Hüseyin Cumalı yazdı...

Gazeteci Güven Hasbaş…
AK Parti Sakarya Milletvekili…
Ali İnci hakkında…
“Olamazsın” diye köşe yazdı…
O köşenin içinde de…
Ali İnci’ye şöyle seslendi…
-- danışmanlarına ilçe ilçe…
-- çalışma yaptırıyorsun. 
-- İlçelerin sorunlarına…
--  hakim olmaksa maksadın…
-- belediye sizin partili…
-- muhtarlar sizin mahalle…
-- temsilcileriniz gibi…

*

Güven Hasbaş böyle yazınca…
bende buna karşılık şöyle yazdım…
-- Muhtarlara böyle yazmak doğru mu!
-- Muhtarlar bunu hak ediyor mu!
-- Sakarya’nın 668 muhtarını…
-- böyle yaftalamak etik mi!
-- Muhtarları böyle yaftalamak etik mi!
-- İçlerinde elbette…
-- AK Partili alanlar vardır…
-- Ama sen…
-- Sen Güven Hasbaş…
-- bütün muhtarlara…
-- nasıl AK Partili gibi dersin!
-- nasıl bazı muhtarlar demezsin!
-- Sana mı kaldı…
-- muhtarları yaftalamak!
-- Sana bu gücü kim veriyor!
Diye yazdım…

*

Ve köşemi şöyle bitirdim…
-- Ve siz…
-- Sakarya Muhtarlar…
-- Federasyonu Başkanı…
-- Erdal Erdem ve yönetimi…
-- Siz ne iş yaparsınız!
-- Soruyorum…
-- Siz bu kentte ne iş yaparsınız!
-- Gazeteci Güven Hasbaş…
-- Sakarya’daki 668…
-- muhtar için…
-- AK Partili diyor…
-- Yaftayı yapıştırıyor…
-- Ama sizde ‘Gık’ yok…
-- Gık’ı bilir misiniz!
-- Siz gık diyemiyorsunuz!
-- Siz, muhtarları böyle mi…
-- savunuyorsunuz!
-- Heeeeee…
Böyle dedik…


*

Bunun üzerine…
Başkan Erdal Erdem…
cevap hakkını kullandı…
Onları yayınladık…
Şimdi sıra bizde…
Dün yazdık…
Bugün devam edelim…
Ne diyor Başkan Erdem!
-- Bizi yazmadan neden sormadın…
-- Bize keşke sorsaydın…
-- Zaten Güven Hasbaş’ın…
--- yazdığı yazıdan haberimiz de yoktu…
Burada bir duralım…
Pardon…
Ben sizin basın…
danışmanınız mıyım!
Lafın yeri geldi mi…
"Sakarya’nın en aktif…
En çalışkan ve en dinamik…
Sivil toplum kuruluşuyuz…
Biz her yerdeyiz…
Türkiye’ye örneğiz” 
demiyor musunuz!
Daha geçen gün…
bana salladığınız cevap…
hakkınızda böyle demediniz mi!
O zaman niye gündemi…
takip etmiyorsunuz!


*

Başkan diyor ki!
-- Bana niye sormadın!
Pardon başkan…
Seni bu kentte kimse…
eleştirmediği için …
bu işleri bilmiyorsun…
Seninle ilgili bir iddia…
veya bir haber yapmıyorum…
Gerçek mum gibi ortada..
Seni arayıp da neden…
Güven Hasbaş’ın yazısıyla…
ilgili fikrini sorayım!
Zaten tepkimin bir bölümü…
sizin gündemi takip etmiyor…
olmanız olduğuna göre…
Sizi arayıp da neyi sorayım!
Bu kente bir çok STK var…
Kendileriyle ilgili bir konu…
oldu mu hemen açıklama…
yapıyorlar… 
Gündemi takip ediyorlar!
Siz niye gündemi takip etmiyorsunuz!
Gündemi takip edecen…

*

Devam edelim… 
28 Ağustos’ta 
Güven Hasbaş…
“Sakarya’daki Muhtarlar 
AK Parti’nin mahalle…
temsilcisi gibi” diyor…
Yani!
Sakarya’daki 668 muhtarı…
AK Partili olmakla yaftalıyor…
Ben ise 01 Eylül’de…
Yani 5 gün sonra…
Bunu dile getiriyorum…
Muhtarları savunuyorum…
Muhtarları savunurken,
Sakarya Muhtarlar…
Federasyonu Başkanı…
Erdal Erdem ile yönetimi…
eleştiriyorum…
Dikkat edin…
Muhtarları savunuyorum…
ama başkan ve ekibini…
sert dille eleştiriyorum…
Peki sonra ne oluyor!

