Mutluluk; herkesin dilinde, kimsenin tam olarak tanımlayamadığı o şey. Birkaç fotoğrafla gösterilmeye çalışılan, birkaç cümleyle süslenen ama gerçekte çoğu insanın içinden kaçan bir duygu.
İnsanlar neden mutlu olamıyor biliyor musunuz? Çünkü mutluluğu hala yanlış yerlerde arıyoruz. Hala bir başkasının omzuna yüklemeye çalışıyoruz. Hala ‘biri beni mutlu etsin’ diye bekliyoruz.
Sanki mutluluk dışarda duran bir şeymiş gibi… Bir insan, bir ilişki, bir eşyaya atıyoruz sorumluluğu.
İlişkilerde ise hayatımıza biri girince düzelen, biri çıkınca dağılan bir sistemmiş gibi görüyoruz mutluluğu.
Fakat gerçeği unutuyoruz; hiçbir insan, hazır olmayan bir kalbi mutlu edemez.
Bir insan bizi sevsin istiyoruz ama sevginin yükünü taşımaya hazır mıyız bilmiyoruz. Bir ilişki bizi tamamlasın istiyoruz ama kendi eksik yanlarımızın farkına dahi varamıyoruz. Bir başarı, bir mevki, bir para bizi güçlü hissettirsin istiyoruz ama içimizdeki güç dağılmış, zihnimiz karışık, ruhumuz yorgun…
Aslında mutluluk ararken kendimizi unuttuğumuz için mutsuzuz.
İlişkilerde de durum aynı.
Herkes çok seviyor ama kimse derine inmiyor. Herkes haklı ama kimse sorumluluk almıyor. Herkes güçlü ama kimse emek vermiyor. Herkes ‘biri beni anlasın’ diyor ama kimse karşısındaki insanı dinlemiyor. En küçük tartışmada, en küçük eksiklikte kapıya koşuyor.
Bunun nedeni, insanların ‘hazır mutluluk beklentisi’ içinde olmasıdır. Bozuldu mu? Değiştir. Yoruldun mu? Bırak. Biraz canın acıdı mı? Kaç.
Mutsuzuz, çünkü derinliğimiz yok. Duygular yüzeyde, sabır unutulmuş, emek değersizleşmiş ve en önemlisi ego sevginin önüne geçmiş.
Ego iki insanın arasına görünmez bir duvar örer. Kimsenin göremediği ama herkesin hissettiği bir engel...
Sevdiğini kırıyorsun ‘o da beni kırmıştı’ diye kendini haklı sayıyorsun. Özür dilemiyorsun, gururuna öncelik veriyorsun. Konuşman gereken yerde sessiz kalmayı güç sanıyorsun. Sonra da ‘ilişkiler yürümüyor’ diye şikâyet ediyorsun. Esas olan, içinde ne varsa onu yansıtıyorsun.
Eğer kalbin dağınıksa, eğer aklın sürekli kıyaslıyorsa, eğer her sabah ‘yine mi?’ diye uyanıyorsan, eğer dışarıyı suçlayıp içeri bakmıyorsan kimse seni mutlu edemez. Hiçbir ilişki seni tamamlayamaz, hiçbir başarı seni tatmin edemez. Aksine sen insanları daha çok mutsuz edersin. Sen her ilişkiyi mahvedersin, sen herkesi dibe çekersin.
Hiçbir insan kendini tanımadan, ne istediğini bilmeden, ne hissettiğini, beklentilerini, hangi yaşama ait olduğunu fark etmeden kendini çözemez. Kendini çözen insan mutluluğun sırrını bilen insandır.
Kim olduğunu bilmeyen mutluluğu kovalar, kim olduğunu anlayan sadece yaşar.
Sevgilerimle…
Mail: [email protected]