Hüseyin Cumalı yazdı...

Geçen 12 Ocak 2024 tarihinde 9 Şehidimiz olduğu gece TV264 ekranlarında canlı yayınlanan  “Gazeteciler Soruyor” isimli programa katılan Başkan Ekrem Yüce “Şehitlerimiz var. Spor konuşulmaz” dedi ve konuşmadı. Biz gazeteciler “Şehitlerimiz var ve spor ile siyaset konuşulmaz” dedik programı yarıda kestik. Konuyla ilgili daha fazla detay isteyen “önceki yazılarıma baksın” dedikten sonra şimdi mevzuya gelelim…

*

Gazeteci Cihat Zafer Demirel ne anlatıyorsun sen! Heee, ne anlatıyorsun! Sen bu meydanı boş mu zannediyorsun! Sosyal medya hesabında Ekrem Yüce ve Sakarya basını için, “Medyanın bu yalan haberi yapma gerekçesi ne olabilir? Tahmin ettiniz tabii ki! Asıl konu bu değil ama” diyerek Sakarya basını için “parayı alır yalar mı” diyorsun! Bu mu tam demek istediğin! Kaçak güreşme çık adam gibi de! “Medyanın bu yalan haberi yapma gerekçesi ne olabilir?” sözünün anlamını adamsan yazarsın…

*

“Asıl konu bir Büyükşehir Belediye Başkanının bu tür basit yalanlara muhtaç halde olmasıdır” sözünü sana iade ediyorum. Çok delikanlısın yaa, çok kaytan bıyıklısın yaa, söylesene hangi haber yalan! Ve hangi yalan haberi Ekrem Yüce yaptırdı! Çok biliyorsun yaa, mert ve delikanlı adamsın ya, biz yalakayız yaa, yedirsene bize yalan haberlerimizi! Yazsana yalan haberleri! Var mı sende o yürek! 

*

“Yalan haberi kendisi ya da iletişim uzmanı akıldaneleri yaptırmıyorsa bu algı oyunlarına karşı çıkıp yalanlamamasıdır” diye yazıyorsun. Bunun anlamının ne olduğunu bilmiyor muyuz! Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem Yüce senin yerine İrfan Kardeş’i Basın Daire Başkanı yaptı. Senin başdanışman veya Basın daire başkanı olmak istediğini bilmiyor muyuz! Başkan Ekrem Yüce seni Basın Daire Başkanı yapmadığı için bunları yaptığını, birilerine yaranmak için bu işlere girdiğini bilmiyor muyuz! Şiiii Zafer, tipime aldanma karpuz kadar olan kafam çok şükür çalışıyor. 

*

Seni tanımıyor muyuz! Sen değil misin Sakarya Büyükşehir Belediyesi eski Başkanı Zeki Toçoğlu’na yapılan kumpasın içinde yer alan! Soruyorum. Sen değil misin! Hee, Zeki Başkan kötü, Ekrem Başkan kötü, şimdi buraya yazıyorum. AK Parti Sakarya Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Yusuf Alemdar başkan seçilsin ve sana iyi bir makam vermesin. O da kötü, iddia ediyorum. Makam vermesin o da kötü olacak…

*

Nasıl mı! Nasıl mı bu kadar emin yazıyorum! Benim adım Hüseyin Cumalı ve bu kentte 1984 yılından bu yana gazetecilik yapıyorum. Bilen bilir, bilmeyen de benden öğrensin. Bu kentin en iyi arşivi bendedir. Ben insana arşivlerle ne yaptığını anımsatırım. Bu Cihat Zafer denen beyefendinin Başkan Ekrem Yüce için “Şehitler” üzerinden nasıl algı yaptığını biliyorsunuz…

*

İçinizde tatmin olmayanınız var mı! Geçen 12 Ocak 2024 Cuma akşamı 9 Aslanımızın şehadet şerbetini içtiği gece Sakarya’da yaşananlardan dolayı içinizde “acaba” diyen var mı! Varsa gelsin. TV264 ekranlarında canlı yayınlanan, dikkat edin. Canlı yayınlanan Gazeteciler Soruyor isimli programda neler yaşandı! Adama görüntülerle yediririm. Öyle bir şey yok. Öyle belden aşağıya vurmak yok. Hele, hele de tam adamını buldun. Bana belden aşağıya vuracan he! Bana bunu yapacaksın he!

*

Şimdi, sırasıyla gidilim. Birincisi, şehitlerimizin olduğu 12 Ocak’ta Başkan Ekrem Yüce canlı yayında konuşmadı. İkincisi, biz gazeteciler de programı yarıda bitirdik. Bunlara rağmen algı operasyonu yapan sosyal medyasında yaptığı açıklamasında Başkan Ekrem Yüce için, “ Yalandan medet ummasıdır. Hatta yalanı beslemesidir” diye yazan Cihat Zafer…

*

Sen kime !”yalancı” diyorsun! Sen kime “yalandan besleniyor” diyorsun! Bizi kendinle mi karıştırıyorsun! Senin yazdıklarına gelecem ama önce sana mazini hatırlacam. Merak etme hemen Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) soruşturması kapsamında kapatılan ve ardından el konulan Samanyolu Televizyonu'nda yaptığın "Telve" isimli programı hatırlatmayacağım…

*

Merak etme sana Adapazarı Belediyesi bünyesinde 1990’lı yıllarda yayın yapan Adapazarı Radyo Televizyonu’nu da (ART) hatırlatmayacağım. Hani o dönemlerde ART’den şehirde ölenlerin isimleri, cenazenin kalkacağı cami ve son yolculuğuna uğurlanacak mezarlığı anons ediliyordu. Hani her gün ölenlerin anonsunu yaptığı için o dönem “Cenazeci Zafer” olarak adın çıkmıştı. Onu da yazmayacağım…

