Sevgili okurlarım; Bizden keyif alın. Bizden öğrenin. Hazine biziz. Dünyadan yok olmadan önce her şeyi ve herkesi özellikle bizi çok sevin.

Hayatımız neden sevmeniz gerektiğinin gerçek kanıtıdır. Okuldan sonra akşama kadar sokakta oynardık.

Hiç televizyon izlemezdik. İnternet arkadaşlarıyla değil gerçek arkadaşlarla oynardık. Susadığımız zaman şişelenmiş su değil, musluk suyu içerdik. Aynı bardağı dört arkadaşla paylaştığımız halde hastalanmazdık. Her gün çok pilav yediğimiz halde hiçbir zaman kilo almadık. Çıplak ayakla dolaşırdık ama ayaklarımıza bir şey olmazdı. Annemiz ve babamız bizi sağlıklı tutmak için hiçbir zaman ek gıda takviyeleri, vitaminler vermezlerdi. Kendi oyuncaklarımızı kendimiz yaratır ve onlarla oynardık. Ailemiz zengin değildi.

Bize mal mülk değil, sevgi verdiler. Cep telefonlarımız, DVD'lerimiz, oyun istasyonumuz, XBox'ımız, video oyunlarımız, kişisel bilgisayarlarımız, internet sohbetimiz olmadı ama bizim gerçek arkadaşlarımız vardı. Arkadaşımızın evini davet olmadan istediğimizde ziyaret eder ve onlarla birlikte eğlenerek yemek yerdik. Senin dünyandan çok farklı olarak bütün akrabalarla iç içe yaşar, aramızda sıkı bağlar olurdu. Çektiğimiz fotoğraflar siyah beyazdı ama renkli anılarla dolu idi. Ülkeyi güzel günlere taşımak, çok okumak, adam olmak gibi

ülkülerimiz vardı ki belki tam yapamadık, yenildik ama uğrunda çok bedeller ödedik. Biz kendine has, anlayışlı bir nesiliz, çünkü biz ebeveynlerinin söylediğini dinleyen son nesiliz. Ayrıca, çocuklarını dinleyen ve dikkate alan ilk nesiliz.

*****

Günün sözü; Yazılan her satır, alındaki çizgilerden bir iz taşır. Yazmak için illa yaşlanmak gerekmez. Hayat insanı yirmisinde de kocatır...