CHP Adapazarı İlçe Başkanı Ayşe Füsun Çetin, eczacıların son dönemde yaşadığı maddi ve manevi sıkıntılara değildin.

Başkan Çetin, konuyla ilgili yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi;

"İlaca ve tedaviye ulaşımda kilit noktada olan eczacıların yüksek fedakarlıklarıyla bugüne dek gelen ilaç hizmetinde yaşanan sorunlar, artık eczacılarımzın altından kalkamadığı hale gelmiş durumdadır. Euro kuru nedeniyle ülkemizde pek çok ilaçta hala piyasada bulunamama sıkıntısı yaşanıyor. Maliyetlerinin karşılanmadığı gerekçesiyle, pek çok ilaç firması ürettikleri veya ithal ettikleri ilaçları ülkemize ya hiç getirmiyorlar ya da o ilaçları kullanmak zorunda olan hastaların ihtiyacını asla karşılamayan miktarlarda piyasaya veriyorlar. Şubat ayında yapılan zamdan 2 ay sonra 508 kalem ilaca tekrar zam yapıldı . Yine pek çok ilaçta, üretici firmalar devlete yapmayı taahhüt ettikleri indirimi uygulamaktan vazgeçiyor, bu yük ekstra bir ödeme olarak yine hastanın sırtına yükleniyor. Ve bu ilaçların sayısı gün geçtikçe artıyor. Her geçen gün hastanın ilacını alabilmek için ödemek zorunda kaldığı rakam artıyor.

Büyük çoğunluğu ithal 508 ilaç zamlı fiyattan satılmaya başlandı. Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu (TİTCK) 22 Nisan Cuma fiyatları güncelledi. Farklı ilaç kalemleri yüzde 0,89 ila 223 zamlandı.

Fiyatı artırılanlar büyük çoğunlukla piyasada bulunmayan ya da zor bulunan ilaçlar. Aralarında kanser, diyabet, diyaliz, kan sulandırıcı, epilepsi, antibiyotik, mide, organ nakli, osteoporoz, bağışıklık sistemi, astım, kan, ruh ve sinir hastalıkları ilaçları, serumlar ve başka ürünler var. Bu ilaçlardan raporlu olanlar için hasta herhangi bir katkı payı ödemiyor. Raporu yoksa ilacın fiyatının emekliler yüzde 10, çalışanlarsa yüzde 20’sini katkı payı olarak ödüyor. 

Ayrıca reçete parası (üç adet ilaca kadar üç lira, dört kutu ve fazlası için ilaç başına birer lira) ve bazı ilaçlar için (muadiller) fiyat farkı da alınıyor. Dolayısıyla sağlık güvencesine rağmen hastaların cebinden ilaç için çıkacak paranın miktarı da zamla birlikte artmış oldu.

Her geçen gün hastanın ilacını alabilmek için ödemek zorunda kaldığı rakam artıyor. Bugün emekli de olsanız, ödeyeceğiniz bedel 100 liralık bir reçetenizde ek ödemelerle 40-50 liraları bulabiliyor. Hele ki devlete indirimi yapmayan bir firmanın ilacını kullanmak zorundaysanız vay halinize, Geçtiğimiz aylarda yapılan bir düzenleme ile bebeklerin diş jellerinden tutun pek çok ilaç geri ödemeden çıkarıldı. Yani artık bu ilaçlara paranız varsa ulaşabiliyorsunuz. Elbette devlet tasarruf yapmalı ancak sağlık, ilaç tasarruf yapabileceğiniz bir alan değildir. Ve bugün gelinen nokta bunun apaçık bir örneğidir

İlaç teminindeki sorunların kura endeksli fiyat hesabından tamamen çıkılması gerektiğini bir kez daha söylüyoruz. Bunun riskli bir durum haline geldiğini hep birlikte görüyoruz. Üretici firma ‘Bu kur fiyatı ile maliyetim karşılanmıyor’ dediği an ilacı, ürünü vermeyi kesiyor ya da kurum iskontosunu eksik ödemeye başlıyor. Bunların hepsi hastaya yansıyan kötü sonuçlar. İlacı bulamıyor ya da bulsa da ayrıca para ödemek zorunda kalıyor. Eczacıları hastayla karşı karşıya getiriyor.

Eczacılarımız yıllardır ısrarla çözüm önerilerini dile getirmelerine rağmen, gerekli düzenlemeler yapılmayarak bugün halkın ilaca erişiminde devasa sorunlar doğuran İlaç Fiyat Kararnamesi yeniden düzenlenmelidir. eczanelerimizin bugünkü ekonomik koşullarda yaşama şansı kalmamıştır. Türkiye’nin dört bir yanında gece gündüz demeden canı pahasına görevini yapan eczacılarımızın haklarını teslim etmenin zamanı çoktan gelmiştir."