Sakarya Üniversitesinin geleneksel hale gelen Uluslararası İletişim Bilimleri Sempozyumu (ICOMS), bu yıl “Barış Diplomasisi, Siyasal İletişim ve Dijital Dönüşüm” temasıyla başladı. Sakarya Üniversitesi İletişim Fakültesi, TÜBİTAK, Film Araştırmaları Derneği ve Adapazarı Belediyesi iş birliğinde düzenlenen programda, 63 bildirinin sunulacağı oturumlar iki gün boyunca devam edecek.
Programın açılışında konuşan Sempozyum Düzenleme Kurulu Başkanı Doç. Dr. Mustafa Aslan, bu yıl sempozyumun iki gün boyunca toplam on altı oturumda farklı temalarda iletişim çalışmalarına ev sahipliği yapacağını belirtti.
Aslan, Türkiye’nin son on yılda uluslararası alanda barış diplomasisi bağlamında önemli bir rol üstlendiğini vurguladı. Türkiye’nin Suriye’den Ukrayna-Rusya savaşına, Azerbaycan-Ermenistan arasındaki çatışmalardan Filistin’deki insani krize kadar pek çok bölgede barışın inşasında aktif bir aktör olarak yer aldığını ifade eden Doç. Dr. Aslan, Türkiye’nin tahıl koridoru ve insani yardım süreçlerinde garantör ülke konumunda bulunmasının iletişim ve diplomasi açısından dikkat çekici olduğunu dile getirdi.
Yapay zeka ve bilişsel güvenlik ele alındı
Sempozyumun bu yılki temasının siyasal iletişim ekseninde “barış diplomasisi” olduğunu belirten Aslan, Türkiye’nin dış politika sahnesinde yürüttüğü insani diplomasi anlayışının, iletişim biliminin bakış açısından değerlendirileceğini ifade etti. Aslan, iletişim araştırmacılarının bu süreçleri sadece siyasi düzeyde değil, medya, kamuoyu ve kültürel etkileşim boyutlarıyla da tartışmaya açacağını kaydetti.
Açılış oturumunda Milli İstihbarat Akademisi (MİA) Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Yenal Göksun, “Yapay Zeka Çağında Sübversif Faaliyetler, Bilişsel Güvenlik ve Toplumsal Dayanıklılık” başlıklı konuşmasını gerçekleştirdi. Göksun’un sunumunda, yapay zeka teknolojilerinin iletişim güvenliği, veri manipülasyonu ve toplumsal direnç kavramları üzerindeki etkilerine ilişkin değerlendirmelere yer verildi. Göksun’a göre, artık savaşlar yalnızca askeri cephelerde değil, aynı zamanda bilişsel düzlemde yürütülüyor. Bu çerçevede iletişim, hem askeri doktrinlerin hem de stratejik planlamaların ayrılmaz bir unsuru haline gelmiş durumda. Doç. Dr. Göksun, özellikle son dönemde yaşanan 7 Ekim saldırıları ve İran-İsrail gerilimi gibi olayların, anlatı savaşlarının ne denli etkili hale geldiğini gösterdiğini belirtti. Günümüzde kamuoyunun olayları anlama biçiminin, çoğu zaman oluşturulan anlatılar tarafından şekillendirildiğini ifade eden Göksun, insan zihninin çağın en kırılgan cephesi haline geldiğini ve artık her şeyin bir silah olarak kullanılabileceğini dile getirdi. Göksun’a göre, modern çağın bilgi savaşları artık propaganda kavramını geride bırakarak, hikâye üretimi ve anlatı inşası üzerine kurulu bir mücadeleye dönüşmüş durumda.
İstihbarat teşkilatları son yıllarda daha görünür
Konuşmasında, yıkıcı ve bölücü faaliyetlerin yalnızca fiziksel saldırılarla sınırlı kalmadığını, aynı zamanda ideolojik etkiler yoluyla toplumların dayanıklılığını hedef aldığını aktaran Göksun, bu bağlamda bilişsel güvenlik kavramının giderek önem kazandığını ifade etti. Göksun ayrıca, teknolojik gelişmelerle birlikte siber güvenliğin üç katmanlı bir yapıya dönüştüğünü, bu yapının merkezinde iletişim ve istihbaratın yer aldığını belirtti. İstihbarat teşkilatlarının son yıllarda daha görünür hale gelmesinin nedenini, kamuoyuna hesap verme gerekliliğiyle ilişkilendiren Göksun, bu durumun devletlerin stratejik iletişim politikalarını yeniden şekillendirdiğini vurguladı.
Sempozyumun ilk gününde “Türk Dış Politikasında Barış Diplomasisi”, “Yumuşak Güç ve Diaspora Politikaları”, “Dijitalleşme ve Meşruiyet Krizi”, “Afet İletişiminde Yenilikçi Yaklaşımlar” başlıklarında oturumlar düzenlendi. Akademisyenler, iletişim disiplini çerçevesinde güncel siyasal, toplumsal ve teknolojik gelişmeleri farklı bakış açılarından ele aldı.
Sempozyumun ikinci gününde akademik sunumlar sürdürülecek
İki gün sürecek sempozyum kapsamında, yarın Prof. Dr. Alan Neil Shapiro “Kültürel mi, Yoksa Teknolojik Bir Simülasyonda mı Yaşıyoruz?”, Prof. Dr. Zakir Avşar ise “Dijital Bağımlılık ve Biz” başlıklı konferanslarıyla katılımcılara hitap edecek.





