Sakarya Uygulamalı Bilimler Üniversitesi (SUBÜ), üniversitenin 7’inci yıl dönümü nedeniyle bir basın toplantısı düzenledi. Toplantıya SUBÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Sarıbıyık, Sakarya Gazeteciler Birliği Başkanı Müjdat Çetin, Sakarya Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Sezai Matur, Sakarya Radyo ve Televizyon Yayıncıları Derneği (RATED) Başkanı H. Remzi Adıyaman, Dijital Medya ve Habercilik Derneği (DİJİMED) Başkanı Ersin İbil, Demirören Haber Ajansı (DHA) Sakarya Bölge Müdürü İbrahim Çorbacı, basın mensupları ve SUBÜ yöneticileri katıldı. Üniversitenin 7’inci yılını değerlendiren bir sunum yapan Rektör Sarıbıyık; eğitim-öğretim, Ar-Ge, topluma hizmet, uluslararası öğrenciler, kalite çalışmaları, kariyer fuarları, Teknoloji Yarışmaları Koordinatörlüğü, SUBÜ Konuşmaları, Nehir Teknokent ve yeni kampüs yerine ilişkin bilgiler paylaştı. Daha sonra ise basın mensuplarından gelen soruları cevaplandırdı. SUBÜ’nün 7’inci yılına ilişkin öne çıkan tüm gelişmelere https://7.subu.edu.tr/ adresinden ulaşılabiliyor.
Kalite çalışmalarımızı taçlandırdık
+1 Eğitim Modeli ile ön plana çıktıklarını ve Türkiye’de bu işin kompetanı olarak ifade edildiklerini söyleyen SUBÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Sarıbıyık, “Modelimiz ile birlikte geri planda kalan meslek yüksekokullarının ülkemiz için önemi ön plana çıktı. Şu anda 100’ü aşkın ülkeden 4 bini aşkın öğrencimiz var. Uluslararasılaşmada önde gelen üniversiteler arasındayız. Kültür ve ticaret elçileri yetiştiriyoruz. Geride bıraktığımız yıl teknoloji, sağlık, tarım, spor ve turizm alanında birçok projemiz Ar-Ge çalışması ve projeyi hayata geçirdik. Topluma hizmet çalışmalarımızı sürdürdük. Gerek öğrenci kulüplerimiz gerek merkezlerimizle vatandaşlarımıza dokunduk. Teknoloji Yarışmaları Koordinatörlüğümüz Türkiye’de bir ilkti. Daha önce TÜBİTAK tarafından yaygınlaştırmak üzere takibe alınmıştı. Kısa süre içerisinde bu koordinatörlüğümüzden esinlenerek Milli Teknoloji Atölyeleri kurulmaya başlanacak. SUBÜ Konuşmaları’nda 9’uncu sezonu tamamlamak üzereyiz. 97 program gerçekleştirdik. Kalite çalışmalarımızla Sürdürülebilir Eğitim Gelişim ve Mükemmellik Derneği’nden Sürdürülebilir Eğitim Gelişim Ödülü’nü kazandık. Turizm İşletmeciliği Bölümümüz ile 11 MYO programımız akredite edildi. Son olarak Yükseköğretim Kalite Kurulu’ndan tam kurumsal akreditasyon alarak kalite çalışmalarımızı taçlandırdık.”
İş dünyası ile iç içe olacak
Nehir Teknokent’in iş dünyasının içinde yer alacağını vurgulayan Sarıbıyık, “Eski Toyota Diş Hastanesi’nin yer aldığı bölge Cumhurbaşkanımız tarafından Teknoloji Geliştirme Bölgesi ilan edilmişti. Hastanenin olduğu bina son deprem yönetmeliklerini karşılamıyordu. Bu nedenle Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımız kısa süre önce teknokentimizin yeni binasının inşasında kullanılmak üzere 50 milyon liralık kaynak gönderdi. Biz ortaklarımızla birlikte projemizi hazırladık ve çalışmalarımızı başlattık” diye konuştu. Nehir Teknokent’e yönelik 50 milyon liralık ödeneğin inşa için yeterli olup olmayacağına ilişkin soruyu cevaplandıran Sarıbıyık, "Bakanlığımızın tahsis ettiği bütçe ile kaba inşaatı yapacağız. İkinci etapta ise yap-işlet-devret ile devam edeceğiz. Orada yer alacak şirketlerle belirli bir süre kiraya saymak üzere kendi yerlerini inşa ettireceğiz. Kamu kaynağını arttırırsak bu kiralama süreçleri azalacak. Biz teknokent inşaatının toplamda 120 milyon liraya mal olacağını öngörüyoruz.”
