Bir ilişkinin kaliteli olduğu ilişkinin ne kadar sürdüğüyle ilgili değil, ilişkinin her iki tarafı da ne kadar mutlu ettiğiyle alakalıdır. Birlikteliklerde yapılan hatalardan en önemlisi de en başında her iki tarafı da mutlu eden ilişkinin artık mutsuz etmesine rağmen devam ettirilme çabasıdır. Bu süreçte hep ilişkinin en başı baz alınır. Ve kişi en başta olan mutluluğun hatırına birlikteliklerini devam ettirme eğilimine girer. Hep bir beklenti, hep aynı noktaya dönecekleri sanısıyla avunur. Ama beklenen tablo genelde olmaz.

Birlikteliklerde ilişkinin en başında duygular yoğun olduğu için kişi kendinden fazla taviz verip olmadığı kişi gibi davranabilir. Salgılanan hormonlardan dolayı algılarında azalma olur ve bazı detayları göremeyebilir. Bu ilişkinin en başında her şeyin tozpembe görünmesini sağlar. Coşkuyu artırır.

Bu dönemin farkında olup duygularını iyi yöneten, coşkularını dengede tutan, körü körüne duygu seline kapılmayan kişilerin bu enerjili dönemi atlattıktan sonra ilişkilerinin mutlu şekilde devam etme olasılığı bir tık daha yüksektir.

İlişkiyi dengede tutan davranış biçimi her an gidecekmiş gibi hazır olup, hiç gitmeyecekmiş gibi de bağlı kalmaktır. Bu sizi bağımlı bir ilişki kurmaktan korur. Karşı tarafın size daha özverili davranmasını sağlar. Her an onunla olduğunuzu bilmek karşı tarafı rahatlatır, tek bir davranışıyla gideceğinizi bilmek ise karşı tarafı devamlı zinde tutar.

Devam eden mutsuz bir birliktelik ilişkinin en başında her iki tarafı da mutlu etti diye yürümez. Sonrasında da mutlu olmanız önemlidir. Sonrasında mutlu değilseniz sizi en başında mutlu eden şey coşkularla ilgilidir, o kişi ile ilgili değil…

Mutlu günlerin hatırına mutsuz günlere katlanırsanız kaybedersiniz.

Sevgilerimle…

Mail: [email protected]