Sakarya’nın Hendek ilçesinde yaşanan havai fişek fabrikasının patlamasının üzerinden 1 ay geçti. Olayın yankıları öyle ya da böyle devam ederken meslektaşımız iş güvenliği uzmanı tutuklanmıştı. Tutuklanan iş güvenliği uzmanının ‘danışman’ olduğunun akıllardan çıkarılmadan hareket edilerek yargılama sürecinin devam ettirilmesi gerektiğini daha önce de belirtmiştik. Hatta daha önce derdimizin ne olduğunu sorarak olaya bakış açımızın ne yönde olduğunu anlamaya çalışmıştık.

Biz iş güvenliği uzmanlarının derdi iş kazalarının sayısını azaltabilme yönünde çalışmalar yapmakken mevcut uygulanmakta olan sistemle bunun ne denli uygulanamaz hale geldiği, sistemde değişiklikler yapılması gerektiği açıklanan resmi iş kazası sayıları ile de ayyuka çıkmış durumdayken sistemde bırakın değişiklik yapmayı aynı tas aynı hamam denilerek geçtiğimiz günlerde iş güvenliği ertelenemez, tehlikenin azı çoğu yoktur dediğimiz halde 50’den az çalışanı bulunan az tehlikeli sınıfta yer alan işyerleri ile kamu kurumlarının hizmet alma zorunluluğunu, diğer bir değişle herkesin nazarında lafa gelince sözüm ona ‘önce iş güvenliği’ denilen hususu 2023 aralık ayına erteleyerek erteleme anlamında elimize kimsenin su dökemeyeceğini bir kez daha ortaya koymuş olmanın gururunu yaşıyoruz! İş kazalarının sayılarını azaltabilecek yegâne çalışanlar iş güvenliği çalışanlarıdır. İş kazalarının müsebbibi olarak iş güvenliği uzmanlarını ortaya atmak iş güvenliği uzmanları üzerinden günah çıkarmaya çalışmak sadece ama sadece günü kurtarmaktan öteye gidemeyecek. Nasıl ki bir hastalık peydahlandığında doktorları bu hastalığın müsebbibi olarak göremiyorsak, nasıl ki bir trafik kazası olduğunda trafik polislerini bu kazaların sorumlusu olarak göremiyorsak, iş güvenliği uzmanlarını da bu minvalde düşünerek hareket edip iş kazalarının sorumlusu olarak göstermenin doğru olmadığını bilakis tekraren belirterek iş kazalarının sayılarını azaltabilecek yegâne çalışanlar olduklarını algılamamız, kavramamız, idrak etmemiz gerekmektedir. Mevcut sistemde iş güvenliği uzmanlarının çok daha fazla verimli çalışmaları ne yazık ki yaşanılan süreçler ve oluşturulan algılar sebebiyle çok mümkün görünmüyor. Bu sebeple mutlaka ama mutlaka belki kanun değişikliği, kanun maddelerinde değişiklikler yapılmalı ve danışman olan yetki verilmeyen iş güvenliği uzmanları güvence altına alınarak çalışma yaşamlarına daha zinde daha güvende devam edebilmelidirler.

Bunlar yapılamıyorsa daha önceki yazımda sunmuş olduğum önerimi yineleyerek diyorum ki; tehlikeli ve çok tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinin de kapsamdan çıkarılarak 6331 sayılı iş sağlığı ve güvenliği kanununu komple kaldıralım ve meseleye sonsuza dek nokta koyalım…

Ufuk DURSUNOĞLU

İş Güvenliği Uzmanı –İlk Yardım eğitmeni