Sakarya Uygulamalı Bilimler Üniversitesi (SUBÜ) Rektörü Prof. Dr. Mehmet Sarıbıyık, uydu ve internet üzerinden yayın yapan Tarım TV’de ‘Yeşil Yakalılar’ programına konuk olarak İsmail Yolcu’nun sorularını cevaplandırdı. Sarıbıyık SUBÜ’nün eğitim vizyonu, tarım ve sosyal sorumluluk projeleri, +1 eğitim modeli ve uluslararası öğrenci çalışmaları hakkında bilgiler paylaştı. Ziraat Fakültesi’nin çalışmalarından da bahseden Sarıbıyık, fakülteyi Sakarya ve bölgenin ihtiyaçları doğrultusunda ilgili paydaşlarla kurguladıklarını söyledi.

Ürün ortaya koyabilmek çok kıymetli

Geçmişteki tecrübelerinin yaşamına önemli etkileri olduğunu belirten SUBÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Sarıbıyık, “Çocukluğum köyde, tarımla ve hayvancılıkla iç içe geçti. Bu geçmişimin, uygulamalı bilimlerde ve üretim odaklı çalışmalarda bana avantaj sağladığını düşünüyorum. Bu üretim kültürü bize doğrudan özgüven kazandırdı. Bir şeyi yapabiliyor olmak, onu başından sonuna kadar takip edip ortaya ürün koyabilmek, bizim için yaşam tarzıydı. Uygulamalı eğitimin değerine inanan biriyim. Bu yüzden SUBÜ’de teorinin yanında uygulamanın da güçlü olması için çalışıyoruz. Öğrencilerimizi sadece bilgiyle değil, beceriyle de donatmaya gayret ediyoruz. 2018 yılında kurulan genç bir üniversiteyiz. Ancak uygulamalı eğitime verdiğimiz önemle kısa sürede ciddi mesafeler kat ettik. Sakarya’nın sanayi, tarım, turizm ve spor gibi alanlardaki zengin yapısını dikkate alarak üniversitemizi tasarladık. Tüm programlarımızda öğrencilerimizi bir dönem tam zamanlı olarak iş yerine gönderiyoruz. Bu eğitim modeli sayesinde hem mesleki beceri kazanıyorlar hem de uluslararası geçerliliği olan bir diplomaya sahip oluyorlar” diye konuştu.

SUBÜ ve KADEM iş birliğinde özel buluşma
SUBÜ ve KADEM iş birliğinde özel buluşma
İçeriği Görüntüle

Bölgenin ihtiyaçlarına önem verdik

Sakarya’nın sanayisiyle olduğu kadar tarımıyla da güçlü bir şehir olduğunu vurgulayan Sarıbıyık, “Sakarya Üniversitesi bünyesinde tarımla ilgili bir fakülte yoktu. SUBÜ’yü geliştirirken Ziraat Fakültesi’ni öncelik olarak gördük. Şehrin ve bölgenin ihtiyaçlarını dikkate alarak tarımın tüm aktörleriyle ‘Fikir Sofrası’ toplantıları yaptık ve fakültemizi bu geri bildirimlere göre yapılandırdık. Pandemi döneminin zorlu koşullarına rağmen Tarla Bitkileri, Bahçe Bitkileri, Bitki Koruma ve Peyzaj Mimarlığı gibi bölge için önemli 4 bölümle eğitime başladık. Bu bölümler, Sakarya’nın tarımsal yapısıyla birebir örtüşüyor. Türkiye genelinde ziraat fakültelerine ilginin azaldığı bir dönemde biz hem yerelden hem de farklı şehirlerden öğrenci çekerek kontenjanlarımızı doldurduk. Bugün yaklaşık 700 öğrencimiz bu fakültede eğitim alıyor” ifadelerini kullandı.

