Hayat, önümüze serilmiş bir büfe gibidir aslında. Bir yanda ruhumuzu okşayan, içimizi ferahlatan, yüzümüzde tebessümler açtıran iyilikler sıralanır. Sanki ilahi bir el tarafından özenle yerleştirilmiş, her biri ayrı bir şifa, ayrı bir huzur kaynağıdır. Diğer yanda ise içimizi karartan, vicdanımızı sızlatan, huzurumuzu kaçıran kötülükler dizilir. Karanlık bir gölgeden fısıltılarla davet eden, nefsimizin en çirkin arzularını okşayan zehirli meyveler gibidirler.
İyilik, bir çocuğun gözündeki ışıltıdır. Bir yaşlının elini tutmaktır. Bir ihtiyaç sahibine uzanan sıcak bir eldir. Bir hayvanın susuzluğunu gidermektir. Bir haksızlığa karşı dik durmaktır. İyilik, kalpten kalbe akan, bulaşıcı bir güzelliktir. Yapıldığında sadece alanı değil, yapanı da güzelleştirir. Ruhumuzun derinliklerinde yankılanan, içimizi umutla dolduran bir melodidir. Sanki rahmani bir nefesin üflediği, bizi Yaradan'a yaklaştıran bir köprüdür.
Kötülük ise bir fısıltıyla başlar. Kıskançlık, öfke, hırs gibi karanlık duyguların tohumlarını eker içimize. Sonra filizlenir, büyür ve bizi esir alır. Yalan söyletir, iftira attırır, kalp kırdırır. Başkalarının acısıyla beslenir, kendi karanlığında boğulur. Kötülük, şeytani bir vesvesedir adeta. Bizi doğru yoldan saptıran, vicdanımızı körelten, ruhumuzu karartan bir zehirdir.
İşte tam bu noktada, hayatın en temel ve en kritik seçimiyle karşı karşıya kalırız: İyiliği mi seçeceğiz, kötülüğü mü? Rahmani olanı mı tercih edeceğiz, şeytani olana mı yöneleceğiz? Bu seçim, ne kadar küçük görünürse görünsün, aslında tüm hayatımızın rotasını belirler. Attığımız her adım, yaptığımız her tercih, ruhumuzda derin izler bırakır. İyilikle beslenen ruh, gittikçe aydınlanır, güzelleşir ve huzur bulur. Kötülükle kirlenen ruh ise kararır, çirkinleşir ve yalnızlaşır.
Unutmayalım ki bu büfe her an önümüzde duruyor. Her yeni gün, yeni bir seçme şansıdır. Geçmişte yapılan yanlışlar telafi edilebilir, yeni başlangıçlar yapılabilir. Önemli olan, kalbimizin sesini dinlemek, vicdanımızın pusulasına güvenmek ve aklımızı iyiliğin rehberliğine teslim etmektir.
Tercih senin. Ruhunu rahmani bir esintiyle mi dolduracaksın, yoksa şeytani bir karanlığa mı teslim edeceksin? Unutma, her seçim bir tohumdur ve ektiğini biçeceksin. Gelin, hep birlikte iyilik tohumları ekelim ki dünyamız güzelleşsin, ruhlarımız şifa bulsun. Maalesef son zamanlarda şeytanı düşüncelere sığınan bir çok kişileri görüyoruz. Bu düşüncede olanları ivedilikle yanımızdan ulaklaştıralım ki bizlerinde akıllarını karıştırmasınlar.

Esen kalın.