*

Başkan Erdal Erdem…
muhtarları yaftalayan…
Güven Hasbaş için…
Gık demiyor…
Tam tersine, bana…
yardırıyor…
Erdal Erdem benim…
için sosyal medyada…
bizim sitedeki yorumlarında…
cevap hakkında ne diyor!
-- Bana giydirmeye kalkarsan yolda kalırsın…
Aynen, biz muhtarları savunuyoruz…
ama Erdal başkan bize çakıyor!
Peki Güven Hasbaş için ne diyor…
Hiçbir açıklaması yok…


*

Bize çakan başkan…
Gidip Güven Hasbaş’ı…
makamında ziyaret ediyor…
Ve “bu yazdığın doğru değil” diyor…
Sayın başkan…
Birincisi, gazeteci köşe…
yazısında muhtarları…
ulu orta yaftalıyor…
Bunun karşılığında siz…
yönetim olarak ulu orta…
basın açıklamasıyla olayı…
kınamanız lazım…
Peki siz ne yapıyorsunuz…
Adamın ayağına gidip…
“öyle değil de böyle” diyorsunuz…
Belli ki bu işleri bilmiyorsunuz…
Eğer bilseydiniz…
benim dediğim gibi yapar…
olayı bir basın açıklaması…
ile ulu orta kınardınız…

*

İkincisi ise…
Güven Hasbaş köşesinde…
İsim vermiyor…
Ne diyor!
-- muhtarlar sizin mahalle…
-- temsilcileriniz gibi…
Yani!
Ortaya karışık salata yapıyor…
Oysa ben ne yapıyorum!
Hem Güven Hasbaş’ın ismini…
Hem de Erdal Erdem’in ismini…
yazarak eleştiriyorum…
Dolayısıyla Başkan…
Erdal Erdem’in radarına…
giriyorum…
Çünkü Güven Hasbaş gibi…
muhtarların genelini değil…
Başkan Erdal Erdem ve…
yönetimini eleştiriyorum…

*

Sonuç!
Sonuç ortada…
Güven Hasbaş’ın ayağına gidip…
“öyle yapmasaydın iyi idi” diyen…
Başkan Erdal Erdem ve ekibi…
bize gelince her yerden çakıyor…
İşte nefis böyle bir şey…
Muhtarları savunan…
Ama gündemi takip etmediği 
ve dolayısıyla muhtarları 
savunmadığı için Başkan ve
yönetimini eleştiren ben…
Hüseyin Cumalı hedef oluyoruz…
Anlatıyor başkan…
-- Beni arasaydın…
-- Bana sorsaydın…
-- Haberimiz mi vardı…
-- Ben bütün basını mı takip ediyorum…
-- Senin niyetin üzüm yemek değil, bağcıyı dövmek…

*

Ve nefis yapan…
Bu kentte eleştirilmeyen…
Başkan Erdal Erdem…
Bir anda sertleşiyor…
-- Bizi savunuyor gibi gösterip, bizi hedef aldın…
-- Bize kafana göre giydiriyorsun…
-- Bana giydirmeye kalkarsan yolda kalırsın…
Tabi…
Siz masum bir meleksiniz!
Hatta bu kentte hepiniz…
Biriniz değil…
Alayınız bu kentte meleksiniz…
Ama ben şeytanım…
Dimi!
Sizler masum melek…
Hüseyin Cumalı şeytan…
Bir adım öteye gitsek…
Bu kentte beni taşlayacaksınız…
Dimi!
Zaten şeytan taşlamak sevaptır…

*

Taşlayın bakalım…
Alayınız taşlayın…
Ama şunu unutmayın…
Ben bu işleri yemem…
Bu kentte bu işleri…
yiyen çok gazeteci var…
Ama ben yemem…
Ayrıca Erdal Erdem…
Bana dedin ya…
Raconu kestin ya bana…
-- Bana giydirmeye kalkarsan yolda kalırsın…
Çok şükür…
Biz hiç yolda kalmadık…
Senin ve senin gibi…
Bu kentte kendini…
eleştirilemez zanneden…
çok abimizi, çok kurumu…
çok lacivert takım elbiseli,
çok pahalı arabalara…
binenleri yazdık, kaleme aldık…
Ama yolda hiç kalmadık…
Çok şükür…

*

Devam Edecek…