Sevgili okurlarım; Bir davada tanıklık etmesi için kürsüye yaşlı bir teyzeyi çağırırlar.

Kadın yerine oturur ve davalının avukatı kadına yaklaşır.

Ayşe Hanım beni tanıyormusunuz?

Yaşlı teyze cevap verir.

Ah evet Avukat Bey sizi çocukluğunuzdan beri tanıyorum.

Siz taa o zamanlar bile aileniz için tam bir baş belasıydınız.

Sürekli yalan söylüyorsunuz, karınızı komşunuzla aldatıyorsunuz, en yakınım dediğiniz insanların arkasından konuşuyorsunuz, iki lira fazla kazanmak için herkesi satarsınız.

Davalının avukatı başta olmak üzere bütün salon şok olur.

Adam ne yapacağını bilemez bir halde kadına tekrar sorar.

Peki Ayşe Hanım, ya karşı tarafın avukatını tanıyormusunuz?

Kadın yine cevaplar.

Elbette tanıyorum.

Çocukluğunda ona dadılık yapmıştım.

Tembel, ödlek ve alkolik adamın tekidir.

Etrafında bir tek dostu yoktur.

Ve herkes onun hala geceleri altına kaçırdığını söylüyor.

Yine herkes şokta!

Bütün salonu bir uğultu kaplar!

Hakim;

Kürsüye tak tak tak vurup herkesi susturur ve her iki tarafın avukatını da kürsüye çağırır ve ikisine de eğilmelerini söyleyerek kulaklarına şunu fısıldar.

Eğer bu kadına beni tanıyıp tanımadığını sorarsanız anam avradım olsun ikinizi de harcarım...

******

Günün sözü; İnsanlar, size kendilerini anlattıkları gibi değil, size yaşattıkları gibidirler. Kimini erken, kimini geç öğrenirsiniz ama öğrenirsiniz....