Meral Asya Durmaz yazdı...

meral_003

Kral Süleyman’a atfedilen batı ve İslam okültizminde mühür damgasıdır

Davut yıldızı olarak bilinir Yahudiler arasında Hz. Davud’un oğlu İsrailoğulları’na gönderilen

Peygamber Hükümdar Müslümanlar arasında ise,”Hatem-i Süleyman” diye anılır…

***

Maddi alemin yaratılışı ile yok oluşunu simgeler…

Üçgenlerden birinin hayatın olumlu yönlerini diğeri olumsuzlukları temsil ettiğine inanılır bu sembolün mana ile madde, kötü ile iyi, güzel ile çirkin, Tanrı ve kaos, masiva ve serum, kadın ve erkek …vb zıtlıkları temsil eder…

***

Eserler üzerinde göze çarpan yıldız eski Türklerin on iki hayvanlı Türk takviminde bir semboldür bereket ve güç olarak algılanır…

Matematikte ilk mükemmel sayı…

Altı yönünün insanın yüzünü…

Altı vakitte yaratılmasını dünyanın…

Şer güçlerden koruyan insanı tılsım olduğu da anlatımlarda yer alır…


***

Ortaçağda Yahudi büyü metinlerinde sözü geçen yıldız motifiyle bir başka güce sahip eşya;

Kral Davud’un zırhıdır…

Düşmanlarından koruyan bu zırh…

Tanrının yetmiş iki ismi…

Tanrının gücünü anlatan Şadday ismi ya da yedi mısralı 67.mevzuunda yazılı olduğu

Şam’dan biçiminde bir işlemeye sahip altı boyutunu ifade eden altı köşeli yıldıza dönüşmüştür…

***

Süleyman mührü isimlendirilmesi beş köşeli yıldıza dönmüştür…

Denir ki;

İslam inancında “Kıyametten önce yer altından elinde Süleyman’ın mührü ve Musa’nın asası olduğu halde bir dabbe çıkacak ve asasıyla Müslümanların yüzünü aydınlatacak, mührüyle kafirlerin yüzünü mühürleyecektir”

Mealindeki hadis (müsned, ||, 259; ibn Mac’e, “fiten”,31)


***

Hz. Süleyman’ın;

Rüzgara, ateşe, suya, hayvanlara ve kuşlara hükmetmesini sağlayan yüzük şeklinde Tılsımlı bir mührün sahibi olduğu…

Cennette Hz. Adem’e ait iken Cebrail tarafından Hz. Süleyman’a getirilmiş olan yüzüğün üzerinde altıgen motifte ism-i a’zamın remzedildiği…

Mühür parmağında olmayınca hayvanlara hükmedemediğidir…

***

Hz. Süleyman’ın mührü denize düşünce saltanatı sona erer…

Hz. Süleyman 40 yıl geçtikten sonra başkalarının eline geçmesin diye mührü denize attığının nedenindekine ayaklanan kendisine karşı…

Cinler ve hayvanlar tarafından öldürülmüştür parçalanarak…

Bir gün;

Yanında çalıştığı balıkçısı Hz.Süleyman’a hizmetine karşılık para yerine bir balık verir

Hz. Süleyman akşam eve gidince balığı yemek için karnını yardığında kendi yüzüğünü görür ve parmağına takıp eski hayatına kavuşarak peygamberlik dönemini tamamlamıştır…


***

Denir ki;

“Mühür kimdeyse Süleyman odur”

Sözü buna dayanır…

Mühr-i Süleyman devlet olmanın ve hükmetmenin sembolüdür…

Mührü sırlarla doludur…

Gizli ilimler bütünü olarak adlandırılır…

Üstün güçlere sahip yeri ve göğü birleştiren yüzük…

Mührün orijinal hali yayınlanan resimlerden farklı olduğu densede altı köşeli olan bu sembol ;

Mührü Süleyman kabul edilir…


***

Özel ve anlamlı bir sırrı vardır…

Tarih boyunca İslam dünyasında muhtelif yerlere işlenerek tılsım olarak kullanılmıştır

Rahmani bir simgedir…

Cennetten geldiğine inanılan mührün duasını sadece belli kimselerin ve meleklerin bildiği ism-i Azam duasıdır…

Kur’an’da yazdığı üzere kimseye nasip olmayacak bir saltanat bahşedilmiştir

Cinlere, hayvanlara, rüzgarlara dahi hükmedebilmiştir…



***

İnsanlar, kuşlar, cinler, atlar…

Yeryüzünde bulunan ve farklı yapıdaki varlıkların bir kısmı Süleyman’ın emrine amade kılınmış onlardan bir ordu meydana getirmiştir…

Hz. Süleyman Asasına dayalı vaziyette vefat eder…

Emrinde çalışan cinler, ancak ağaç kurdu asayı yiyip de Süleyman yere düşünce öldüğünü anlamışlardır…

( Sebe’34/14 ). Hz

***

“Eğer cinler bilgi alanları ötesini, Gaybı bilmiş olsalardı,

O zillet içinde bırakan, alçaltıcı ruhi cezaya , mahkumiyete benzeyen ameleliğe devam etmezlerdi. Süleyman’ın ölümüne hükmedildiğinde, onun ölümünü, bastonunu yiyen ağaç kurdundan başka onlara gösteren olmadı”

***

Öğrendiklerimiz öğreneceklerimiz üstü kapalı geçtiklerimiz…

Araştırın boş boş tv seyredeceğinize boş boş onla bunla mesajlaşacağınıza size vakit kaybettiren bir şey kazandırmayan boş işler peşinde koşacağınıza Araştırın!

Akıllıyım diye geçinip küçük gördüğünüz umursamadığınız kişiler kurtulduğunda kanatlarının altına gireriz diye beklemeyin…

Anlarsınız kimin boş olduğunu…

***

Aklınız 3 karış havada ne oldum delisi olmayın…

Zahmet olur diyorsanız her koyun kendi bacağından asılır…

Ona buna Çamur atmayın…

Zamanı bekleyen sırlarla dolu zamanı gelen her maneviyata dayanan derin sırlar açıklanır…


***

Kapa gözlerini…

Karanlıktan korkma…

Rüzgarı dinle karanlığı dinle…

Adımını say…

Yürü…

Yürümeyi öğren…

Görmeden…


***

Doğal beslen düşüncelerinin değişmesini istiyorsan…

İçinde ne olduğunu bilmediğin şeyleri yeme…

Hep şikayet halinde olma…

Hep şikayet halindedir düşük frekans…

Tüm benliğini sarmıştır nefret…

Naparsa yapsın…

Hep korku endişe içinde kalmıştır…

Mutlu olmadığı gibi mutlu insanlara karşı da nefret besler…


***

Birbirine Aşina olan ruhlar…

6 vakitte Yaratılan dünyada…

İnsan ulaşabildiğinin nankörü…

Ulaşamadığının hayranıdır…

12 den vuracam derken

Attığın Ok’a

Dikkat et!

***

Niyeti kötü olan OK…

12’den değil…

Kötü niyetin Oku…

Seni vurur…