Nurettin Eryılmaz

Kuraklık nedeniyle Kocaeli ve Sakarya'nın içme suyu kaynağı olan Sapanca Gölü'nün kot seviyesi 28.75 metreye kadar düştü. Gölde çekilmenin izleri net bir şekilde belli olurken, Sapanca Gölü’nde balıkçılar tarafından kaydedilen “Göl kaynıyor” görüntüleri kamuoyunda endişe ve merak yarattı.

Uzun yıllardır gölde dalış ve balıkçılık yapan Güngör Demirci ise ‘Su kaynıyor' sözleriyle o anları kaydetti. Demirci’nin kendi sosyal medya hesabı üzerinden paylaştığı ve kısa sürede viral olan görüntülerin ardından, gölde oluşan hareketlilik merak uyandırdı.

Kaydettiği görüntüler ile merak uyandıran Güngör Demirci ile Sakarya Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Jeofizik Mühendisi ve deprem uzmanı Prof. Dr. Murat Utkucu, HALK54’e açıklamalarda bulundu.

“GÖL TABANINDAN BASINÇLI SU VE GAZ ÇIKIYOR, DEPREM BELİRTİSİ DEMEK DEĞİL”
Sakarya Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Jeofizik Mühendisi ve deprem uzmanı Prof. Dr. Murat Utkucu, HALK54’e yaptığı değerlendirmede kabarcıkların doğal bir süreç olabileceğini söyledi.

Akyazı'da 27 öğrenci icazet merasiminde hafızlık belgelerini aldı
Akyazı'da 27 öğrenci icazet merasiminde hafızlık belgelerini aldı
İçeriği Görüntüle

Prof. Utkucu, gölün Kuzey Anadolu Fay Hattı üzerinde yer aldığını hatırlatarak şunları söyledi:

2 VEYA 5 BÜYÜKLÜĞÜNDE DEPREMLER HER ZAMAN OLABİLİR”
“Bu gölün altından çıkan basınçlı bir su çıktığını görüyoruz, kabarcıklar da oluşuyor. Bu daha önce de olmuş olan bir şey ve oluyormuş da. Bu fay hattı burada bir basamak yapıyor. Bu basamağın arasında da bu basamak boyunca da bir çukurluk oluşuyor. Bu çukurluk işte bu gölün havzasını yani çöküntüsünü oluşturmuş. Ve bu oluşan çöküntüye su dolması sonucunda da bu gördüğünüz göl oluşmuş. Dolayısıyla bu fay hattının buradan geçtiği kesin. Ve bu fay hattının da 1999 depremini ürettiğini kesinlikle biliyoruz. Yani burada karakteristik deprem dediğimiz bu fay zonuna ait karakteristik kırılma gerçekleşti. Daha uzun bir süre bu şekilde bir büyük deprem beklentimiz bu fayın bu kesimi için yok. Ama küçük depremler her zaman olabilir. Çünkü 7’den büyük bir depremin olduğu bir yer, bir bölgedeyiz. Dolayısıyla 7’den büyük bir depremin olduğu bir yerde 2’lik, 3’lük, 4’lük ve 5’lik depremler her zaman olabilir. Ancak şuanda gözlemini yaptığımız su kaynaması, yer altından gölün tabanından gelen su kaynaması olsun, bu gözlem olsun veya olmasın bu söylenebilir.”

