Merhabalar,

Kar yağarken keyifli bir huzur duyarız. Bunlar kar tanelerinin özelliğidir. Tüm dertleri alır yerini huzurlu bir sessizliğe bırakır. İşte bu yüzden, gürültü yapanların değil, huzur verenlerin yolu gözlenir.

Hayatımızda umut hiç bitmeyen bahar mevsimidir, ruhunda karda yağar, rüzgârlar da eser. Ama bir gün çiçekler açmaya başlar. Bu döngü böyle devam eder.

Geçen gün kar tanesiyle alakalı bir yazı okudum. Çok güzeldi sizlerle paylaşmak istiyorum.

KAR TANESİNİN HİKÂYESİ:

Bir zamanlar gökyüzünde yaşayan küçük kar taneleri varmış. Bu kar taneleri her kış gökyüzünden bir melek tarafından yeryüzüne düşürülür, yeryüzünde bir süre kalıp doğada ki pislik ve kötülükleri temizledikten sonra buharlaşıp gökyüzüne uçarlar bir daha yeryüzüne yağmak için sıralarının gelmesini beklerlermiş.

Bu küçük kar taneleri içinde bir tanesi varmış ki o diğerlerinden çok daha heyecanlıymış. Çünkü geçen kış yeryüzüne düşerken gördüğü genç adama aşık olmuş. Bütün arkadaşları bunun imkansız olduğunu söyleseler de o güzel gözlü genç adama aşık olduğunu söylemiş.

Yeryüzüne ilk kar taneleri düşmeye başladığında kar tanesi bir karar almış bu yıl sevdasını fısıldayacakmış genç adama. İmkânsız olduğunu o da biliyormuş aslında ama gene de söyleyecekmiş.

Ve yeryüzüne düşme sırası geldiğinde meleklere yalvarmış sevdiği adamın olduğu yere düşmek için melekler üzülmüş kar tanesinin haline ve istediği yere hem de sevdiğinin tam yanağına düşürmüşler kar tanesini.

Çok mutlu olmuş kar tanesi bir süre sonra konuşması gerektiğini anlamış ve:

“Seni seviyorum“ deyivermiş. Genç adam gülmeye başlamış kar tanesinin haline ve ”saçmalıyorsun” deyip onu elinin tersiyle itip buharlaşmasına bile izin vermeden akan suya ayaklarının altında ezivermiş. Çünkü adam hayatında hiç kimseyi sevmemiş ve sevmenin ne olduğunu bilmiyormuş.

Birden bütün kar taneleri deli gibi yağarak adamın kaçmasını sağlamışlar fakat küçük kar tanesini kurtaramamışlar. Sevdası sonu olmuş. Kar tanesinin o günden sonra her kış başında yağan kar taneleri fırtına şeklinde yağmaya başlayıp arkadaşlarını andıktan sonra sakinleşip nazlı bir gelin gibi gökten süzülürlermiş.

(Alıntıdır)

Keşke kar tanesine Can Yücel’in dizelerini fısıldayabilseydim.

Bağlanmayacaksın

Bağlanmayacaksın bir şeye, öyle körü körüne.

“O olmazsa yaşayamam.” demeyeceksin.

Demeyeceksin işte.

Yaşarsın çünkü.

Öyle beylik laflar etmeye gerek yok ki.

Çok sevmeyeceksin mesela. O daha az severse kırılsın.

Ve zaten genellikle o daha az sever seni, senin onu sevdiğinden.

Çok sevmezsen, çok acımazsın.

Çok sahiplenmeyince, çok ait de olmazsın hem.

Hatta elini ayağını bile çok sahiplenmeyeceksin.

Senin değillermiş gibi davranacaksın.

Hem hiçbir şeyin olmazsa, kaybetmekten de korkmazsın.

Kar tanesi gibi sevin ama kar tanesi gibi olmayın. Hepiniz kalın sevgiyle…

Mail:[email protected]