Düşüncelerinize dikkat edin! Pozitif düşüncelerinizi takip edin ve siz de hissettirdiği duyguyu yakalayın. Duygunuz bu düşüncelerinizin etkisiyle olumlu ise olumlu, olumsuz ise olumsuz duygular yaratacaktır. Dolayısıyla düşünceler ve duygular arasındaki ilişki, davranışlarımıza yansıyarak eylemlerimizin belirleyicisidir.

Buradan hareketle son zamanlarda ilgimi çeken kuantum düşünce teknikleri oldukça popüleritesini koruyor. Aslına bakılırsa kuantum mekaniği için çıktığım araştırmada, düşünce teknikleri arasında doğrudan somut korelasyon olmasa da, bir hayli ilginç enerji çalışmalarıyla dikkate değer bulunmakta olduğunu gördüm. Şu da bir gerçek ki, kuantum mekaniği de tam olarak sağlam bir zemin üzerinde ilerlemiyor, çok fazla değişkene sahip ve fazlasıyla kapsamlı, ayrıca deneysel gözlem gerektiren bir alan. Kısaca çok basit tanımlamasıyla maddenin iki ayrı yerde olabilmesine dayandırılan ve kafa karıştırıcı olan yanıyla tam da bu noktadan, beden ile düşünce arasında iki farklı yerde olabilme, yani bedeninizin olduğumuz yer olduğu, düşüncelerimizle de soyut olarak başka bir yer de olabilmenin farkındalığını içeren ve böylece buna bağlı olarak, kuantum düşünce teknik uygulamalarının benzer anlamıyla temelini oluşturduğu düşünülmektedir.

Bazı çevreler bu tekniklerin her farklı teze getirilen karşı eleştiriler eşliğinde, mekanikle ilgisi olmadığını düşünse ve savunsa da, evrene pozitif enerji göndermenin ne sakıncası olabilir? Öyle değil mi? Sonuçta bizler de enerji değil miyiz? Enerjimizin farkına varıp, olumlu yönde kanalize etmek ve günün sonunda o güzel enerjiyle başımızı yastığa koymak, çok daha hoş bir seçenek değil midir? Bana kalırsa, değişimin odak noktası olan bizleri tekrardan şekillendirme yönünde etkiye sahip olabilir. Bu bir mucize değil, bu bir olağanüstü durum da değil, tamamen pozitif enerjiyi akışta daha esnek ve anlaşılır kılmak. Ve daha da ötesi kolektif bilince erişim sağlamak ve elbette tamamen düşünce boyutunda. Hem bireysel hem kolektif çalışma biçimlerinin hayatımızda farklı bir temalar bütünü oluşturabileceğini düşünüyorum. Açıkçası kendimde denediğimde beni bu metod müthiş heyecanlandırdı, zaten doğal olarak doğuştan kısmen bir polyanna olarak, benim kolaylıkla kaynaklarımı kullanabileceğim içeriklere dayanıyor.

Sevdiğiniz müzikler eşliğinde, günde yarım saat bile olsa zamanınızı ayırarak, bu iç açıcı zihinsel detoksu kendinize rahatça uygulayabilir, siz de düşüncelerinize bağlı olarak kolayca bu pozitif atmosferi yakalayabilirsiniz. Kendinize zaman ayırmanız, negatif düşüncelerinizi not ederek, yerine pozitif cümlelerle değiştirip bunları tekrar etmeniz ile, kendinizi o engin enerjinin, aslında özünüzde var olan ve sadece ihtiyaç dahilinde kullandığınız sevgi enerjisinin içinde bulacaksınız.

Sevgi enerjisi yüksek bir enerjidir, örneğin doğayı gözlemlediğinizde içinizde beliren ve umudunuzu destekleyen, sizi kısa süreliğine her türlü olumsuz düşünceden arındıran sevgiyi çok net olarak hissedersiniz. Hepsi sevginin yüksek enerjinden ibaret, güneşin doğuşu, batışı, ay ve yıldızlar, ağaç ve kuşlar ve niceleri hepsi sevgiyle görevlerini yapıyorlar hayat yolunda ve umutları hiç tükenmiyor, güneş bugün ben doğmasam demiyor mesela mecazi anlamda veya kuşlar artık ötmek istemiyorum demiyor. Negatif düşünceleri sadece ve sadece insan beyni üretiyor, bu olumsuz eğilimli beyinlerimizi yeniden yapılandırmak yine bizim elimizde ve bizim gayretimizde. Hiçbir maliyeti olmayan aksine sizi daha değerli ve anlamlı bir duygu durumu ile çevreleyecek bu metodları siz de araştırabilir ve kendinizde değişimi belirgin olarak fark edebilirsiniz. Umarım kendiniz için bunu denemeyi tercih edersiniz ve bu serüvende kendiniz için değişim rüzgarları yaratabilirsiniz…

Sevgiyle Kalın…