Kimler geldi geçti bu dünyadan... Kiminin sesi gür ve yüksekti... Kimi ise sessiz sedasız göçtü ebedi istirahatgahına... Hatırladığım ve tanıyabildiğim kadarıyla aralarında nice iyi insanlar da vardı... Fakat gerçekten kötü olmayı isteyen ve kötü davranışlar sergileyenler de az değildi... Ama ben size kötülüklerden değil iyilerden ve iyiliklerinden bahsedeceğim...

Tamam... Kabul... Bir gün herkes bu topraklardan ayrılacak... Kimi gurbete gider gibi buruk ve hüzünlü olacak... Kimi ise gurbetten dönenler gibi mutlu, sevgiliye kavuşmayı arzulayanlar gibi istekli... Bu biraz da bize bağlı olacak sanki...

Neler gördük, neler duyduk, neler hissettik kim bilir... Ölüm karşısındaki duruşunu hep farklı sergileyenlerle dolu tarih sahnesi... Mesela... Öldüğü geceye düğün gecesi (şeb-i arus) diyebilecek kadar tasavvuf ehli olanlar da yaşadı... Mevlana gibi... "Artık demir almak günü gelmişse zamandan... Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan..." diyerek duygularını dile getirmiş nice güzel insanlar da vardı... Yahya Kemaller gibi... Ölen eşinin ardından "Her yer karanlık... Pür nûr o mevki..." diyecek kadar Makber'i derinden yaşayan, hisseden insanlar da okuduk tarih kitaplarından... Abdülhak Hamit Tarhan gibi... 

Biraz daha günümüz dünyasına gelecek olursak; "Yaş 35 yolun yarısı eder... Dante gibi ortasındayız ömrün... Delikanlılık çağımızdaki cevher... Yalvarmak, yakarmak nafile bu gün..." diyerek, ölüm karşısındaki çaresizliği yüzümüze sertçe vuran yiğit delikanlıların şiirlerini de okuduk kimi zaman... Cahit Sıtkılar gibi... "Ölüm güzel şey budur perde ardından haber... Hiç güzel olmasaydı ölür müydü peygamber..." diyebilecek kadar ölümü güzelleştiren insanlar da gördük... Necip Fazıl Kısakürek gibi... Ya da "Uzatma dünya sürgünümü..." diyebilecek kadar kalender olanları da gördük... Sezai Karakoçlar gibi... 

Belki ölümü ve ötesini hisseden, bizlere de hissettiren nice gönlü güzel, yüreği sağlam insanlar var sayamadığım ve şiirlerini burda terennüm edemediğim... Burdan her birine selam olsun... Ruhları şad, mekanları uçmağ (cennet) olsun...

Bu günlerde hayata gözlerini yuman ve arkasında kalanlara burukluk bırakarak giden, fakat kendisinin tabiriyle, sürgünü biten değerli şairimiz, tefekkür insanımız, ruh dünyamızı zenginleştiren Sezai Karakoç'a Allah'tan rahmet diliyorum... Kalbimizde yaşayacaksın...

Bir gün kim bilir nerede, ne zaman, kaç yaşında olacak bilemeyiz ama bildiğimiz bir gerçek var ise; o da şudur ki, bizim de bitecek bu dünya sürgünümüz...
Bu ayrılığı, sürgünü fırsata çevirenlerden olabilmek, Sevgiliye ulaştığımızda alnımız açık olarak ve sevgiliyi hak ederek kavuşmak dilek ve temennisiyle...

Sevgi ve Saygılarımla...

[email protected]