Yeni kampüs yeri
SUBÜ’nün üniversite kurgusu ve meslek yüksekokulları gereği şehrin hemen hemen her yerinde olduğunu hatırlayan Sarıbıyık, “Elbette merkezi bir kampüsümüzün de olması gerekiyor. Rektör olarak atandıktan hemen sonra kampüs çalışmalarını ilk sıraya aldık. 10’a yakın yer belirledik. Şehrin ilgili aktörlerine sunumlar yaptık ve 2019 yılında şu anda kamuoyunda da yer alan bölgeye hep birlikte karar verdik. Aslında 2019’dan itibaren aynı yer için uğraşıyoruz. Zor ve değerli bir bölge. Hem Arifiye hem de Sapanca’dan girişi olan bir kampüs olacak. Yaklaşım 1.000 dönümlük bir alan. Arifiye Belediyesi ve Sapanca Belediyesi 18 uygulamalarını tamamladı. Şu an tapular teslim ediliyor. Sonra arazi hazineye devredilecek. Kampüs yerini ilan etmek için il valisi, il büyükşehir belediye başkanı, rektör, Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakan Yardımcısı ve Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanı’ndan oluşan bir heyet görevli” ifadelerini kullandı. Kampüsün tahsisten ne kadar süre sonra tamamlanacağına ilişkin soruyu yanıtlandıran Sarıbıyık, “En iyi ihtimalle önümüzdeki yıl rektörlük binasının yapımına başlanır. Ben akademisyen olarak belki orada bulunabilirim ama rektör olarak bulunamam. Bizim gayretimiz kendimiz ile ilgili değil. Kampüs yerini doğru belirleyip altyapısını hazırlamak için uğraşıyoruz.”
Birimlerin deprem dayanıklılığı
Başta Ziraat Fakültesi olmak üzere üniversite birimlerinin depreme dayanıklı olup olmadığına yönelik soruyu cevaplandıran Sarıbıyık, “Ziraat Fakültesi’nin binası sağlam. Bildiğiniz üzere daha önce Çocuk Hizmetleri Genel Müdürlüğü’ne ait bir binaydı ancak yıllarca atıl kaldı. Sağlam olduğu için yıkılma kararı verilmedi. 2018 Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği ağır bir yönetmelik. Fakültemizin binası kendi yapıldığı dönemdeki yönetmeliğin şartlarını sağlıyor. Pamukova’da 1974’ten kalma yığma bir laboratuvar binamız var. 1 ay içerisinde yeni laboratuvarımızı açarak eski laboratuvarı yıkacağız. En eski binamız ise Sapanca Turizm MYO’muzun binası. Onunla ilgili proje çalışmamız var. Bilişim Teknolojileri MYO’muzun ek binası içimizde ukte kaldı. Yıllardır inşa halinde bekliyor. Bu yıl 5 milyon bütçe verildi. İnşallah kaynak oluşturup bunu 15-20 milyona tamamlayarak ihaleye çıkacak ve binayı tamamlayacağız” dedi.
