Meral Asya Durmaz yazdı...
Ve gün gelir;
Size yaşatılanları yaşattıklarını anlamayan umursamayanların…
Zamanı geldiğinde kendileri yaşadığında temeli aynı duygular farklı yaşantılarda dahi olsa…
Sadece kendileri yaşamış gibi…
maal etmeleri yaptıklarını karşı tarafa…
Sanki siz hiç bir şey yaşamamışsınız görmemişsiniz gibi faturayı size keserken minarenin kılıfında…
Yaşattıklarını yaşarlar hayatlarında…
Belki de ömründeki bir şansı ışıltıyı dahi kaçırırlar…
***
Kimi üçüncü kişilerin ağzına bakarak kimi dolduruşa gelerek kimi yaşadığı çevreden yaşamından dolayı kimi yıldızlı sahte hayatlar peşinde;
Kendilerine göre sebeplerle…
akılsızlığına sebep…
doğru sandığı yalnış seçimlerinin bedelini ödemek…
sadece kendi sorunlarıdır…
Bunu sizin probleminizmiş gibi aksettirme hakkına sahip değildirler…
***
Hiç bir alınan ah boşa gitmez…
Ahın bulamayacağı adres yoktur…
Hiç bir şey demeseniz de…
Kim olursa olsun ne olursan ol…
Üzüntüler acılar sahiplerine nedenlerine geri döner…
***
Bir çoğu yaptığı hataları kabul etmez…
Etmediği için hata üstüne hata yapmak onlara doğal geldiğinden ayağı çamurdan kurtulmaz…
Aynı teraneleri Yaşar dururlar…
Peşinden koşulmakla ölçülür cesaret saklanmakla değil…
***
Sevgili deve kuşu dostum…
Gizlendiğini sanan kafasını kuma sokunca…
Meyve vermez yalan açan çiçekler…
***
Yani;
Sizi de kandırdı anlamına gelmez…
Kendini kandırmayı başarmış birinin sözleri…
Göreceli olan Akıl oynunda…
Ne berbat akıl yürütme!
DNA’dadır metafizik bilgi…
Kitaplarda bulamazsınız onu…
İlahi matematiği de çözer kendi kalbini keşfeden…
Sonuç ve sebebleri zaten zihninde oluşturmuştur…
Çözen tüm olasılıkları ilahi matematikte…
Susar bekler…
İçinden şunu söyler;
“ Siz de göreceksiniz ben gördüm “
***
Sen siyah ve beyazın arasında düşünürken;
Hangisini seçeceğim diye…
Gri bir gölge…
Bir sonraki planına hazırlanıyor…
Arka planda…
İki günden ibarettir hayat…
Aleyhine bir gün…
Lehine bir gün…
Lehine olduğundaki gün şımarırsan…
Feryad figan edersin daralıp Aleyhine olduğunda…
***
Maddenin aldatımlarına yanılsamalara sırtını dön
Onların esası TİN’ dedir güvenme duyulara…
Bilmek yetmez;
Sezmektir mesele bilmek değil…
Hamd olsun sezdirene!
***
Bir gün farkettiğinde,
farketmemenin artık öneminin…
farketmeyeceğini farkedeceksin…
***
Kandırmasın kimse kimseyi, layık değiliz hiç birimiz kılavuzluk etmeye…
Seni aldanışlara götüren Övgüden kaçın…
Asıl olan BENlik TİNdedir…
Ne sövgüden ne övgüden etkilenir o…
***
Kontrol arzusuna kapılıp gidenler…
Doğru yoldayım! oluyorum! öğrendim! biliyorum! deyip dururlar…
Kimse tarafından fark edilmeksizin yanılgılar içinde…
“Senin değildir doğru, doğru bile değildir belki…
Kalbinin eşliğinde olan doğru dışında.”
***
Kendine münhasır adalet kefesi herkesin öğrenme zamanı gerçek ADALETİ…
Bilmek sandığı şeyin gururuyla o…
BÖBÜRLENME KALESİNDE otururlar…
Kalp sesini takip edenler bilir ancak…
2.Yarısı başladı 7 sayısın…
İlahi adalet…
***
Helvası tatlı gelir insanoğluna ölü senin değilse…
Ünlü bir budist deyişinde;
Buda gibi Buda’nın gözünde herkes…
Herkes bir domuz gibi görünür domuzun gözünden herkes…
Tanımayan insanlar seni yakından…
Sana hayranlık duyduklarında gerçek seni değil, kendi yansımalarını görürler…
İyi tanıyan insanlar seni oysa sana saygı duyduklarında…
Sen bunu hak ettiğin içindir Muhtemelen…
***
En çok saygı gören kesiş…
Görünen en kutsal en iyi vaaz veren…
En iyi şekilde öngören geleceği…
En iyi tapınağı yöneten…
Becerisi olan değildir hastalıkları iyileştirme…
Kendi hareketleriyle öğretendir…
***
Sır Göklerdedir!
Karanlık beyinleri zorlayana kadar tek tek yıktığında anlayacaksın…
Hakikatin ışığını…
***
Yolda sensin…
Yolcuda sensin…
Kalpten temennim her varışın ana istasyona,
Her geçişin de sayısız duraktan…
Hayrına olsun Tüm varlıkların da …
