İlişkiye fazla bağlanıp kendi hayatına sınırlar çizen kişilerin birliktelikleri zaman geçtikçe kötü hal almaya başlar.

Sevgili yaptığında, evlendiğinde arkadaşlarıyla bağını kesen, sosyal aktivitelerini askıya alan, aile bağlarını koparan, kendi isteklerini, kendi yaşam şartlarını, kendi hayallerini karşısındaki kişiye göre programlayan kişiler karşı tarafta değerinin artacağını zannederler. Sanılanın tam aksine bu davranış biçimi sizin değerinizi karşı tarafta zaman içerisinde düşürür. Davranışlarınızla hayatınızı sınırlandırdığınız içinde her geçen gün kendinizi yalnızlaştırmış olursunuz. Böyle olunca da depresif, mutsuz, hayattan zevk alamayan, karşı tarafın duygu durumuna göre duyguları yön alan biri haline dönüşürsünüz. Bu size ne kadar haz verse de karşı taraf için zamanla itici bir hal almaya başlar. Size saygı duymamaya, sizin için bir şeyler yapmamaya, size ilgi göstermemeye, kırıldığınızda gönlünüzü almamaya başlar.

Bir insan ne kadar verici olursa ilişkiden beklentisi de o derece fazla olur. Beklentiniz fazla olduğu içinde siz size saygı duymayan, sizin için bir şeyler yapmayan, size ilgi göstermeyen, kırıldığınızda gönlünüzü almayan biriyle git gide daha mutsuz birine dönüşürsünüz. Depresyon, kaygı bozukluğu, panik atak, obsesyon geliştirmeniz kaçınılmaz olur. Bu davranışların altında yatan sebep çoğunlukla sevgi açlığıdır.

Sevgili yaptığında, evlendiğinde kendi hayatına devam edebilen kişilerin sevgilik hayatları da, evlilik hayatları da daha başarılıdır. Kişilerin birbirlerinden farklı alanları olduğu için ilişkilerindeki heyecan, arzu, saygı, ilgi hat safhadadır. Bir ilişkiye başladığınızda kendi hayatınızdan vazgeçmek yerine hayatınıza sadece başka alan ekleyin.

Sevgilerimle…

Mail: [email protected]