Değerli Okurlar,

Depremi yazın, anlatın  deseler,Sakarya’lı olarak bizlerin depremi en iyi anlatabilecek  insanlar olduğumuzu düşünüyorum...

Öyleki 1999’un 17 Ağustos ‘u ,koca bir şehrin kaderinin baştan aşağı değiştiği kara bir gündü.Öyle bir 45saniye yaşadık ki,yaklaşık 21 sene geçmesine rağmen izlerini hala taşıyor,sonuçlarını yaşamaya devam ediyoruz...

17.08.1999 /03:02 /45 /7,5  tek tek birşey ifade etmeyen bu rakamlar  , yan yana geldiğinde birçok insanın kalp atışını   hızlandıran,gözlerini dolmasını sağlayan bir örüntü haline gelmektedir.Şehirde o an sadece binalar yıkılmadı.Hayaller  yıkıldı,ocaklar  söndü,dostlar bir daha buluşmamak üzere ayrıldı.Ekmek tekneleri dağıldı,şehrin ekonomisi alt üst oldu.Sakarya hüzünle akmaya devam etse de,üstünü koca bir toz bulutu kapladı.Sadece insanların değil ,koca bir şehrin sosyal yapısı psikolojisi,karakteri herşeyi yerle bir oldu...

Deprem  aslında bir doğa olayıdır.Yer kabuğunda beklenmedik bir anda ortaya çıkan enerji sonucunda meydana gelen sismik dalgalanmalar ve bu dalgaların yeryüzünü sarsması olayıdır.Bugünkü teknolojik veriler  ile bilim adamları, deprem olması muhtemel yerleri ,zamanı hariç tespit edebilmektedir...

Peki bu doğa olayı, nasıl oluyor da karşımıza doğal afet olarak çıkıyor?İşte orada DEPREMİN KÖLELERİ yani insanoğlu devreye giriyor.Gözü doymayan ,kural tanımayan bize birşey olmaz diyen,malzemeden çalan, depremle inatlaşan ,kendini akıllı sanan insanoğlu.Öyle bir akıl ki bu “deprem sonrası müdahalede çok iyiyiz,çok hızlıyız”diye övünebilme kapasitesine sahip...

Halbuki çözüm gayet  basit.Binayı yaptığın zemin uygun ,çıktığın kat sayısı ve binanın statik özellikleri olması gerektiği gibi olacak.Deprem ile inatlaştın mı,sonucunda kölesi olur,herşeyini kaybedersin,hayata sıfırdan başlarsın...

PEKİ SAKARYA DEPREME HAZIR MI?

Doğruyu söylemek gerekirse,deprem sonrası  yapılan binalar açısından,malzemeden çalınmıyor ise sıkıntı gözükmüyor.Ama deprem öncesi binalar,adeta canlı bomba şeklinde patlayacağı zamanı bekliyor...

Özellikle buradan yetkililere sesleniyorum,şahıslara ait deprem öncesi binaların  durumuna ilişkin sorumluluğunuz var, o binaları vatandaşla beraber vatandaşların hakkına zarar gelmeden depreme uygun hale getirmeniz lazım.
Ancak  kamu kurumları,okullar,askeriye ait binalar,emniyet müdürlükleri gibi sizin uhdenizdeki yerlerde büyük vebaliniz var.İvedilikle bu yerlere ilişkin durumun tespiti ve gerekli önlemlerin alınması ve bunun kamuoyu ile paylaşılması gereklidir...

Deprem şehrimizin bulunduğu jeopolitik konum gereği bizim gerçeğimiz.Defalarca yaşadık,bir gün tekrar yaşama ihtimalimiz var.Bu konuda Sakarya’lı olarak bizler iktidarı,muhalefeti,yöneticisi,vatandaşı  deprem sonrası değil,deprem öncesi bir araya gelelim.Bir araya gelelim ki deprem sonrası acıyı,hüznü paylaşıcağımıza ,deprem öncesi aklın yolunu paylaşalım...

Sevgi ve Saygılarımla

Doğa ile inatlaşmadığımız zaman OLACAK!