Hüseyin Cumalı yazdı...

AK Parti Sakarya Milletvekili Lütfi Bayraktar seçim sonrası çıktı, AK Parti Seçim İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Ali İhsan Yavuz’u savunan bir açıklama yaptı. Bunu neden yaptığını geçen yazılarımda anlattım. 2018 yılında AK Parti Sakarya Milletvekili aday listesinin 7. sırasındaki, yani en sonundaki adamı alıp, 2023 AK Parti Sakarya Milletvekili sıralamasının 1. numarası yaparsanız böyle olur. Lütfi Bayraktar da çıkar, kendisini 7. sıradan 5 yıl sonra 1. sıraya getiren Ali İhsan Yavuz’u sonuna kadar savunur…

*

Neyse devam edelim. Lütfi Bayraktar’ın Yavuz’u savunduğu açıklamanın dün, “AK Parti’miz her seçimde olduğu gibi, bu seçimde de Sakarya’mızda Sn. Genel Başkan Yardımcımızın koordinasyonunda istişarelerle süreci yürütmüş, temayül yoklamaları, anketler, Milletvekillerimiz, İl Başkanlığımız ve tüm teşkilatlarımız ile birlikte tam bir ekip ruhuyla karar vermiştir. Ortak akıl ve fikir alışverişleriyle güzel şehrimiz Sakarya için hayırlı kararlar almaya özen gösterilmiştir” kısmında kaldık. Çünkü köşe yazımız çok uzadı…

*

Bugün o kısımla devam edelim. Lütfi Bayraktar’ın deyimiyle onca koordinasyon, onca istişare, onca temayül, onca anket, ekip ruhu, ortak akıl, ortak fikir, büyük özenle alınan kararlar alındı. Peki Sapanca’da ne oldu! CHP seçimi aldı. Şimdi adama sormazlar mı! Eyyy Lütfi Bayraktar, yaptığın açıklamada “adayları hep birlikte belirledik” diyorsun. Hatta bir adım ileri gidip, “onca koordinasyon, onca istişare, onca temayül, onca anket, ekip ruhu, ortak akıl, ortak fikir, büyük özenle alınan kararlar aldık” diyorsun…

*

Sonra bir genç adam çıkıyor. Sakarya’nın değil. Türkiye’nin adını bildiği Sapanca Belediye Başkanlığı’nı elinizden alıyor. Bak dikkat et. Sakarya’nın demiyorum. Türkiye’nin yakından bildiği, tanıdığı, gelip gittiği, turizm cenneti olan Sapanca Belediyesi’ni genç, Nihat Arda Şahin elinizden alıyor. Ve sen sayın Lütfi Bayraktar bu tablo karşısında sırf seni 2023’te AK Parti Sakarya Milletvekili listesinde 1. sıraya koyan Ali İhsan Yavuz’u savunmak için açıklama yapıyorsun…

*

Diyorsun ki Ali İhsan Yavuz tek başına karar almadı. “AK Parti’miz her seçimde olduğu gibi, bu seçimde de Sakarya’mızda Sn. Genel Başkan Yardımcımızın koordinasyonunda istişarelerle süreci yürütmüş, temayül yoklamaları, anketler, Milletvekillerimiz, İl Başkanlığımız ve tüm teşkilatlarımız ile birlikte tam bir ekip ruhuyla karar vermiştir. Ortak akıl ve fikir alışverişleriyle güzel şehrimiz Sakarya için hayırlı kararlar almaya özen gösterilmiştir” diyorsun…

*

Senin deyiminle olaya bakarsak Lütfi Bayraktar, hepinize karşı tek başına 37 yaşındaki Nihat Arda Şahin seçimi aldı. Şimdi böyle yazınca biliyorum bana kızıyorsunuz. Sinirleniyorsunuz. Bana tutuluyorsunuz. Şişiyorsunuz ama ortada bir gerçek var. Yazmayalım mı! Seçim kaybettiğiniz halde halen, “onca koordinasyon, onca istişare, onca temayül, onca anket, ekip ruhu, ortak akıl, ortak fikir, büyük özenle alınan kararlar alındı” masalı anlatıyorsunuz. Bunları yazmayalım mı! 

