Hüseyin Cumalı yazdı...

Malum, şehir olarak yine yıkıldık, yine kahrolduk, yine “Bu sezon olmadı, İnşallah başka bahara” diyerek kıçımıza baka, baka şehrimize döndük, yine “sevdanın ligi olmaz” diye kendimizi avuttuk, yine hüzün, yine kahır, yine yıkım dolu günler yaşadık ve yaşıyoruz. Peki mevzu ne! Tabi ki Sakaryaspor…

*

Yeşil siyahlı takımımızla birlikte bu şehir bir kez daha göç etti. Binlerce kişi yollara döküldü. Adana sokaklarını Çark Caddesi’ne çevirdik. Yeni Adana Stadyumu’nu kendi sahamız gibi yaptık. Peki sonuç ne! Bodrum bizi uzatmalarda 3-1 yenerek Süper Lig'e çıktı. Dedik ya kelimenin tam anlamıyla yıkıldık…

*

Peki ama neden hep böyle oluyor! Niye biz hep finallerde yıkılıyoruz! Eski yıllara baktığımız zaman hep şöyle yazıyorduk. Siyasiler takımımızla ilgilenmedi. Final maçı öncesi bir lobimiz bile olmadı. Paramız yok! Prim verecek bütçemiz yok. Şehirde hava yok. Falanca siyasetçi maça gelmedi…

*

Ama bu kez öyle olmadı. Siyasetçisi de ilgilendi, şehir havaya girdi, millet Adana’ya akın etti, dayanışma gecesinde para da toplandı. Hatta Başkan Yusuf Alemdar 1,5 verene “öyle olmaz 2 vereceksin” dedi ve kimse de Başkan Alemdar’ı kırmadı. Yani bu yıl kimse kusura bakmasın veya baksın. Çokta önemli değil ama bütün şartlar yapıldı…

*

Sizin anlayacağınız. Bu yıl ki final maçı öncesinde un var, şeker var, irmik var, doğalgazlı ocakta var ama helva yapacak aşçı yoktu. Yani final maçını alacak bir teknik direktörümüz yoktu. Bir de ne yoktu biliyor musunuz! Ruh yoktu ruh, Sakaryaspor ruhu yoktu, ‘ben bu şehrin çocuğuyum’ ruhu yoktu, ‘bu maçı alamaz isek mahallemde, Çark Caddesinde gezemem’ ruhu yoktu…

*

Yalan mı, yalansa yalan deyin. Peki siyasetçisinden başkanına, taraftarından iş insanlarına kadar herkesin kenetlendiği final maçında neden ruh olmaz! Bir de şöyle soralım! Sakaryaspor alt yapısından yetişen futbolcumuz var mı! Son 10 yılda alt yapıdan yetişen ve takıma giren kaç futbolcumuz var!

*

Bir başka soru daha soralım. Profesyonel bir futbolcu ile bu şehrin sokaklarından yetişen bir futbolcunun takım ruhu aynı olur mu! Sakaryaspor alt yapısından yetişen bir futbolcunun Sakaryaspor ruhu ile dünyanın bilmem neresinden gelen bir futbolcunun Sakaryaspor aşkı bir olur mu! Adam profesyonel, bugün burada yarın başka takımda…

*

Ama benim alt yapımdan yetişen bir futbolcunun her zaman kalbinde Sakaryaspor sevdası, aşkı ve ruhu olur. Bugüne kadar oldu, bundan sonra da olacaktır. Dolayısıyla Sakaryaspor alt yapısından biz futbolcu yetiştirmediğimiz sürece her yıl bin bir güçlükle finale kadar gelir, Adana’da olduğu gibi final maçı sonrasında kıçımıza baka, baka döneriz…

*

Ben buraya not düşeyim. Sakaryaspor alt yapı hocalarına neden 10 yıldır “Bir Oğuz Çetin, bir Tuncay Şanlı, bir Aykut Kocaman, bir Bülent Uygun, bir Aykut Yiğit, bir Mehmet Akyüz, bir Yaser Yıldız, bir Engin İpekoğlu ve niceleri gibi”  ve niceleri futbolcu yetiştiremediklerini sormamız lazım. Evet, neden bu isimler gibi artık alt yapıdan futbolcu yetişmiyor…

*

Sakın kimse “ Onlar çok yetenekliydi” demesin. Böyle bir bahanenin arkasına sığınmasın. Evet, Milli Takımı’nda bel kemiği olan bu isimler ve ismini yazamadığımız nice isimler çok ama çok yetenekliydi. Ama Sakaryaspor alt yapısı veya bu şehrin diğer takımlarında da nice yetenekli gençlerimiz var. Önemli olan bu gençleri keşfetmek ve onları önce Sakaryaspor’a sonra Milli Takıma kazandırmaktır…

