Yaşadığımız birçok güncel sorunun, içinde bulunduğumuz toplumun yansımalarının çok güçlü etkisinden kaynaklanıyor olması doğal olarak kaçınılmaz bir olgudur. Toplumsal düzeyde, erişmiş olduğumuz dijital çağın tetiklediği sorunlar çok büyük ölçüde hissedilmekte ve özellikle de pandemi sonrası oldukça zorlayıcı etkilerin sonuçlarını görmekteyiz. Öncelikle inanılmaz bir yükseliş görüyorum, her alanda isyana dayalı çıkışlar. Nereye dönerseniz dönün, birlerinin sorunu sürekli olarak konuşarak, üstelik yüksek sesle büyüttüklerini görmeniz hiçte zor olmayacaktır. Sorunların kaynaklarını görmemekte ki ısrarımız da cabası. Herkesin sorunlara yönelik bir sözü olmakla beraber, çözüme yönelik hiçbir sözlerinin olmaması da ayrı tartışılacak bir durumdur.

Mutlak haklı olmak için sorun konuşmak, elbette daha kullanışlı bir araçtır sesinizi duyurmak için fakat bu sadece sesinizi duyurur, hiçbir çözüm üretmez sadece hak talep eder durursunuz ve bu bir çıkmazdır, farkında bile değilsinizdir çoğu zaman önünüzdeki aşılması gereken duvarın dibinde dövünüp durduğunuzun… Açıkçası ego tatmini ile boş çaba karışımı bir zevkten öteye geçemez...

Herhangi bir sorunu ele aldığımızda onun sorunlu yönlerini tabii ki konuşmalıyız ama bağırıp çağırıp yıkıp dökerek değil. Eşit dengede neler yapılabileceğini de düşünerek ve gerekli oluşumu sağlayarak.

Son zamanlarda toplumda sübjektif yaklaşımları genelleyerek objektifmiş gibi çevreye yansıtmak, çok sıkıntılı bir durum haline geldi ve bunu hep haklılık penceresinden genelleyerek alkış topluyorlar. Herhangi bir konu hakkında kendi görüşlerinizin gerçekliğini dikte etmek tam bir zorbalıktır. Bu tamamen öznel bir tutumdur ve gerçekliği asla belirlemez.

Burada birazda kişisel gelişim kuramlarından yayılan etkinin ve çevreden hep önce ben ilkesinin yanlış benimsenmesine neden olan, toplumsal etkiyi gözden kaçırmamak gerekir. Dijital platformlar bu etkiyi daha da perçinler ve katkı yerine zarar vermesi oldukça daha muhtemeldir. Bu çok ince bir çizgidir. Benin değeri ile bencilliğin ayırdı çok ama çok önemlidir. Dünyanın merkezine devamlı olarak kendimizi koyarsak hep haklı olmakla kalmaz başkalarını da suçlar hale geliriz. Ve bu devinim bireyi kronik mutsuzluk potasında evirir çevirir. Buradan çıkmak istiyorsak eğer kendi değerimizi korumakla beraber, insanların seslerine de kulak vermeliyiz… Bu sayede ancak kendi sesimizin yankılandığı ortamlardan sıyrılabilir ve ortak bir çizgide çözüm üretebiliriz…

Sorunları konuşup tekrar tekrar büyütmekten ziyade, çözümleri konuşarak büyütelim ne dersiniz?

Sevgiyle Kalın…