16Bfc710 051D 417A Aad1 D8417Aa2502A

*

Merak etme sana rahmetli Ünal Ozan ile rahmetli Aziz Duran arasındaki seçim yarışı sırasında Ünal Ozan’ın seçim otobüsünden elindeki mikrofonla “Sakarya’yı karanlığa götürmeyin "diye bağırdığını da hatırlatmayacağım. O günleri herkes unutmuş olabilir ama ben unutmadım. Sana onları da hatırlatmayacağım…

*

Merak etme sana Nisan 2007 tarihinde yayın hayatına giren Yeni Ada Gazetesi’ni de hatırlatmayacağım. Hatırladın mı o günleri! İş adamı Rahmi Sak ile ortakların açtığı ve seni genel müdür yaptıkları o günleri hatırlıyor musun! Sana iyi maaş ve altına iyi araba verip genel müdür yaptıkları ama senin İstanbul’dan gelmediğin o günleri hatırlıyor musun! Hani gazetenin ilk sayısı çıktığı gün patronlar herkesi toplandığı ve senin ahkam kestiğin o günleri hatırladın mı!

*

Hani gazetenin ilk çıktığı gün herkese bir laf edip sıra bana geldiğinde benim hazırladığım polise sayfası olan sayfa 3’teki liseli bir gencin başka bir liseli genci bıçakladığı özel haberimi hatırladın mı! Hani o özel haberle ilgili bir de şehirdeki bir psikologdan benim görüş aldığım o sayfaya bakarak, “Özel haber ilk sayıda çok güzel ama bu psikologun burada ne işi var! Şehirde uzman görüşü alacak başka psikolog mu yoktu! Ben bunu sevmem” sözlerini hatırladın mı!

*

Herkesin içinde benim de sana, “İlk gün çıkan gazetede özel haber yapıyorum ama sen bana sevmediğin psikologdan uzman görüşü aldım diye laf sokmaya çalışıyorsun! Sen bana liste mi verdin. Sen bana “bu gazeteye bunun ismi girer, bunun ismi girmez” diye liste mi verdin. Ne anlatıyorsun Cihat Zafer, bak işine” dediğimi hatırladın mı! Hatırladın mı, hatırlamadın mı! Ben iyi hatırlıyorum. Hatta Yeniada Genel Koordinatörü Cevdet Güngör’ün susmam için masa altından bacağıma açtığı çimdikleri bile hatırlıyorum. Bu arada bu yazdıklarım yalan diyen varsa iş insanı Rahmi Sak, gazeteci Cevdet Güngör, gazeteci Serkan Köse hayattalar. Sorun bakalım ben ilk gün ne yapmışım! 

*

Yahu Cihatçım aklıma ne geldi! Hatırlıyor musun! Seninle benim bir masa kavgası vardı! Hatırlardın mı! Hani sen beni 5 katlı binanın 4 ve 5’inci katında olan Yeniada Gazetesi’nin 4’ncü katına indim. Hatırlıyor musun! Hani Yeni Ada Gazetesi’nin verdiği araba ve yakıtla İstanbul’da 5 gün geçirdikten sonra hafta sonraları gazeteye gelip personele şekil yaptığın o günleri anımsadın mı! Ne günlerdi dimi! Ne kaymaklı günlerdi Ohhhhhhhhhh, mis gibi…

*

Hatırladın mı!
Dur şimdi sen böyök adamsın…
İşinin güç çok…
Dur o kısmı ben sana hatırlatırım…

*

Devam edecek…


 *

BAŞSAĞLIĞI

Hepimiz biliriz. Tanıdık, arkadaş çoktur. Ama birde insan hayatında önemli dostluklar vardır. O dostlara güvenir, o dostları özlerseniz. Bir de dost gurubu vardır. Hepimizin bir dost grubu olduğu gibi…

*

Gençlik yıllarında bizim de bir dost grubumuz vardı. Ali Faik Tantan, Habip İçduygu, Zeki Büyükakalın, Ömer Arslan, Özgür Ozan, Harun Baş, Yücel Ayvar, Davut Baş, bizden büyüklerdi ama bizim aramıza zaman zaman katılan Süleyman Baş ve Mustafa Tantan gibi ağabeylerimizde vardı…

*

Ve bir gün geldi iinsanı Tacettin İçduygu’nun oğlu Habip İçduygu genç yaşta aramızdan ayrıldı. Şok olduk. Kelimeler düğümlendi. Hepimizin en iyi dostuydu. Derken genç yaşta aramızdan Harun Baş ayrıldı. Yine şoktaydık. Bir de baktık ki Davut Baş genç yazda aramızdan ayrıldı. Hepsinin yeri ve acısını inanın unutmadım…

*

Ve bugün iş insanı Ali Faik Tantan genç yaşta aramızdan ayrıldı. Önce hastalandı ve göz açık kapayıncaya kadar hepimizin çok sevdiği dostumuz Ali Faik Tantan’ı kaybettik. İnanın yine içim yandı. Bizim grubun efendi, ağırbaşlı, hepimizi kucaklayan ismi Ali Faik Tantan’ın bugün cenaze törenine katıldım. Bütün Sakarya orada idi. 


*

Yine şok olduk, yine yıkıldık. Canım kardeşim Ali Faik Tantan’ın mekanı cennet olsun. Rabbim onu İnşallah Peygamber efendimize komşu yapsın. Aile büyüğü bakanımız Saadettin Tantan, iş insanı Mustafa Tantan olmak üzere Tantan ailesine başsağlığı diliyorum. Bir de Ali Faik Tantan’ı kardeşi gibi seven SATSO Başkanı Akgün Altuğ’a başsağlığı dilerim…

*

Mekanın Cennet olsun kardeşim…