Hüseyin Cumalı yazdı...

Diyorlar ki eski defterleri niye açtın! Açarım tabi, niye açmayayım! Geçen 12 Ocak 2024 tarihinde 9 şehidimiz olduğu akşam TV264 ekranlarında canlı yayındayız. Gazeteciler Soruyor başladığında Şehitlerimiz yoktu. Program devam ederken Şehit haberleri geldi. 
Programa canlı yayında bağlanan Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem Yüce “Şehitlerimiz var. Spor konuşulmaz” dedi ve konuşmadı. Biz gazeteciler “Şehitlerimiz var ve spor ile siyaset konuşulmaz” dedik programı yarıda kestik…


*

Peki sonra ne oldu! Gazeteci Cihat Zafer Demirel Ekrem başkanın konuşmamasına rağmen, bizim yayını yarıda bitirmemize rağmen Cihat Zafer, “Bunlar Şehitlerimiz var iken yalan haberler yapıp, Ekrem Yüce’yi parlattı” diye sosyal medyasında paylaşımlar yaptı. Cihat Zafer ilk mermiyi sıktı mı, sıktı. Şimdi angajman kuralları gereği cevabını veriyorum. Bana mermi atana füze atarım. Nokta…

*

Cihat Zafer Demirel’in 2007 yılındaki Yeni Ada Gazetesi serüvenini yazdık. Nasıl işten gönderildiğini de anlattık. Şimdi dün bir kısmını yazdığımız 2017’deki kumpas olayına bakalım. Dönemin Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanı Zeki Toçoğlu’na Sakarya Gazeteciler Birliği Başkanı ve aynı zamanda Yeni Sakarya Gazetesi Genel Yayın Müdürü Zeki Aydıntepe tarafından  “basına bisiklet dağıtalım” teklifi sonrasında o bisikletler törenle dağıtıldı…

*

8 Eylül 2017 günü bisiklet töreni oldu ve 29 Eylül 2017’de yani 21 gün sonra Yeni Sakarya Gazetesi’nde bir köşe yazısı çıktı. Dün bu kısma kadar yazdık. Merak edenler geriye dönük okuyabilir.  Şimdi gelelim Gazeteci Cihat Zafer’in Genel Yayın Müdürlüğü’nü Zeki Aydıntepe’nin yaptığı Yeni Sakarya Gazetesi’nde neler yazdığına, dimi! Hani diyorlar ya “eski defterleri niye açtın” Niye açtığımıza geleceğiz ama hem Başkan Toçoğlu’na basına bisiklet dağıt isteğinde bulunup, Toçoğlu bisikletleri dağıtınca 21 gün sonra Toçoğlu hakkında neler yazıldığına bakalım…

*

İşte Cihat Zafer Demirel’in 29  Eylül 2017’de yazdığı yazı…

Büyükşehir ve Büyük kibir 

Bayram arefesi ıhlamurlarına el konulan yaşlı amca ile ilgili bir yazı yazacağımı söylemiştim.
Araya Hüseyin Ağabeyin vefatı girdi, yazamadım.

Söz vermek göz vermeye benzemez! Biz sözümüzde duralım.

Belediye ıhlamurların altında kaldı diye yazacaktım.

Bütün Türkiye'ye Suriyeli mültecilere tecavüz ve cinayet manşetleriyle haber olduktan kısa süre sonra bu sefer bayram arefesinde ıhlamur satan yaşlı bir adamı ağlatarak Sakarya'yı meşhur etti belediye.

Efendim yaşlı amca çok zenginmiş falanmış fiştekmiş. Bunlar bizi ilgilendirmez.
Zeki Başkanı seviyoruz diye belediyenin halkla ilişkisindeki sakatlığı, kendini beğenmişliği hoş görmek zorunda mıyız?

RATED Başkanı Zafer Büyü, beklediği otobüs gelmeyince ilgili birimlere ve Zeki Toçoğlu'na ulaşmaya çalışmış, başaramamış.

Sosyal medyada bunu paylaştı. Facebook'taki paylaşımına yorum ekledim:
"Ihlamurlar altında. Ihlamur ıhlamur. SBB ıhlamur altında kalmış. Korkunç bir kibirle halkla ilişki kuruluyor.  Büyük lütuf aramaları sormaları. Daima haklılar ve daima meşguller. Çok işleri var. Kimse sormuyor nasılsa, kardeş bu kadar çalışıyorsunuz da bu kadar aksaklık nasıl oluyor, diye. Ver bisikleti medyaya çevirsinler pedalı sen bin mersoya bas gaza. Belediyenin basınla ilişkisi bu minvalde."

Sert mi?
"Twitter'dan Zeki Toçoğlu'na ulaşmak demek CIA başkanının cep telefonundan Trump'a bağlanmaya çalışmak demek. Başkan kendi hiç twit atmış mı hayatında da senin twitine bakacak? Bisiklet iyi bisiklet. Bas pedala."

Haksızlık mı bunu yazmak?

"Ne? Vatandaş mı? Sen şimdi bize vatandaşı mı savunuyorsun? Vatandaş bizi biliyor kardeşim tamam mı? Sen işine bak komünistlik yapma. Vatandaşmış. Biz vatandaşı Halk Partisinin elinden kurtardık be sen ne diyosun? Tayyip Erdoğan olmasın değil belediye başkanı okul aile birliği başkanı seçilemezler. Nokta."

Evet aynen böyle yazdım.

Uzunçarşı.
Gar.
Hasarlı binalar.
Cevap yok!
2019 seçimlerinden önce belediye seçimleri var.
Hem AK Parti'nin hem de Erdoğan'ın rakibi ne CHP ne de Meral Hanımın adı belli olmayan partisi.

Erdoğan, kötü yönetilen belediyelerini aşmaya çalışacak.
Derdimizin ne olduğunu anlamakta zorlanan arkadaşlarımıza not: Kaybedersek biz kaybedeceğiz, siz değil!

(Yazımın haklı mı haksız mı olduğuna karar vermenin en kısa yolu da şu: Basit bir soru sorun kendi kendinize. Belediye bu yazıya ne cevap verecek? Cehalet dediğim de, kibir dediğim de bu işte. Kendileri kaybedecek sanıyorlar. Dünyanın mekezinde kendileri var. Şehir emanet değil. Onların malı. Biz de reayayız, tebayız.)

29 Eylül 2017 , Cuma

*

2017’deki bu yazıyı okudunuz. Gelen gelir, gelmeyen gelmez ama ben sizi o günlere bir götürüp geleceğim. O günlerde Başkan Zeki Toçoğlu’na, günümüzde ise Başkan Ekrem Yüce’ye Cihat Zafer’in neden algı operasyonu yaptığına bakacağız. Bir durum tespiti yaptıktan sonra da AK Parti Büyükşehir Belediyesi Adayı olan Yusuf Alemdar’a sesleneceğiz…

*

Devam edecek…