Kimileri virüsün Amerika Birleşik Devletleri’nin laboratuvarlarda ürettiğini ifade ediyor. Bazıları da Çinlilerin tarif edilemez yemek kültüründen kaynaklı olduğundan bahsediyor. Farklı düşünenlerde var, DOLAR’ın ve ALTIN’ın arkasındaki küresel güçlerin kendi aralarındaki amansız yarışın şiddetlendiğini söyleyenlerde oluyor.

Hatta fazlası da söyleniyor. Ülkeler arası derin devletlerin savaşı olduğunu ve bu yüzden kendi aralarında güçlü olanla olmayanın tasfiyelerinin yapıldığı gibi. Bakın halen birilerinin yazdıkları ve bize yazdırılmak istenilenlerle vakit geçiriyoruz.

Bu virüs bir şekilde saydığımız herhangi bir sebeple ortaya çıkmış olsun ne değişecek? Biz halen bir olmayı beceremezsek, bu sadece Türkiye’mizdeki bir olmak anlamında değil, bir zamanlar bir olduğumuz savaşlar nedeniyle bağlarımızın koparıldığı coğrafyadaki soydaş, ırkdaş, dindaş ve karındaşlardan bahsediyorum. Bunların içinde mutlaka tıp bölümünü bitirmiş uzman insanlarımız vardır.

Bana göre vakit kaybedilmeden Türkiye’de derhal TIPKENT kurulmalı ve diplomatik tüm kurumlarca dünyada bulunan TIPÇILARIMIZA mesaj gönderilmeli; bir araya getirilmeli, yoğun bir programla aşı üzerine mesai harcanmalı. Çünkü şuan oynanan başka oyunları görmemiz istenmeyebilir.

Bizim Aşıyı bulmamız elzemdir!  Benim kanaatimce aşı zaten birilerinin elinde, hatta durmadan yer değiştirmeye başladı bile. Aşı üzerinden çok ciddi bir yenidünya düzeni kurulmaya başlandı. Hatta biraz daha ileri götürecek olursak hangi ülkelerin hangi tarafta olduğunun bile şuan belirlendiğini düşünüyorum.

Şuan kimin nerde nasıl duracağı, stratejik ortaklıkların nasıl yapılacağı tanzim ediliyor. Kısaca söylemek gerekirse şuan virüsün yönlendirildiğini düşünüyorum. Neden mi? Ne oldu da pozitif çıkan çok önemli şahsiyetler birden hastalıklardan kurtulmaya başladılar? Bu insanların yaşlarına bakıldığında 65 üzerinden daha fazla yaşları vardı.

 Ama şimdilerde etrafta basın açıklamaları yaptıklarını görüyoruz. Bazıları ulusa bile sesleniyorlar değil mi? Şimdi bizim de yeni düzen TÜRKİYE olma zamanımız geldi, geçiyor bile!  Kendimizi Övme değil, yerme zamanı. Herkes eleştiriye açık olsun. Bir zamanlar bir obaydık, şimdi Koskoca Türkiye Cumhuriyetiyiz. Buralara gelmemizin en büyük payı insana verilen önem ve meşveretti. Bizim obalarımızda küçük bir çocuğun bile sözü dinlenir ve hak verilirdi.

Şimdi ise herkesi dinleyecek bir NETWORK ağı oluşturma zamanı gelmiştir. Basında yer alan haberlere bakıyorum, bazı tıpçıların aşıyı bulduklarını duyuyorum, ya da bitkisel ilaçlarla uğraşan veya alternatif tıpla uğraşan, aşıyla alakalı bir öngörüsü olan ya da mevcut virüse karşı aşı geliştirdiğini ifade eden bazı insanlarımız ortaya çıkıyor. Nedense bu tür çalışmalara, yok efendim patent başvurusu yapılması lazımmış, vay şu protokol uygulanması lazımmış gibi söylemlerle güçlükler çıkartıldığını duyuyoruz.

Bırakın prosedürleri filan, gerekirse tüm imkânları sunun. İnsanlığı  VİRÜS denilen illetten bir an önce kurtulmasını sağlayalım  bizim bugüne kadar kaybettiğimiz en önemli sebeplerimizden biride insanımıza olan güven eksikliğimiz değil mi? İlla birileri (…) referans olacak ve gereken imkânlar sağlanacak. Bırakın bu sistemi kendimize gelelim.En ufak veriyi kullanma zamanımız gelmedi mi?  Unutmayalım bu bir yaşam savaşı ne güzel söylemiş Bertrand Russell ‘Savaş kimin haklı olduğunu değil kimin geriye kalacağını belirler’ .