*

Sapanca’da Özcan Özen, Yaşar Faruk Balkaya, Yunus Gümüşel, Ömer Susran Hunca, Arif Tanta, Necati Başer, Yusuf Şahin gibi isimler aday adayı idi. Bu isimleri bir kalemde pas geçtiniz. Takıldığınız AK Parti Sapanca Kurucu İlçe Başkanı Selami Öztürk’ün peşine yol aldınız. Gerçeklerden uzak, kamuoyundan uzak, ilçe halkının sesinden uzak, yerel dinamiklerden uzak, ilçenin ileri gelenleri ve ailelerinin görüşlerinden uzak varsa yoksa Selami Öztürk…

*

Hiç baktınız mı! Hiç araştırdınız mı! Hiç incelediniz mi! Hiç düşündünüz mü! Acaba Selami Öztürk siyaseten Sapanca’da ne kadar ağırlığı var! Acaba Selami Öztürk ilçedeki Sivil Toplum Kuruluşları üzerinde ne kadar etkisi var! Acaba ilçe başkanlığını kaybeden Selami Öztürk ilçedeki kitleleri ne kadar hareket ettirir! Hiç bunlara baktınız mı! Ben söyleyim mi! Tabi ki bakmadınız. Hepinizin Selami abisi ya, onu mu kıracaksınız! Lütfi Bayraktar milletvekili seçilmeden öncede Selami ağabeysiz çok koşturdu ya… 

*

Heeeeey yavrum heey, Selami Öztürk, “Dr. Recai Çapoğlu da Dr. Recai Çapoğlu” dedikçe “tamam” dediniz. Selami Öztürk, “Sapanca’dan rekor oy gelecek” dedikçe “tamam” dediniz. Selami Öztürk her gün Ankara’da “işler iyi gidiyor, bitti bu iş” dedikçe “tamam” dediniz. Demediniz ki, “Tamam, Recai Çapoğlu iyi bir insan ama siyaset çok farklı bir kavramdır. İlçe halkı oy verir mi, vermez mi” demediniz…

*

Selami Öztürk’ün isteği oldu ve Dr. Recai Çapoğlu “aday” oldu. Sonra ne oldu! Aday çalışmaları bizim kulağımıza geldi. Soruyorum. Dr. Recai Çapoğlu sahada kaç saat çalıştı! Başka bir soru da sorayım. Sapanca İlçe teşkilata gelip “Sapanca da sıkıntımız yok. O yüzden buraya daha az geliniyor. Burada oyumuzu ne kadar artıracağımızı konuşuyoruz” diyen vekilimiz kim!

*

Bütün bunlar ve daha fazlası var iken, Lütfi Bayraktar ortaya çıkıyor. Ulusal basının bile tepkisini çekecek, hatta “Sakarya ekibi kalkışma yapmaya çalışıyor” diye yazdıracak, hatta ve hatta, “Sakarya ekibi operasyon çekmek istiyor” diye algı operasyonu yapmak isteyenlere çanak tutacak bir açıklama yapıyor. Hani, “Kaş yaparken göz çıkarmak” deyimi gibi açıklama yapıyor…

*

Size bir adım ilersini anlatayım. Selami Öztürk bana 31 Mart seçimlerinden 6 ay önce geldi ve “Sapanca’nın adayı Dr. Recai Çapoğlu olacak. İstersen ‘Recai Çapoğlu aday adayı olacak’ diye haber yap” dedi. Ben bu ön haberi yaptım. Haberi okuyanlar beni aradı ‘Biz, Recai hocaya sorduk. Sapanca Belediyesi için aday adayı olmayacakmış’ dedi…

*

Bunu Selami Öztürk’e söyledim ve bana en az 10 kez ‘göreceksin aday o’ dedi ve Dr. Recai Çapoğlu aday oldu. Bunu seçim öncesi ve sonrasında TV 264 ekranlarında ve bu köşemde 50 kez dile getirdim. Sonuçta biz bunları yazınca da bize bileniyorlar. Niye bileniyorsunuz! Niye kızıyorsunuz! Yazdıklarımız yalan mı! Hadi yalansa yalan deyin…

*

Bugünlük son sözüm mü! 
Ahhhhh Selami Öztürk ah…
Hem kendin kaybettin…
Hem partiyi kaybettirdin…
İnşallah bu saatten sonra…
siyaseti bırakır ve abdest alır…
bir köşede tespih çekersin…

*

Devam edecek…

*

NOT: 
AK Parti Sakarya İl Başkan Yardımcısı Ömer Arslan ile ilgili ne yazacaksın diye soruyorlar. Ben Ömer Arslan’ı uzun ama çok uzun yıllar önce tanırım. Bir zamanlar halkın içinde gezen, fakirlere el tutan, çevresine ‘yemek yiyelim’ diyen fakir babasıydı…

*

Şimdi geldiğimiz noktaya bakın. Halkın içinde yok ama patronlar kulübünün en mümtaz köşesinde artık o var. Bir zamanlar fakir babasıydı şimdi zenginlerin ağa babası oldu. Eskiden çevresine ‘yemek yiyelim’ derdi, şimdi ‘diyet yapıyorum’ deyip herkesi başından savuyor…

*

En yakın dostlarına kendi spor kompleksinde salçalı tost ve sade gazozdan başka bir Türk Kahvesi bile ısmarlamıyor. Tabi Ömer Arslan’ı da yazacağız. Bekle beni Ömer Arslan sıra sana geliyor…