Kocaelispor ve Bodrumspor'un puanlar kaybettiği haftada Altay karşısında alınacak üç puan Sakaryaspor'u puan cetvelinde bir anda üçüncü sıraya yükselmesini sağlayacaktı.

Lig de hiçbir iddiası kalmayan ve haftalar önce ligden düşmesi kesinleşen Altay, beklenildiği gibi maça oldukça diri başladı. Karşılaşmanın ne kadar zor geçeceği kendini her geçen dakika gösteriyordu. Küme düşmeyi garantileyen ve hiçbir iddiası kalmayan takımlara karşı oynamak futbolda her zaman zor olmuştur. Kaybedeceği hiçbir şeyi olmayan futbolcular ve ekipler sahada daha rahat oldukları için iddialı takımlara karşı her zaman sıkıntı oluşturmuşlardır.
Açıkçası benzer bir durum Altay için de geçerliydi.

İlk çeyrekte Altay takımının etkili atakları oldu. Altay takımı beklenildiğinden çok daha dirençliydi. İstekli oynadılar ve Sakaryaspor’dan puan almak adına tüm güçlerini sahaya koydular.
Maçın başında Sakaryaspor çok daha fazla topa sahip olacağını düşündürdü. Ama devamında pek böyle olmadı.

Kasongo maça istekli başladı. Orta sahaya geldi ve hücum atakları organize etmeye çalıştı. Bu elbette kolay bir durum değil. Gol atması beklenen santraforun orta sahada oyun kurmaya çalışması orta sahada işlerin yolunda gütmediğini de düşündürür. Zaten bu çabalarından da bir sonuç çıkmadı.
Maçın temposu fena değildi. Hatta belli dönemlerde temponun bir hayli yükseldiğine şahit olduk.
Sakaryaspor genel olarak rakibini baskılayan bir oyun ortaya koydu. İkili mücadelelerde rakibine karşı üstünlük kurmayı da başardı.
Penaltıdan gelen golle birlikte ilk yarıyı 1-0 önde başlayan yeşil siyahlılar ikinci yarıda da rakibini baskı altına almaya çalışan oyununu sürdürdü.

Oyun olarak Sakaryaspor'u çok da eleştirmeye gerek yok. Sonuç olarak 3 puanı almayı başardı. Maçın ramazan ayında iftar saatine denk gelmesi, tribünlerin dolmaması, taraftarın maça ilgi göstermemesi, Altay’ın hiçbir iddiasının olmaması sonuç itibariyle Sakaryasporlu futbolcuların maça konsantre olmasını olumsuz etkilemiş olabilir.
Rakip az adamla yakalanmış, hızlı hücuma çıkman gerekiyor, bir bakıyorsun rakip kaleye gitmen gerekirken, geriye doğru oynuyorsun. Bu tarz aksaklıklar dikkat çekiciydi.
Aynı zamanda top rakipteyken bazı futbolcuların rakibe baskı yapmamasının da Tuncay Şanlı’nın dikkat etmesi gereken sorunlardan biri olduğunu düşünüyorum.
Futbolda izlemek diye bir şey yok! Top kaptırıldığı anda topa en yakın oyuncu yüzde yüz baskıya gitmeli.
Bunun yanında yerini bulmayan paslar, gereksiz geriye oynamak, önde baskıya kalabalık gidilmemesi, rakip oyunculara baskı yapmakta, alan yaratmada ve alanı kullanmada, hızlı oynamada geç kalan, ileride çoğalamayan, bilinçsiz hücum organizasyonları ve savunmadaki zaaflar gözlerden kaçmadı. 
Sakaryaspor savunmasını iyice öne çıkararak kalabalık bir şekilde Altay kalesini zorlayıp durdu ve sonunda aradığı ikinci golü de buldu.
Bu gol rakibin tüm umutlarını yitirdiği, inançlarını ve mücadele güçlerini kaybettikleri an oldu.
Altay golden sonra iyice havlu attı.
Sakaryaspor oyunun tüm kontrolünü artık eline almayı başardı. Aşırı bindirmeler Altay defansına zor anlar yaşattı. Son 25 dakikada orta saha ve hücum organizasyonlarında bocalayan, kalemize gelmekte zorlanan rakibi karşısında Sakaryaspor üstünlüğünü tescilledi.
Sakaryaspor son dakikalarda önemli pozisyonlardan ve hücum organizasyonlarından eli boş döndü. Bunun da en büyük nedeni oyuna sonradan giren futbolcuların final pası  atmalarındaki beceriksizlikleriydi.
Oyunun geneline baktığınızda Sakaryaspor'un daha istekli, daha sonuç odaklı oynadığı ve zaman zaman da sonucu değiştirecek pozisyonlar bulduğunu söyleyebiliriz.
Galibiyete yakın olan taraf net biçimde Sakaryaspor'du.
Hele ki son dakikalardaki oyunun temposu lig standartlarının çok üstündeydi.
Her iki teknik adamın ofansif futbol düşüncesi, mücadele tarafı yüksek bir müsabaka seyredilmesini sağladı.
Oyunda kaldığı süre içinde en önemli faktör bence maçın sonucunu tayin eden futbolcu Del Valle oldu. Yaptıkları ve attığı golle, takıma kazandıkdklarıyla Sakaryaspor'a hayat veren isimlerin başında yer aldı.