Memleketim Pamukkale’de travertenler beyazlamaya başladı. İstanbul da yunuslar yüzüyor artık...

Her şeyden önce bu tür programların gediklisi şarlatan doktorlar da yok artık... Aktarlar, üfürükçüler, hacamatçılar, marankiler, haramkiler, güzel avratçılar, sarı kantoroncular, kelle paçacılar ve sülükçülerin tamamı meydanları gerçek sahiplerine bırakmak zorunda kaldılar... Takke düştü kel göründü nihayet...

Vuhan pazarında Çin'li bir garibanın içtiği yarasa çorbası hepimize yaradı... Doğanın bize hiç ihtiyacı yokmuş meğer... Doğa; Üzerinde yaşamasına müsaade ettiği canlılar içinde bir tek insanı virüs olarak kabul etti ve kendini koruyabilmek adına da onunla mücadele ediyor aslında...

Bu virüsten etkilenip rutini bozulan tek varlık insanlar oldu çünkü... Ne karıncalar, Ne göçmen kuşlar, Ne ayılar, Ne şu ne bu... Aksine nesli tükenmekte olan hayvanların sayısı bile artmaya başlamış son günlerde... İnsan dışındaki tüm canlılar planladıkları gibi yaşamaya devam ediyorlar...

Korona olmasaydı salda gölü çoktan millet bahçesi olmuştu arkadaşlar... Doğanın anasını belleyenlerin belleri de kürekleri de ellerinde kaldı... Savunmalarına milyarlarca dolar harcayabilen koca koca devletler bir maske yüzünden pert oldular... Bu virüs bazılarımızın soluğunu keserken dünyanın da soluk almasını sağladı... Karbon salımını azaldığı için İstanbul’dan Uludağ'ı görmek de nasip oldu insanlara...

Doğa çok net mesaj veriyor... Daha fazla dokunma, Benim seleksiyonumu bozma, Kendini bir şey zannedip de bana meydan okuma... Seni sevdiklerine sarılmaktan bile mahrum edebilirim bak.!!

Bol bol israf yaptın... Kaynaklarımı yağmaladın ama eşit dağıtmadın... Çocukların hiç günahı olmadığı için ayrıcalık tanıyorum onlara da... Şu zor günlerinizde bile utanmadan birbirinize kazık atıyorsunuz... Karaborsacılık, stokçuluk, tefecilik yapıyorsunuz... Eğer kendinize gelmezseniz ben ikinci bir dalga olarak geleceğim üzerinize ona göre ayağınızı denk alın siz de.

Ne çok ayakkabımız varmış, Ne çok giysimiz varmış, Mücevherlerimiz...

Gereksizmiş halbuki... Takmış takıştırmış , Sürmüş sürüştürmüşüz boşu boşuna...

Tek başına olmak nasıl bir duygu... Ben artık çok iyi biliyorum..!! RUHİ YILMAZ