Uygun yer bulamadık
Erenler’de herhangi bir üniversite birimi olmamasına yönelik soruyu cevaplandıran Sarıbıyık, “Üniversiteler kanunla kuruluyor. Yıllardır Hendek’teki Eğitim Fakültesi taşınamıyor. Çünkü bunun için Bakanlar Kurulu kararı gerekiyor. Biz yine de rahmetli Fevzi Kılıç döneminde Feridun Dağ hocamız aracılığıyla Yabancı Diller Yüksekokulumuzu Erenler’e almak için çaba gösterdik. Ancak bunu gerçekleştiremedik. Erenler’e gelecek olsak da kimse yer göstermiyor ya da yerini boşaltmıyor. Ziraat Fakültemize dekan ataması yaptık ancak şehirde yer bulamadık. Dekanımız uzun süre odasız görev yaptı. Erenler’den de yer istedik ancak uygun yer bulamadık. Öğrencilerimize yönelik bir teknoloji merkezi kurmak için 1.000 metrekarelik alan talep ettik onun için de uygun yer bulunamadı” diye konuştu. İlçelerdeki otobüs fiyatları ve yurt imkânlarının yetersizliğine ilişkin soruyu yanıtlandıran Sarıbıyık, “Şehrimizin ilçeleri birçok şehirle karşılaştırdığımızda oldukça gelişmiş ilçeler. Öğrencilerimizin yurt sorunları için çalışıyoruz. En büyük sorunumuz maalesef o. Kaynarca’da hem fakültemiz hem MYO’muz var. Seyfettin Selim Bey bir söz vermişti onu bekliyoruz. Gençlik ve Spor Bakanlığı araziyi verecek. Biz her MYO’nun yanında yurt olsun istiyoruz. Olmayan yerlere ilişkin bir resmi kurum olarak elimizden geleni yapıyoruz.”
Kanser tedavi cihazı daha da geliştirildi
Uluslararası öğrencilere yönelik soruları yanıtlandıran ve değerlendirmelerde bulunan Sarıbıyık, “100 farklı ülkeden öğrencimiz var. En çok öğrencimiz Kazakistan’dan. Türkiye’nin yakın dönem
hedefi 1 milyon uluslararası öğrenci. Üniversitesi güçlü ülkeler bu durumdan rahatsız. Buna Türkiye’ye gelen öğrencilerin farkındalık kazanması neden oluyor. İnsanlar içinde bulundukları ortamı kanıksar. Türkiye’ye gelenler kendi ülkelerinde anormal durumlar olduğunu fark ediyor. Bir öğrencimiz şiirinde; ‘Güneşin insanı karartacak kadar yakın olduğu bir yerde enerji sorunu mu olur? Balta girmemiş ormanların olduğu yerde su sorunu mu olur?’ diyordu. Türkiye’ye gelince bunun farkına varıyorlar. Suriye’de devleti kurgulayan akıl da Türkiye’de okuyan öğrenciler. Bizden silah alanlar güçlü hale geliyor. Herkes bize saygı duyuyor. Türkiye bir güç. Bu gücü kendi ülkesine döndüğünde aktaracak insanlar da yetiştirilmesi gerekiyor” ifadelerini kullandı. SUBÜ’ye ‘Topluma Hizmet’ kategorisinde YÖK Üstün Başarı Ödülü’nü getiren kanser tedavi cihazı projesinin son durumuna ilişkin soruya cevap veren Sarıbıyık, “Cihaza yönelik akademik çalışmalar tamamlandı. Hayvan deneyleri başarıyla yapıldı. İnsan deneyleri ile ilgili kaynak sıkıntısı yaşandı. Sağlık Bakanımız ile Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı’nın cihaza ilgisi var. Uluslararası bir firmanın kaynak aktarması gerekiyor. Cihaz daha da geliştirildi. Bizim işimiz üretim değil Ar-Ge. Sonrasında bir firmanın alıp cihazı üretmesi gerekiyor” dedi.
Yapay zekâ çalışmaları
Yapay zekâ ve dijital dönüşüme ilişkin soruya yanıt veren Sarıbıyık, “Bilişim Teknolojileri MYO’muzda ve Hendek MYO’muzda bu alandaki trend programların tamamı açıldı ve öğrenci alındı. Yapay Zekâ ve Veri Bilimi Uygulama ve Araştırma Merkezimizde isteyen öğrenciler usta-çırak ilişkisi ile ders dışında çalışmalar yürütüyor. Tecrübeli öğrenciler hocalarının desteği ile yeni öğrencileri yetiştiriyor. Bazı firmalar ise yazılım desteği sağlıyor. Teknofest 2023 Ulaşımda Yapay Zekâ Kategorisi’nde ilk 10 takımdan 9’u üniversitemizin takımıydı. Daha sonra TÜBİTAK bir kategoriye en fazla 3 takımla başvurulabilir kuralı getirdi. Üniversitemizde tüm çalışmalar ve sayısal verileri geliştirdiğimiz kurumsal zekâ sistemi üzerinden takip edilip raporlanabiliyor. Hocalarımızdan da mümkün olduğunda yapay zekâya yönelik çalışmalar yapmalarını talep ediyoruz.”