kastetmenize izin verilmeyecek. Bunu bilin ve bundan sonra ayağınızı buna göre denk alın."