Bir insanın hayata tutunabilmesi için lazım gelen inanç, yaşama arzusudur... Maalesef, yaşama gayesini kaybeden; kültürel kimliğini de kaybetmekte, bulunduğu toplumun, milletin değerlerini de görmezden gelebilmektedir...

Bütün ilâhi dinlerde olduğu gibi, dinimizce de bireyi yaşatmak, insanı yüceltmek hayatın amacıdır... Doğal olmayan hiçbir ölüm, zorunluluk olmadıkça, hoş  karşılanmamaktadır... Hatta, 'Suçsuz yere bir insanı öldüren bütün insanlığı öldürmüş gibidir' denilerek insana verilen ve verilecek olan kıymetin de ne kadar önemli olduğu vurgulanmaktadır... Bunu bilen, duyan insan, bırakın bir başkasına zarar verebilmeyi, kendisine dahi zarar veremez... Kendi canına bile kıyamaz... Kıymamalıdır da...

Ne yazık ki, ülkemizin içinde bulunduğu stratejik konum, bütün medeniyet kesişmelerinin ortasında bulunması, çevresindeki savaşlar, dış tehditler, iç huzursuzluklar, doğal afetler diyebileceğimiz deprem, sel ve yangın gibi faktörler, bizi bu coğrafyada her daim sıkıntılı bir durumla karşı karşıya getirebilmektedir...

Sizler de dikkat etmişsinizdir... Son günlerde etrafımızda, gün geçmiyor ki bir intihar vakası yaşanmasın... Bir kara haber duyulmasın... Üzülerek söylemek istiyorum ki, son zamanlarda, çevremizde intihara sürüklenen nice insanlar oldu... Bu insanlar; çektikleri acılar, dertler, geçim kaygıları, ekonomik sıkıntılar, sorunlarını çözebilme kabiliyetlerinin olmayışı, dertlerini anlatabilecek eş dost ve akrabalardan, biraz da pandeminin etkisiyle uzak kalmaları yüzünden ne yazık ki, bir bunalım anında, tek çıkış olarak kendilerine zarar verme refleksini geliştirebiliyorlar... Ailevi sorunlar, ister maddi ister manevi olsun çözülemiyorsa, zamana bırakılıyorsa, sonraları üstüne eklenen yeni problemlerle birleşince, işin içinden çıkılamaz noktalara ulaşabiliyor, insanlarımız canlarına kıyabilmeyi bir çözüm yolu olarak görebiliyorlar...

İntiharlar, bilimsel verilere dayalı olarak kendi özelinde ele alınıp incelenmeli, sosyolojik ve psikolojik temellerine inilmeli, yokluğa giden sebepler araştırılmalı, bu insanların ölüm fikrini, neden bir kurtuluş reçetesi olarak gördükleri üzerinde hassasiyetle durulmalıdır... Görünen o ki; insanın, hayata tutunma gayesi kaybolduğunda, yaşamasının da anlamı kalmıyor... Aslında bu olay, adı konulmamış bir terör eylemidir... Kriz anında, kişinin düşünebilme yetisi ne yazık ki kaybolabilmektedir... Kişi sadece kendisine değil, ailesine, çevresine, ailesinin toplumsal itibarına da zarar vermektedir...

Derhal, bu sorunların kaynağına inilmeli, intiharların önüne geçilmeli ve bu düşünceye yakın olan insanlara sahip çıkılmalıdır... Eğer önüne geçemezsek; bir çok kez daha canlar yitirilebilir, çocuklar anne babasız, aileler ise evlatsız kalabilir... Bu güzel vatanımız ise, nice kalifiye insanını bir bunalım anına kurban vererek, yetişmiş insan gücünden mahrum kalabilir...

Terör belasından çok çekmiş bir toplumun evlatları olarak diyebiliriz ki, bizler, akl-ı selim olanlar, bunalıma sürüklenmiş veya sürüklenmekte olan masum insanlarımızı, intihar teröründen de bir an önce vaz geçirmeliyiz... Dur demeliyiz...

Ne dersiniz... Sizce de, bu durumun önüne geçme zamanı geldi de geçmiyor mu..?

İnsanlarımızı yaşatabilenlere, dertlerine çare olabilenlere selam olsun...

Mutlu pazarlar...

Görüş ve önerileriniz için iletişim adresimiz...

[email protected]