*

Ben diyorum ki artık Sakaryaspor ruhu için alt yapıya odaklanalım. Alt yapıda da bu işi yapamayanlar var ise yollarımızı ayıralım. Nokta…

*

BUNGALOVLAR VE SU FABRİKALARI

Sakaryaspor araya girince Sapanca’daki bungalovlarla ilgili yazı dizimize ara verdik. Sakaryaspor ile ilgili yazımızı da yazdık. Bence “Bu kentteki spor servisleri ile spor yazarları Sakaryaspor alt yapısına eğilmesi gerekiyor” dedikten sonra Bungalovlara devam edelim…

*

Son yazımda “Bungalov sorununu aşmak için diyalog çok önemli” demiştim. Bende bu anlayışla bugün Sapanca Belediye Başkanı Nihat Arda Şahin’i ziyaret ettim. Şunu açıkça yazayım. Yaşı çok genç olmasına rağmen Sapanca eski Belediye Başkanları İbrahim Uslu, Aydın Yılmazer ve Özcan Özen’den çok zeki, temkinli, bilime önem veren, parti gözetmeksizin ‘önce Sapanca’ diyen ve diyaloga önem veren bir başkan gördüm…

*

Haaaaaaaaa yıllar geçer ve bugün gördüğüm başkan Nihat Arda Şahin değişir mi! Ben onu bilmem. Bildiğim o ki bu sıraladığım özellikleri bugünkü ziyarette bizzat gözlemledim. Başkan Nihat Arda Şahin kendisinin de meclis üyesi olduğu günden bu güne Bungalovlarla ilgili yaşanan süreci samimi bir şekilde anlattı. Bunlarla ilgili konuşmasını size aktaracam… 

*

Ancak bir konu dikkatimi çekti. Bungalovlarla ilgili aklında bir proje çalışması var. Bu proje çalışmasını bana çok detaya girmeden kısaca aktardı. Bende kendisine “Başkanım iznin olursa bu projeden biraz yazabilir miyim” dedim. Başkan Nihat Arda Şahin, “Yazmayalım. ‘Neden yazmayalım’ derseniz önce projeyi Büyükşehir Belediye Başkanımız Yusuf Alemdar’a bir sunalım. Fikrini ve görüşlerini alalım. Başkanımız bakalım ne diyecek” dedi…

*

Kendisini makamında da tebrik ettim. Buradan da tebrik edeyim. Başkan Şahin genç olmasına rağmen çok akıllı hareket ediyor. 

*

Devam edecek…

*

NOT:

Malum, dünyada kuraklık ve su sıkıntısı var. Türkiye’nin bir çok yerinde halı ve araba yıkamak yasak ve uzmanlar sürekli “aman suyu idareli kullanın” derken, çevreciler bana ulaştı. Hafta sonu Sapanca Gölü’nün Kocaeli kesiminde yasak olmasına rağmen sürat teknelerinin gölde cirit attığını, Sapanca Göl Havzası’nın sıkıntısını aktardı…

*

Sapanca, Hendek ve Geyve ilçelerindeki su fabrikalarına dikkat çeken çevreciler, “Hüseyin bey konu bir tek Bungalovlar mı! Sapanca Gölü çevresindeki TEM Otoyolu, D-100 Karayolu, Hızlı Tren Hattı, yan yollardan yağmurla birlikte göle akan kimyasallar, Sakarya Nehri başta olmak üzere derelerdeki evsel atıklar, Akyazı’da zaman zaman ortaya çıkan derelerdeki kirlilik ne olacak! 

*

Özellikle kuraklıkla mücadele edilirken su fabrikaları ne olacak! Mesela bir su fabrikası ne kadar LT/SN (litre bölü saniye) su kiralıyor. Bu kiraladığından fazla üretim yapıyor mu! Bunlar sıkı şekilde denetleniyor mu! Yıllar önce bazı fabrikalar su kaptajlarının dere yataklarına yapıldığı ve kaynak su diye dere suyu kullandıklarını kimse unutmasın” dedi…

*

Çevrecilerin sorduğu soruları bende su fabrikalarına kaynak sularını kiraya veren Sakarya Valiliği ile Sakarya Büyükşehir Belediyesi’ne yöneltiyorum. Sakarya’da kendinize ait bölgelerde kaç fabrikaya kaç kaynak kiralandı! Açıklayın kamuoyu aydınlansın…