Çatalın kenarını bıçak niyetine

kullanmaktır bu toprağın insanı olmak!!!

Nereye giderse gitsin,

bir şekilde manzara resmi çekebilmektir...

Güneş gözlüğü takınca

yakışıklı olduğunu sanmaktır...

Bazen

Arabayı her yere park edebilmektir...

TV yayının arkasından

el sallayıp aynı anda cep telefonu ile

yakınlarını arayıp haber vermektir...

Şampuan bitmek

üzereyken içine su doldurmaktır...

Cihazların uzaktan

kumandalarını naylonla kaplamaktır...

Bütün olayları

Bir arkadaşımın arkadaşının

arkadaşı şeklinde anlatmaktır...

Telefon çalınca yanına gidip

bir kez daha çalmasını beklemektir...

Çayın yanında gelen şekerden

fazla olanı garsona geri vermektir...

Çay bardağı altlığını küllük olarak kullanabilmektir...

Fazladan verilen ketçap, mayonez 

ve kolonyalı mendili sonra lazım olur

diye çantaya atmaktır...

Her programda

80 milyon bizi izliyor diyebilmektir...

Anadolu, bu topraklar, memleket, Türk

olmak, Türkiyeli olmak, yurdum insanı olmak.!

Düğünlerde “Dom Dom Kurşunu”

ile göbek atarak, “bir avcı vurdu beni,

bin avcı yedi beni” gibi sözlerle kendinden geçen tek millet olmaktır...

Araba camlarına

“beni yıka” yazarak arabanın

duygularına tercüman olmaktır...

Asgari ücretle çalışıyor

bile olsa maaşının iki katı

fiyatlı cep telefonuna sahip olmaktır...

Rüzgarlı havalarda

küller uçmasın diye küllüğe su koymaktır...

İçtikten sonra"ne olacak

bu memleketin hali"diye sormaktır...

Sarı ışıkta korna çalmaktır...

Sandalyenin oynayan

ayağına kağıt sıkıştırmaktır...

Denizde

“suyun altında

nefessiz ne kadar kalabiliyorum. ” diye

deneme yapıp boğulma tehlikesi geçirmektir...

Her aklına geldiğinde

“Google” da kendi ismini aratmaktır..

Petibör Bisküviyi çaya batırıp yemektir...

Papağana önce küfür öğretmektir...

Çok bilmişler gibi

Kaza yapan aracın etrafında

toplanıp, yaklaşık hasar tahmini yapmaktır..

Yangın merdiveninin basamaklarına

Saksı, saksı çiçek sıralamaktır...

Misafirliğe gidip saatlerce

oturduktan sonra ,giderken kapı

önünde tekrar muhabbet etmektir...

Otobüste giderken

Yanındakinin gazetesine göz ucuyla

bakıp gazeteyi büyük bir iştahla okumaktır...

Nerelisin?“

sorusuna cevap aldıktan

sonra “içinden mi?” diye sormaktır...

Markete bir ekmek almak için gidip en az

On beş ekmeğe dokunmak, mıncıklamak fakat

en sonunda ilk mıncıklanan ekmeği almaktır...

Kaldırım varken yoldan gitmektir...

Düğünlerde saçı topuz yapıp, yandan iki bukle bırakıp, bir de saç üstüne sim döktürmektir...

Asansör beklerken tuşa ne

kadar fazla basılırsa asansörün o

kadar çabuk geleceğine inanmaktır...

Kale kilit anahtarıyla kulağını kaşımaktır...

Bulmacadaki ünlülere kadın erkek

Fark etmeden sakal, bıyık, kaş çizmektir...

Yemeğin tadına bakmadan tuz atmaktır...

Her şeyde pazarlık yapabilmektir...

İnşallah la bütün

işleri hallettiğine inanmaktır...

Her seçim zamanı

“bir oydan bir şey olmaz” diye oy vermemektir...

Sosyal medya da her yazıyı

okumadan kırmızı kalbi yakmaktır...

Her şeyi bilmese de çok bilmektir...

Bu toprağın insanı olmak budur işte....