Kabarcıkların radon veya başka gazlardan kaynaklanabileceğini belirten Utkucu, bunun kesinleşmesi için kimyasal analiz gerektiğini ifade ederek, “Radon gazı tespiti için kimyasal analiz lazım. Yani göre bunu söyleyemeyiz ama fay hatları boyunca radon gazı çıkışları olur. Bunlar hatta ölçülür ve deprem erken uyarıları için de kullanılır. Şimdi bu gördüğünüz kabarcıklar çıkarması aynı zaman zaman kabarcıklarla su yüzünde görülebiliyor. Belki içinde o kabarcıkların içinde havaya temas ettiği anda işte o kabarcıklar oluşuyor olabilir. O çıkan gaz bu şekilde bir kabarcıklar oluşturuyor olabilir. Ancak bunun için tabii kimyasal analiz lazım. Bu kimyasal analiz sonucu buna karar verilecektir. Radon gazı ölçümleri ya da su seviye değişimleri deprem belirteçleri arasındadır. Fakat tek bir belirtece bakıp ‘deprem olacak’ yorumu veya tahmini yapılmaz, onu da söyleyelim. Çok sayıda belirtecin aynı anda tespit edilmesi lazım. Aynı anda tespit edildiği halde depremin olmadığı durumlar da var. Bunun en güzel örneği çok iyi ölçümlerin yapıldığı, belirteçlerin çok ayrıntılı bir şekilde ölçüldüğü Kaliforniya'daki San Andreas fayı boyunca Parkville segmenti üzerinde yapılan ölçümlerdir. Beklenen bir deprem var. Onu önceden tahmin etmek için bütün belirteçleri izliyorlardı. Evet, bir ara uyarı verdiler ama deprem olmadı. Ve deprem hiç beklemedikleri bir an oldu. Onu da söyleyelim. Çok sonraları hiç beklemedikleri bir an oldu. Yani belirgin bir belirteç sebep olmadan deprem meydana geldi. Dolayısıyla bir belirtecin gözlenmesi deprem olacak manasına gelmez.” şeklinde konuştu.

Prof. Dr. Utkucu, Burada 7’den büyük bir depremi üretmiş bir fay hattı boyunca şu anda bulunuyoruz. Ve bu fay hattı boyunca 5’lik, 4’lük, 3’lük depremlerin oluşması, hayatın olağan akışı içinde değerlendirilmeli. Bu belirteç gözlensin. Birden fazla belirteç gözlensin veya gözlenmesin bu depremlere karşı her zaman hazır olunması lazım. Bu belirtece bakarak ‘deprem olacak’ kanısı yanlış olacaktır. Burada diyelim ki bir sismik boş olarak değerlendirilmiş olsaydı, yani uzun süredir büyük bir deprem üretmiş bir fay hattı olsaydı bu durum daha ciddiye alınabilirdi. Fakat kendi karakteristik depremini 7’den büyük depremi yaklaşık 25 yıl önce üretti. Dolayısıyla uzun bir süre 7’den büyük deprem enerjisini biriktirmeyecektir. Bunun için belli bir zaman geçmesi lazım. Yüzyıllardan bahsedebiliriz bu hususta. Dolayısıyla endişeye mahal yok. Ancak bu bölgede dediğim gibi 3’lük, 4’lük, 5’lik depremlere her zaman hazır olmamız lazım. Sadece bu belirtece bakıp bunu söylemiyorum. Genel bir değerlendirmedir bu. Sonuçta burası bir göl. Dipte bazı kimyasallar olabilir. Çökelmeyle alakalı kimyasallar olabilir. Bunlar kaynaklı gaz çıkışları da olabilir gölün dibinde. Dolayısıyla düşük bir ihtimal olsa da bunun da incelenmesi lazım. Bunu da yapacak olanlar kimyacılar olacaktır. “ dedi.

Görüntüleri kaydeden Demirci ise daha önce de kabarcıklar gördüklerini ancak bu kez çok daha belirgin olduğunu belirterek, “5 seneyi aşkın Sapanca Gölü'nde dalışlarımızı gerçekleştiriyoruz. Bazen de balığa çıkıyoruz. Tabii ki bu gölde buna benzer olaylar yaşadık daha önceden ama bu denli yaşamadık şimdiye kadar. Bunu da kayıt altına alıp sosyal medyada yayınladıktan sonra çok böyle viral olacağını hiç düşünmedim. Haber niteliğini taşıyacağını da düşünmedim. Ama sağ olsunlar hocalarımız bizim bununla alakalı bir bilgimiz yok ama hocalarımız bilgilendirme zaten yapacaktır. Biz de inşallah korkutucu bir olay değildir diye düşünüyoruz. Bunun gibi şeyler mutlaka olacaktır zaten. Bunları yine jeoloji bölümündeki hocalarımız insanlara bilgilendirme yapacaktır." dedi.