Biyolojik mücadeleden yanayız

Ziraat Fakültesi’nin çalışmaları hakkında bilgiler veren Sarıbıyık, “Fakültenin en değerli alanlarından biri Doku Kültürü Laboratuvarımız. Burada eğitim-öğretim faaliyetlerinin yanında, Ar-Ge ve sektörün ihtiyacı olan bitkisel üretimi destekleyen çalışmalar yapıyoruz. Steril ortamda, bir tek hücreden yılda yaklaşık 2 milyon bitki üretebiliyoruz. Bu, özellikle dış mekân süs bitkilerinde hastalıksız ve hızlı üretim için çok büyük bir avantaj. Fındık bizim için çok önemli bir ürün. Sakarya'da yürüttüğümüz ‘Fındık Klon Seleksiyonu’ ve ‘Tozlayıcı Çeşit Geliştirme’ projeleriyle bölgeye özgü türlerin verimliliğini ve iklim uyumunu test ediyoruz. Bu projeyi Sakarya Ticaret Borsası ile birlikte yürütüyoruz. Ayrıca, fındıkta büyük zarar oluşturan kahverengi

kokarcaya karşı biyolojik mücadele üzerine çalışıyoruz. Üniversitemizden bir akademisyen bu alanda Amerika Birleşik Devletleri’nde araştırmalar yapıyor. Samuray arıcığının bu böceği kontrol altına alabileceği yönünde umut verici gelişmeler var. Kimyasal yöntemlerin aksine, ekosisteme zarar vermeyen, uzun vadeli çözümler üretmeye çalışıyoruz” şeklinde konuştu

Tarımda sosyal boyutu önemsiyoruz

Tarım alanında sosyal projeler de yürütüldüğünü anlatan Sarıbıyık; “Tarımda sosyal boyutu da önemsiyoruz. ‘Kadınlarımız Kara Mürver Yetiştiriyor’ projesiyle kadınlarımızın hem yeni bir ürünle tanışmalarını hem de bunu ekonomik değere dönüştürmelerini sağladık. Bir diğer projemiz, ‘Geleceğe Kadın Eli’, bir otomotiv firması ve sivil toplum kuruluşu iş birliğiyle hayata geçti. Kadınlara seracılık eğitimi verdik, ürettikleri ürünleri firma satın aldı. Bu proje sayesinde kurulan serayı hâlâ öğrencilerin eğitimi için aktif biçimde kullanıyoruz” ifadelerini kullandı.

Yenilikçi ve örnek çalışmalar

SUBÜ’nün bilimi, üretime ve ticarete dönüştürme vizyonundan bahseden Sarıbıyık, “Üniversitemiz bünyesinde Türkiye’ye örnek olan Teknoloji Yarışmaları Koordinatörlüğü’nü kurduk. Teknofest’te birçok başarı elde ettik. Bu yarışmalardan doğan Agrovech gibi firmalar, yapay zekâ destekli tarım teknolojileri geliştiriyor. Geliştirilen insansız hava aracı; bitkilerin su, gübre ve hastalık ihtiyacını analiz edip nokta atışı müdahale imkânı sunuyor. STK’lar, belediyeler ve derneklerle sürekli iş birliği içindeyiz. Farklı disiplinlerden insanları bir araya getirerek topluma fayda sağlayacak projelere imza atıyoruz. Sonuç odaklı bir anlayışla çalışıyor, üniversitemizi sadece eğitim değil çözüm üreten bir merkez olarak konumlandırıyoruz” dedi.

Öğrenci topluluğuna yeşil ışık

Program sonunda ‘Yeşil Yakalılar’ öğrenci topluluğu fikrine destek verdiklerini belirten Sarıbıyık, “Üniversitemizde 70’e yakın öğrenci kulübü var. Yeşil Yakalılar öğrenci topluluğunu da memnuniyetle kurarız. Biz disiplinler arası çalışmayı önemsiyoruz. Tarım, mühendislik, ekonomi, iletişim; hepsi bir araya gelip büyük işler başarabilir. İyi bir ürün kadar onu anlatmak, pazarlamak ve tasarlamak da önemli. Genç bir üniversite olmamıza rağmen birçok ödüle layık görüldük. 2019’dan bu yana Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Üstün Başarı Ödülü, Kalite Derneği ödülleri ve 5 yıllık Yükseköğretim Kalite Kurulu (YÖKAK) akreditasyonunu aldık. Kökenmiz İstanbul Teknik Üniversitesi’ne uzanıyor. Biz bu kökten aldığımız güçle geleceği şekillendirmeye devam ediyoruz.”