Hüseyin Cumalı yazdı...

diken-7

Ben buradan…
Kemal Turgaç sosyal medyadan…
İkimizde yazıyoruz…
Ben onu yazıyorum…
O ise belden aşağıya yazıyor…
Benim Büyükşehir Belediyesi’nde çalışan oğlumu yazıyor…
Bana “Çok yazma” diyor…
“Oğlunu işten atarlar” diyerek aba altından soba gösteriyor…
Tıpkı Coşkun Bilir gibi…
Tıpkı İl Başkanı Yunus Tever gibi…
Benimle uğraşamayınca…
Ailemi hedef alıyor…

*

Bende bir baba olarak diyorum ki…
Aile kutsaldır…
Ben kimsenin ailesine dil uzatmıyorum…
1984 yılında gazeteciliğe başladım…
O günden bu yana uzatmıyorum…
Ve ekliyorum…
Adamsan beni yaz…
Adamsan bana vur…
Adamsan bana giydir…
Bana TIR’la gir…
TIR’ı park et git…
Anahtarı da al…
Ama bana gir, bana…

*

Aile yok…
Eş yok…
Çocuk yok…
Çata çat…
Vura vur…
Sen ve ben…
Bu mudur!
Budur…
Adamlık budur…
Bir daha yazayım…
Aile kutsaldır…

*

Şimdi gelelim mevzuya…
Kemal Turgaç bugün sosyal medyadan yazmış…
Bana cevap vermiş…
Birebir aynısını yayınlıyorum…

*

Kayıkçı Hüseyin’e cevabım…
İki/üç gündür Cumalı ile atışıyoruz…
Beni ve onu tanıyan herkes şu soruları soruyor…
Ne var aranızda?
Neden sana saldırıyor?
Dayanıklı dövüş mü yapıyorsunuz? 

*

Madem bu konuyu herkes merak ediyor bende açıklayayım dedim…
Hüseyin Cumalı kendini bu şehirde benimle kimse uğraşamaz moduna sokmuş…
Fazla okunmayan bir site kurmuş sözüm ona gazetecilik yapıyor….
(Okusunlar diye yazdıklarını herkese mesaj olarak atıyor)
Mesleğe saygımız sonsuz, ama kişinin de mesleğine saygısı olması şartıyla…
Hüseyin Cumalı’nın öncelikle kendi mesleğine saygısı hiç yok…

*

Nedeni de; internet sitesini kendi menfaatleri ve şahsi konularını yazmakta kullanıyor...
Hem de arka arkaya yazıyor…
Bıkmadan usanmadan…
Amacı ise kendine dokunulmazlık getirmek…
Dikkat edin hep konuşmalarında;…
“Kimse benimle uğraşamaz”, “ben Adamı şöyle yaparım,böyle yaparım”, “ ona gününü göstereceğim” ,”sıra onda” hep aynı cümlelerle tehditler savuruyor.

*

Sitesini bir silah olarak kullanıyor…
Bana bir çok kişi onunla muhatap olma, onun seviyesine inme diye uyardı…
Yazar/ yazar susar…
O senin cevap vermeni istiyor dediler…
Haklılarmış ama ben onları dinlemedim….
Neden biliyor musunuz?
Birinin ona dur demesi gerektiği için, kendimi feda ettim…
Pişman değilim…
Ben de başladığım işi yarım bırakmam…

*

Şimdi size Hüseyin Cumalı taktiklerinden bahsedeyim…
Cumalı sizi yayın balığı gibi dinler, sonra sizin ağzınızdan çıkan bir kelimeyi yakalar ordan yürür, don lastiği gibi asılır çeker de çeker…
Amacı seviyeyi en aşağıya çekip sizi etkisiz hale getirerek galip gelmektir…
Çünkü siz o seviyeye inemezsiniz, çünkü sizin bir duruşunuz vardır. Onu bozamazsınız işte bundan o Cumalı istifade eder…

*

Herkese aynı taktikle buraya kadar getirmiş…
Şimdi birde gelelim Cumalı’nın bana yaptığı suçlamaya…
Ben onun ailesine dil uzatmışım aile kutsalmış falan filan…
Ben ne dedim ona bir bakalım…
Dedim ki:…
“Sen bu kafayla çocuklarını işten kovdurursun” dedim.

*

Peki neden dedim…
Benim Çark Caddesinde tartıştığım daire başkanıyla mevzunun merkezinde Ekrem Yüce’nin olması sebebiyle onu uyardım…
Çünkü o olay Cumalı’nın yazdıklarıyla hiç alakası olmadığı gibi mevzuya beş tane yönetici şahit olması sebebiyle kendisine bir dost uyarısıydı…

*

Ama sorun yok madem lağımın kapağını açtın Hüseyin bakalım içine kim düşecek.
Ne demişti daire başkanı bana benimle konuşurken yüzüme söyle mi demişti Hüseyin.
Şimdi sen başkanın yüzüne bakabilecek misin?

*

Yaz bakalım Kemalim…
Kim kimin yüzüne bakabilecek!
Hep birlikte görelim…
Hodri meydan…

*

Bu arada yazmışsın yaaa…
“Bu güne kadar kalemini ve sitesi silah olarak kullanıyor” diye…
Anlatıyorsun yaa “herkesi korkutmuş” diye…
İyi de şimdi adama sormazlar mı!
Düne kadar bana “Bu kentin en cesur kalemi sensin” diyordun..
Düne kadar bana “Senin yazdıklarını kimse yazamıyor” diyordun…
Düne kadar bana “Senin gibi bir iki kalem olsa şehir kalkınır” diyordun…

*

Ne oldu!
Seni eleştirince kalem ile sitem silah mı oldu!
Seviyesiz mi oldum!
Yayın balığı mı oldum…
Bak Kemal Turgaç…
Benim hayatım senin gibilerle mücadeleyle geçti…
1 hafta sonra sen hayatımdan çıkacan…
Gündemden düşecen…

*

Ama ben Sakarya için…
Sakarya’nın kazanması için…
Hata ve yanlışlara…
Allah bana ömür verdiği sürece dikilmeye devam edeceğim…
Tıpkı 39 yıllık meslek hayatımda olduğu gibi…
Ben sen ve senin gibilerle 39 yıldır mücadele ediyorum…

*

Yazmışsın ya rüzgar Kemal, “Birinin ona dur demesi gerektiği için, kendimi feda ettim. Pişman değilim” diye…
Neyin kafasını yaşıyorsun!
Bana da anlatsana…

*
Şu hale bakın…
Hesapta kendini feda etmiş…
Pişman değilmiş…
Yaptığı demagojiyi geçersek…
Aslında komik adamsın heee…
Valla bak…

*

Devam edecek….