Günümüzde “gazetecilik” kavramının maalesef eski saygınlığından eser kalmadı.
Bir zamanlar haberin peşine düşmek, doğruluğunu araştırmak, etik kurallara bağlı kalmak mesleğin temel taşlarıydı. Şimdi ise sosyal medyada birkaç takipçi, bir tık ve hızlı bir paylaşım, yetiyor insanları “gazeteci” olmaya itmeye.
Sosyal medyanın etkisiyle haber üretimi hızlandı ama kalite geriledi.
Kimi zaman haberin doğruluğu ikinci planda kalıyor, asıl önemli olanın “ilk paylaşan olmak” olduğu bir kültür oluştu. Her önüne gelen kişi, doğrulama süreçlerini atlayarak kaynağı belirsiz içerikleri servis ediyor.
Sonuç?
Toplum bilgi kirliliği içinde boğuluyor, güvenilir kaynaklara olan inanç zedeleniyor.
Bir muhabir olarak, sahada yaşadığım gerçeklik bambaşka. Binlerce kilometre yol kat ediyorsunuz, kaynaklarla görüşüyorsunuz, belgeleri doğruluyorsunuz; fakat bir “herkes gazeteci olabilir” anlayışıyla üretilen içerik, haftalar süren emeği birkaç dakikada anlamsız kılabiliyor. İnsanlar, haberi hızlı tüketiyor ama analizi ve arka planı göz ardı ediyor.
Editör olarak söylemek gerekirse, bu durum sadece mesleğin itibarını zedelemiyor; aynı zamanda demokrasiyi, kamuoyunun doğru bilgilendirilmesini ve toplumsal vicdanı da etkiliyor. Doğru ve tarafsız habercilik, sabır ve sorumluluk ister. Maalesef o da zaten günümüzde mümkün olmayan bir durum.
Unutmamak gerekir ki gazetecilik bir “unvan” değil, bir sorumluluktur. Artık "Her önüne gelen gazeteci" dönemi!
Etik ve sorumluluk hatırlatılmadıkça, sadece bilgi kirliliğini büyütmekle kalacak. Meslek örgütlerine, eğitim kurumlarına ve medya yönetimlerine düşen görev; bu sınırları netleştirmek ve gazeteciliğin hak ettiği itibarı yeniden tesis etmektir.
Ve çoğu yazımda değindiğim ve dert yakındığım gibi bir kez daha yazıyorum: Gazeteciliğin de (okulda verilen) eğitimle yakındann uzaktan alakası yoktur.
Gazetecilik sıralarda, masa başında öğrenilen ve icraata geçirilen bir meslek değil; yolculuk yapılan, sahada koşturulan, güneşin altında/kar soğuğunda çaba sarf etmektir.
Gazetecilik meslek değil, hayat tarzıdır.