Emekleri ile hayatlarını kazanan işçilerin hayatlarını kaybettiği kamuoyunun ilgisini çeken davalarda duruşma düzenini sağlamak da zordur yani hakimlik de zordur. Sanık vekili olursanız böyle bir davada karşı tarafın, müştekilerin hakaretlerine maruz kalabilirsiniz. Mesleğin böyle cilveleri olur .

Duymazlıktan gelin, anlamaya çalışın fakat garip bir şekilde karşı tarafta oturan meslektaşlarınızda seyirci olursa bu duruma orada bir sıkıntı vardır, dikkat edin! Böyle bir davada Baro başkanı da sanık vekili ola

rak avukatlık yapıyorsa eleştiri alacaktır. Bu da doğaldır ve camiada gerekli yerlerde  eleştirilir ve sonuçları da olur.

Baro başkanı meslektaşınız savunma yaparken onun savunmasını beğenmeseniz bile o davada avukatlık yapmasından hareketle dahi asla onun üstüne yürüyüp böyle bir savunma yapamaz demeyin. Çünkü o avukat olarak görevini yapıyordur ve artık duruşma salonundasınızdır. O meslektaşınızda unvanını duruşma salonunun kapısında bırakmıştır, En azından sizin onu öyle görmeniz gerekir...

Avukat hararetli davalarda ortamı germek ile görevli değildir elbette. Duruşma düzeni sağlanmadıysa alkış, slogan vs kıyamet kopuyorsa uygun bir dille savunmanızı yaparken hakime durumu bildirin. Ben çok kısa olacak şekilde durumu özetleyip sonra Ethem Saba ÖZMEN hocamdan öğrendiğim şu cümleyi söylemiştim “ Cehenneme giden yol iyi niyet taşları ile döşelidir. “ Bunun anlamı şuydu duruşma bu şekilde devam ederse istenmeyen hadiseler yaşanacak yetkinizi kullanın...

Tekrar söylüyorum ortamın gergin olduğu davalarda Avukat olarak size yönelebilecek ufak tefek hakaretleri, sataşmaları duymayın duymazlıktan gelin  ama böyle davalar sürerken öldürülen bir meslektaşınız için duruşma arasında saygı duruşunda bulunuluyor ve meslektaşlarınızca sanık ve müşteki avukatı ayrımı yapılıyorsa bilin ki orda iyi niyet yoktur! Haberlere çıkarsınız ve rezil olursunuz.

Müştekiler ve avukatları bir tarafta, Sanık avukatları diğer tarafta, ben tek başıma Sakarya Barosu mensubu arkadaşlarım ve Başkanı göremediğim için öbür tarafta saygı duruşunda bulunduk ve son zamanların en saçma görüntüsünü verdik...Tuhaflıklar zinciri böyle davalarda bitmez müşteki avukatlarından meslektaşlarınız gelip duruşma arasında Başkan çok ortalarda dolaşmasın müştekilerden yönelen istenmeyen bir durum olabilir derlerse büyük ihtimalle siz bu durumu başkana söyleyemezsiniz ama kılıcı kalkanı kuşanın durum gerçekten vahimdir!!!

Dedim ya tuhaflıklar zinciri bırakmaz bu tip davalarda peşinizi günlerce ve tüm gün süren bu davalarda arada sırada dışarı çıkar sigara içersiniz  yada bir ihtiyacınız vardır hava almak istersiniz işte böyle bir durumda günlerce sizlere hakaret eden müştekiler, yakınları size yine sataşabilir yinede anlayın onları uzaklaşın oradan ama bu sefer bir müşteki avukatı size gelip sizin varlığınızın bile rahatsızlık verdiğini söylüyor ve size dışarı çıktığınız için çıkışıyorsa artık o noktada tüm sakinliğinizi bir kenara bırakın ancak şunu bilin ki vereceğiniz tepki savunduğunuz sanığın belki de tahliyesine mani olacak ve bu size bir azille dönebilecektir.

Evet ben o avukat hanımın haksız tepkisi üzerine duruşma salonuna girerek 3 gün boyunca süren mobbing’in artık katlanılacak bir durumdan öteye geçtiğini başkana dile getirdim ve duruşma düzeninin sağlanmasını ve tek kelime hakarete dahi izin vermeyeceğimi bunları duymazlıktan gelmeyeceğimi belirttim. Sonrası malum istenmeyen bir hadise yaşanmadı çünkü Başkan sert bir dille uyarmış ve izah etmişti keşke başlangıçta yapılsaydı ilk duruşmada!!!

Evet şimdi gelelim zurnanın zart dediği yere! Biz sanık vekili ve karşımızdaki meslektaşlarımızda müşteki vekiliydi ya ! Yani biz kötü çocuk karşımızdakiler iyi..Biraz filmi geri saralım...Tır parkı davasını hatırlayın...

30-40 Kişinin uzun namlulu silahların da kullanıldığı bir çatışma ve gencecik lise çağında  ölen Diyar AYAN. Ben Diyar AYAN’ın ailesinin avukatlığını tek başıma yaptığımda sanık olarak yargılanan Düzce grubu ve Sakarya grubu olarak adlandırılan iddianamede örgüt dahi denilemeyen sanık olan kişilerin avukatlarından bir tanesinde o davada sanık vekiliydi anlattığım davada müşteki vekili olan...

Nasıl olacak şimdi? Bu bir örnek sadece! Bitmedi! Çağdaş hukukçular derneğini bilen bilir! O gruptan da avukatlar vardı bizim o gergin dosyamızda ve müşteki vekiliydi başka davalarda sanık DHKPC vekilliği yapanlar..Ortamı geren, teşbihte hata olmaz adeta bir militan gibi hareket edenler...

Hala bir anlam veremiyorum bizim Sakarya Barosuna mensup arkadaşlarımızın hukuku , örfü adeti bir kenara koyup savunmaya müdahale etmelerini. Öldürülen bir meslektaşımız ile ilgili bir tepki , anma , saygı duruşunda müşteki avukatı , sanık avukatı ayrımı yapmalarını.

O kadar yozlaştık ki ne meslek etiği kaldı ne ahlak...Avukat dediğin hakkı hukuku bilmesi gereken kişi ne yazık ki o hak ve hukuktan çok uzaklaştık. Bu eskiden beri süre gelen şimdilerin yanlış politikaları ile daha da artan bir durum. Avukatlar da kutuplaştı ; sağcı, solcu, mütedeyyin, modern, çarşambacı, perşembeci ... 15 Temmuzdan bile ders almadık... Hukuku unuttuk