Sevgili okurlarım; Adı Hatı Çırpan, 1890 yılında Kazan köyünde doğdu.

Balkan harbinde eşi yaraladığında 5 çocuk annesiydi.

1919 – 1923 yılları arasında kocasıyla birlikte istiklal savaşına katılmış, mermi taşımış, askerlere yemek yapmıştı.

Kocası çarpışmada ağır yaralanmış onunla birlikte beş çocuğunun karnını doyurmuş, erkeklere taş çıkartırcasına en ağır işlerde çalışmıştı.

26 Ekim 1933 tarihinde kadınlara da muhtarlık yapma hakkı tanındı.

Babası ölünce, Cumhuriyetin verdiği haktan faydalandı onun yerine geçti ve muhtarlık yapmaya başladı.

1934 yılında Kızılcahamam’da Atatürk ile tanıştı.

Ankara’da yakıcı bir yaz günü.

Atatürk arkadaşları ve yaverleriyle Kızılcahamam’a giderken Kazan köyü yakınlarında durmuş ve otomobilinden inmişti.

Köylüler, yabancı konukları görünce koşuştular, kimi su koşturdu, kimi ayran.

İçlerinden biri, soğuk ayranı Ata’ya uzattı.

Çorak iklimin kavurduğu yüzüyle bir Türk anasıydı, kucağında kundaklı bebeğiyle.

Ata ayranını içerken sohbete başladı kadınla.

Senin kocan kim?

Sakarya harbin de boğazından yaralanmış bir gazi, paşam!

Kaç yaşındasın?

15 paşam.

Atatürk şaşırdı.

Karşısındaki kadın en az 35 yaşında gösteriyordu.

Ne zaman doğdun sen?

19 mayıs 1919’da dedi, kadın.

Sahi mi dedi, Atatürk!

Kadın hiç tereddütsüz ve bu defa gülümseyerek.

Evet paşam dedi.

Ondan evvel yaşamıyordum ki!

Atatürk, yaverine kadının adını ve adresini not ettirdi.

Dönüşte, Türk kadını sadece cepheye mermi taşır ve köyüne döner döngüsü kırılmalıdır der.

Ve bu kadın, yani Hatı Çırpan, Atatürk’ün de desteği ile 1935 seçimlerinde aday olup, Türkiye’nin ilk seçilen kadın milletvekillerinden biri oldu.

Okuma ve yazması yoktu.

Öğretmen tutulup okuma yazma öğretildi.

Milletvekilliğini tamamladıktan sonra Kazan’a döndü ve 21 Mart 1956 yılında hayatını burada kaybetti.

Kazan’daki evi müze haline getirilmiş ve bir anıtı bulunuyor...