Türkiye Cumhuriyetimizde her mesleğin bir yönetmeliği var. Hepimiz anayasaya ve kanunlara uymak mecburiyetindeyiz. İlk başta biz basın mensupları olarak uyuyoruz.
Sakarya ilimizde her gün haberden habere programdan programa gazeteci olarak koşuyorum. Halk54.com ekibi olarak kimi zaman tek başıma ben, kimi zaman da Hüseyin Cumalı ve Fuat Koçer ile sıcak haberlere gidiyoruz. Her gittiğimiz olay yerinde içeriği niteliğine bakıyoruz. Haber niteliği taşıyıp taşımadığına bunun ardından olayla ilgili görüntü çekme fotoğraf çekme noktasında gazeteciliğimiz başlıyor.
Geçtiğimiz hafta tam haber merkezimizden çıktık. Orman Park'ta yorgunluk çayı içmek için araç ile seyir halinde Araştırma Hastanesi karşında ara sokakta bir ambulansın durduğunu başı kalabalık insanların olduğunu gördük ve o tarafa yöneldik. Oraya ulaşınca araçtan indik. Henüz çekim falan yapmıyoruz, ambulansın yanında bir kaç tane özel güvenlik var. Sağlıkçılar aracın kapısı açık 15 ya da 17 yaşında bir kız çocuğu sedyede yatıyor. Bileği sargılı şekilde sürekli annemi görmek istiyorum diyor. Bir kadın da onunla konuşmaya çalışıyor. Bir anda sedyeden kalktı, ambulanstan indi ve koşmaya başladı. Peşinden kadın koşuyor, bizde kamerayı çalıştırarak koşan kızın peşinden görüntü çekiyoruz. Kız koşarak hızla uzaklaştı. 112 sağlık ekibi de bu duruma müdahale edemedi. Ambulansın başında duran sağlıkçı bir bayan bize "Çekim yapamazsınız, yasak" diye seslendi. Bizde burası kamuya açık burada çekim yapabileceğimizi söyledik ve boynumuzda asılı basın kartımız da var. “Biz gazeteciyiz” dedik.
112 Acil Servis ambulansında görevli kadın çalışan gazetecilere, “Çekim yapmayın. Müdürümüz Necip beyin kesin Talimatı var” dedi. Bizde burada çekim yapabileceğimizi kamuya açık yer olduğunu söyledik. Bir sağlık çalışanı "Bizde sizi çekeriz" diye cep telefonunu çıkarıp bizi çekmeye başladı. Kahvehaneden insanlar çıktı, onlarda ne çekiyorsunuz dedi. Sonradan öğrendiğimiz özel bilge hastanesinde diyaliz hastalarını o semte getiren bir erkek şahıs bize 'bende sağlıkçıyım' diyerek çekmeyin demeye başladı. Hararetli şekilde fiziki müdahale etmek istedi. Orada sağduyulu insanlar araya girdi. Ambulanstaki erkek sağlıkçı da o kişiyi saldırı yapmasını engellemeye çalıştı. Olay tırmandı. O kişi ölüm tehditleri savurdu. Hiç olmaması gereken bir boyuta geldi olay.
Orada sağlıkçılar kendi işini yapsa biz gazeteciler sağlıkçıların işine saygı duyuyoruz ama onlar “bizi çekmeyin diyerek” olay yerinde bizi kişilere hedef yapıyorlar. Bu olay tam 3 ya da 4 yıldır böyle. Nerede bir olay var, orada sağlık ekibi varsa gazetecilere “çekmeyin” sözünü savuruyor. Oysa sağlıkçı müdahale etmesi gereken hasta ile uğraşsa gazetecilileri hedef yapmasa bir tartışma çıkmayacak.
Gazetecilerde ülkemizin yasalara kişilik haklarına özel alan gibi yasal sorumlukları bilir ve o sorumluğa dikkat ederek gazetecilik görevini ifa eder. Gazetecinin hukuk bilgisi çerçevesinde işini görevini ifa eder. Bunun bilinmesi gerekir. Adliyelerde basın savcıları var. Yapılan haberlerde hak ihlali kişi hakları ihlali varsa re'sen soruşturma başlatır. Yani gazeteci sorumsuzca haber yapamaz. Gazeteciliğin de haberciliğin de etik kuralları var. Toplumun değer ve etik kuralların sorumluluğunu yerine getirecek şekilde görevini yapar.
Gazeteci; basın özgürlüğünü, halkın doğru haber alma, bilgi edinme hakkı adına dürüstçe kullanır. Bu amaçla her türlü sansür ve oto sansürle mücadele eder. Gazeteci, önce halka ve gerçeğe karşı sorumludur.
Sağlık ekibi tarafından gazetecilerin hedef gösterilmesi sonrası meydana gelen olayla ilgili Sakarya Valiliği ve İl Sağlık Müdürlüğü sağlık ekibi hakkında soruşturma başlattı. Olayın yaşandığı günün akşamı Sakarya Valimiz Yaşar Karadeniz beni bizzat telefonla aradı, 'geçmiş olsun' dedi. Olayda bulunan sağlık ekibi hakkında idari soruşturma başlatıldığını ifade etti ve bir talebim olup olmadığını sordu. Bende “Sayın valim göreve geldiğiniz gün basın mensupları yakın çalışma arkadaşımızdır demiştiniz. Bu sözünüz çok değerlidir. Sağlık ekibi adli olayların olduğu yerde bizlere çekim yapmayın diyerek insanlara bizi hedef yapmamaları için gerekli görülen tedbirler ve uyarıların yapılması talebimiz var. Sonuçta sağlıkçılar bizim insanımız onlarda can kurtarıyor. Hastaları hayata tutmak için çalışıyor. Sağlıkçılara ihtiyacımız var. Her ne olursa olsun birbirimizi anlamalıyız“ diye konuştum. Sayın valimizin olay sonrası telefonla arayarak arkadaşlarımıza geçmiş olsun nezaketini gösterdiği için çok teşekkür ediyorum.
Sakarya ilimizde gazetecilik görevimizi yaparken güvenli bir şekilde haber peşinde koşarken güvenliğimizin sağlanmasında bize önem veren Sakarya Valimiz Yaşar Karadeniz, Sakarya İl Emniyet Müdürümüz Selçuk Doğuş, İl Emniyet Müdür Yardımcısı Tansu Yıldırım, Asayiş Müdürü Serkan Kızılay'a çok teşekkür ediyorum.